Hüseyin GÜLERCE
1128 Akademisyenin 11 Ocak’ta, “bu suça ortak olmayacağız” başlığı ile yayınladıkları bildiride tam ne denildiğini bir daha hatırlayalım. Bu akademisyenler aynen şunu diyorlar:
1. Türkiye Cumhuriyeti; Sur’da, Silvan’da, Nusaybin’de, Cizre’de, Silopi’de ve daha pek çok yerde kendi vatandaşlarına karşı kasıtlı ve planlı kıyım uygulamaktadır. Bu, Türkiye’nin kendi hukukunun ve uluslararası hukukun emredici kurallarının da ağır bir ihlali niteliğindedir. 2. Müzakere koşullarının hazırlanmasını ve hükümetin Kürt siyasi iradesinin taleplerini içeren bir yol haritasını oluşturmasını talep ediyoruz. 3. Uluslararası gözlemcilerin rapor tutmasını istiyoruz. 4. Yapılan katliamın suç ortağı olmayacağımızı beyan ediyoruz.
Bu bildirinin iki problemi var: Bir, tek taraflı bir bildiri. Akademisyenler; PKK teröründen, şehit edilen asker ve polislerimizden, yakılan, yıkılan cami ve okullardan, evlerinden çıkamayan masum vatandaşlardan, onların evlerinin silah ve çatışma üssü haline getirilmesinden, hendeklerden, yollara kurulan el yapımı patlayıcılardan, kısacası güvenlik güçlerine karşı silahlı mücadele veren yüzlerce teröristten hiç bahsetmiyorlar. İki, Türkiye’yi Esed rejimine benzetiyor, kendi halkına kıyım ve katliam yapmakla suçluyorlar. Ayrıca Türkiye’yi bir müstemleke ülkesi gibi görüyorlar.
Bu şekliyle bildiride akademisyenler yalan söylemekte, bölgede asayişin, kamu güvenliğinin sağlanması için yapılan meşru mücadelenin karşısına dikilerek, teröre destek veriyor, teröristleri masum gösteriyorlar. Bölgede halk ile güvenlik güçleri çatışmıyor ki. Halkın elinde silah yok ki. Teröristin elinde silah var. Yani bu akademisyenler, “insanlar ölmesin” diye değil, “PKK’lı teröristler ölmesin” diye bildiri yayınlıyor.
Bu bildiri açıklandığı gibi kalmadı. Başta ABD ve Avrupa Birliği tarafından, resmen düşünceyi açıklama özgürlüğüne sokuldu. Çok basit bir soru; acaba Avrupa ülkelerinde ve ABD’de, Türkiye’de yaşanan gibi bir silahlı isyan olsaydı, tuzaklarla, suikast silahlı ile asker-polis öldürülseydi, bir kısım akademisyen de bunları destekleyip, hükümetleri kıyım/katliam yapmakla suçlasaydı, “rahatsız edici de olsa ifade özgürlüklerini kullanılıyorlar” denir miydi? ABD ve AB yöneticileri ellerine vicdanlarına koysunlar diyeceğim ama bu konuda onlara ait o kadar çok çifte standart örneği var ki...
Mesele düşünce özgürlüğü, demokrasi falan değil. Suriye’de ve Irak’ta yaşananlardan istifade ile Türkiye’de vatan toprağı üzerinde bir bağımsız Kürt Devleti kurulması meselesidir. Selahattin Demirtaş bunu 27 Aralık 2015’te “Öz yönetim” kurma kararının alındığı Diyarbakır’daki Demokratik Toplum Kongresi’nde açıkça söyledi.
Bakınız bu akademisyenler 16 Ocak’ta ikinci bir bildiri daha yayınladılar. Bir hususun duyulmaması için tatlı su demokratları pek üzerinde durmadı.
İkinci bildiride şunu söylüyorlar: “Hendekler ve barikatlar denilen olay, bugünkü kargaşanın sebebi değildir. Kürtlere 1919’dan bu yana verilip tutulmayan sözlerin sonucudur...” Kastettikleri “Atatürk”ün Ekim 1919’da kararlaştırılan Amasya Protokolleri’nin gizli tutulan 2. Kısmında Kürtlere bağımsızlık sözü verdiği”dir. Aynı metinde, bu yöndeki ifadeden amacın, Kürtlere “bağımsızlık” vaat eden İngiliz politikasını etkisizleştirmek olduğu da yazılıdır.
1921 Anayasası’nın 11. maddesinde illere “mahalli işlerde” özerklik tanınıyordu. 1924 Anayasası’yla illerin özerkliği kaldırıldı. O akademisyenler ve onlara destek verenler bilsin ki dün İngiliz siyasetinin, bugün de ABD ve AB siyasetinin peşine takılmanın, dışarıdan medet ummanın bizim en önemli meselemizin çözümüne hiçbir faydası olmaz.
Bugün bulacağımız çözüm önemli. Kürt siyasi hareketi, KCK-PKK-HDP olarak, silahı bırakmayı kabul etmedikçe çözümden hiç bahsetmesinler. Devletimize boyun eğdiremeyeceklerini kabul etmedikçe sulh yolu açılmayacaktır. Aynı devlet çatısı altında, aynı vatanda birlikte yaşamanın dışında, demokratik anayasal zeminde toplumsal uzlaşmanın dışında bir yol yok...
İş dünyamızın mümtaz isimlerinden Mustafa Koç’a Allah’tan rahmet, Koç ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019