Hasan CEMAL
Yalnız BDP ve PKK’yı destekleyen Kürtlerin değil, Ak Parti’ye oy vermiş olanların da, yani bütün Kürtlerin de kalbi çok fena kırıldı Uludere’yle. Kürtleri devletten soğutan, uzaklaştıran 1990’lardaki o süreç, bugün farklı koşullarda da olsa, Uludere’yle birlikte hızlanmış durumda...
Bu memlekette devletin kendi vatandaşlarına karşı hâlâ bu kadar acımasız ve hoyrat davranabilmesi ürkütücü değil mi?
Bu soruyu, Milliyet’in dünkü manşetindeki Roboski katliamı röportajını okurken yine kendi kendime sordum.
Bir yıl geçti.
Anımsıyor musunuz, 28 Aralık 2012’de Türk savaş uçaklarından atılan bombalarla 17’si çocuk 34 Kürt köylüsü öldü.
Bu katliam nasıl oldu?
İstihbarat nereden geldi?
Bombardıman emrini kim verdi?
Hâlâ bilinmiyor.
Devlet, bunca zamandır vatandaşlarından bir özürü bile esirgedi. Başbakan Erdoğan, bir yıl geçti, Uludere’ye kadar gidip ölenlerin ailelerinin gönlünü bile almadı.
Burcu Karakaş’ın dünkü Milliyet’te, “Uludere’de zaman 28 Aralık’ta durdu” başlıklı güzel röportajının girişi şöyleydi:
“Uludere’ye bağlı Gülyazı ve Ortasu köyleri hâlâ iki koca taziye evi. Kadınlar baştan aşağı siyahlar içinde.
Erkekler çaresiz ve sessiz.
Çocuklar iştahtan kesilmiş.
Kimi okulu bırakmış, kimi geceleri uyuyamıyor. İlkokul çocukları resim dersinde parçalanmış bedenler çiziyor.
Genç kızlar ise çocuk sahibi olmak istemiyor. Kardeşleri Orhan ve Zeydan’ı yitiren 19 yaşındaki Sibel Encü, içinde bulunduğu psikolojiyi şöyle özetliyor:
‘Hiçbirimizde hayat diye bir şey kalmadı. Ben kardeşlerimin ölümünden sonra çocuk istemiyorum. Değil evlenmek yaşamak bile istemiyorum.’
Umutsuzluğun ve acının hakim olduğu Uludere’de yakınlarını yitirenlerin artık tek isteği adalet...” (17 Aralık 2012 tarihli Milliyet, s. 17)
Devlet, Kürt köylülerinin talep ettiği ‘adalet’i verebilecek mi?
Şimdilik umut ışığı yok.
Devlet, kendi vatandaşından adaleti geciktiriyor, bir özürü bile esirgiyor ama, o savaş uçaklarını kaldıran askeri otoritenin en tepesindeki Hava Kuvvetleri Komutanı’nın göğsüne madalyatakabiliyor.
Bu mu adalet?
Böyle bir devletten hiç adalet beklenebilir mi?
Tayyip Erdoğan ve Ak Parti ne kadar farkında bilmiyorum.
Şunun altını iyi çizsinler:
Yalnız BDP ve PKK’yı destekleyen Kürtlerin değil, Ak Parti’ye oy vermiş olanların da, yani bütün Kürtlerin de kalbi çok fena kırıldı Uludere’yle.
Devletle Kürtlerin arasındaki duvar biraz daha yükseldi. Devlete biraz daha yabancılaştı Kürtler.
Kürtleri devletten soğutan, uzaklaştıran 1990’lardaki o süreç, bugün farklı koşullarda da olsa, ‘Roboski katliamı’yla birlikte hızlanmış durumda...
Bugün artık Kürt sorunu diyemeyen, demeyen bir Başbakan var.
Kürtçe savunma hakkını kendi iç muhalefeti yüzünden çıkaramayan bir hükümet var.
İfade özgürlüğü ve hapisteki gazeteciler açısından az da olsa umut ışığı olan Dördüncü Yargı Paketi’ni -yine kendi iç muhalefeti nedeniyle- hâlâ Meclis’e getiremeyen bir hükümet var.
Baştaki soruya dönüyorum:
Bu memlekette devletin kendi vatandaşlarına karşı hâlâ bu kadar acımasız ve hoyrat davranabilmesi ürkütücü değil mi?
Şu da sorulabilir:
Sevgili Hrant Dink’in ölüm yolculuğunu hızlandıran Yargıtay kararının altında imzası olan, demokrasi ve adaleti “Türkiye’nin özel koşulları”nda savunacağını söyleyen bir yargıcıOmbudsman seçebilen, işkenceci polisi terfi ettirebilen, veyahut İstanbul’un göbeğinde ırkçı sloganların atıldığı bir mitingde nutuk çeken birini İçişleri Bakanı yapabilen bir siyasal iktidardan bundan böyle demokrasi ve adalet adına ne bekleyebiliriz?
Devlet benim zihniyetinin ürünü olan ‘kibir’le bakalım nereye kadar, nasıl yol alacak Türkiye sorusu uzunca zamandır hep aklımda.
Güç bir dönemdeyiz.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024