İbrahim Karagül
Yaşannları Türkiye'nin kıyameti sananlar yakında kopacak küresel fırtınayı görmüyor mu? Dünyanın bilinen bütün merkez güçlerinin alabildiğine bir çatışmaya, hesaplaşmaya sürüklendiğini farketmiyor mu?
ABD'den Avrupa'ya, Rusya'dan Çin'e kadar yeryüzünü kuşatan bir kriz haritasının şekillendiğini, dünyanın çatışma alanlarının sanıldığı gibi Ortadoğu olmayacağını, Doğu-Batı sınırını oluşturan her bölgenin çatışma alanı olacağını, Atlantik blokunun kendi içinde bölünmeye yüz tuttuğunu, Çin ve Pasifik merkezli bir güç yığılmasının dikkat çektiğini görmüyor mu?
“ABD'nin Gorbaçovu”nu Beyaz Saray'a gömmek..
Peki ne oluyor? Donald Trump ABD'nin Gorbaçov'u mu olacak?ABD için bir tür Perestroyka mı başlayacak? Yeni Amerikan Yüzyılıilan etmeye çalışanlar kendi içinde mi çatışacak?
ABD istihbaratı ile İngiliz istihbaratı, seçilmiş bir ABD Başkanı'na neden saldırıyor? Bel altı yöntemlerle onu yok etmek, o koltuğa oturamaz hale getirmek, yerine geçse bile Beyaz Saray'a gömecek hamleler yapıyor?
Neden onu Rusya ajanı ilan ediyor? Neden ABD-Çin savaşından söz ediliyor? Baltık bölgesine neden bu kadar askeri yığınak yapılıyor? Doğu Avrupa ve Pasifik bölgesi yeni dünya savaşının ana cepheleri mi olacak?
Türkiye'ye saldıran, onu dizginlemeye ve teslim almaya çalışan hemen her ülke çok daha büyük bir felakete hazırlık yapıyor, dikkatinizi çekiyor mu? Bugün biraz Türkiye'den uzaklara, dünyaya bakalım.
İçeriye yoğunlaştık çünkü saldırıya uğradık
Evet doğru, biliyoruz: Ülkemiz ağır saldırılar altında. Sokak hareketleriyle başlayan, finansal operasyonla devam eden, 15 Temmuz'daki ağır saldırıyla zirveye çıkan, ama devam eden saldırı dalgası ile ülkemizin nefesini kesmek istiyorlar, biliyoruz. 15 Temmuz'dan hemen sonra terör dalgasıyla, bugünlerde finansal terörizmle durdurulmak isteniyor, biliyoruz.
Bir Türkiye tasarımı var, bir Türkiye operasyonu var, Atlantikçi çevrelerin bu ülkeye müdahaleleri var, ülkeyi Suriyeleştirip Ortadoğu'nun harita taslaklarına bağlama düşüncesi var. Anayasa ve Başkanlık sistemi gibi içerideki sistemik dönüşümü bitirmeden diz çöktürme hesabı var, biliyoruz.
Suriye savaşı başladığından bugüne bu vahim süreç işletiliyor, Birinci Dünya Savaşı sonrası yeni tasarım işletiliyor. Türkiye bu tasarıma meydan okurken, alabildiğine mücadele verirken, asla diz çökmeyeceğini yüksek sesle duyururken, karşısında ABD'den Avrupa'ya kadar bir cephe inşa edilirken, coğrafyamızdaki bütün terör grupları bu amaçla seferber edilirken bizim içeriye yoğunlaşmamızdan, içeride mücadele etmemizden daha doğal bir şey elbette olamazdı. Bunu da biliyoruz.
Türkiye'yi vuranlar kendi kıyametlerine hazırlanıyor
Ama bildiğimiz başka şeyler de var: Ortadoğu'daki fay hatlarınıhareketlendirenler, ülke sınırlarını anlamsızlaştıranlar, devletler ile örgütleri birbirine karıştırır hale gelenler, örgütler üzerinden ülke ve coğrafya dizayn etmeye çalışanlar çok daha büyük bir felaketle yüzleşmek üzere.
Asıl kıyametin Türkiye'de değil, başka yerlerde, başka ülkelerde, yerel değil, bölgesel değil küresel ölçekte kopmak üzere olduğunu ya da kopacak kıyametin işaretlerini görme zamanı geldi.
Bu fırtına Suriye meselesine, Türkiye'de terör meselesine, ardı ardına yapılan ekonomik saldırılara ya da 15 Temmuz darbe ve iç savaş meselesine hiç benzemiyor. Çok daha büyük, dünyanın merkez güçlerini etkisi altına alacak, onları krizlere sürükleyecek, eritecek bir kriz dalgası, bir çatışma dalgası bu. Örtülü güç hesaplaşması açığa çıkıyor, merkez güçler aralarındaki savaşı gizleme imkanı artık kalmadı.
Birleşik Avrupa Projesi çöktü..
İngiltere'nin ayrılma kararından sonra çözülme sürecine giren, belki yakın zamanda Güney Avrupa ülkelerinin de ayrılmaya çalışacağı bir Avrupa Birliği var. Artık birlik bir tür Alman imparatorluk projesine dönüşmüş durumda ve Avrupa'nın geçmiş acılarını yaşayan her ülke Almanya ile, dolayısıyla AB ile arasına mesafe koymaya başlayabilir. Ortada Birleşik Avrupa diye bir şey kalmayacak.
Bazıları İngiltere ile ABD eksenine, bazıları Alman projesine yönelirken bazıları kendi yollarını aramaya çalışacak. Bu bir çözülme evet, siyasi çözülme. Ama devamı var. AB için çok ciddi güvenlik sorunları işte tam bu dönemde başlayacak.
Trump'ı evcilleştirmek, Trump'ı şeytanlaştırmak
ABD ise, tarihinin en başarısız hükümetinden sonra en tehlikeli, belirsiz, sıradışı liderini kontrol altına almaya, ehlileştirmeye, evcilleştirmeye çalışıyor. Ama bu evcilleştirmeyi onu düşmanlaştırarak yapıyor. Trump'ı Rus ajanı ile ediyor, ABD sistemik güçleri Trump'a açık savaş başlatıyor, aleyhine ardı ardına istihbarat raporları servis ediyor.
Daha koltuğa oturmadan şeytanlaştırdıkları bir liderle ABD nereye gidebilir? Kimlerle hesaplaşabilir? Dünya liderliği projesini nereye gizleyebilir? Kendi içindeki ayrışmaları belki de çatışmaları nasıl kamufle edebilir?
Böylesini hiç görmedik
Yıllardır ABD örtülü operasyonlarını, istihbarat operasyonlarını izlemeye, anlamaya, çözmeye çalışırım. Böylesini hiç görmedim. Kendi liderine, seçilmiş bir kişiye bu türden “açık” saldırılara hiç tanık olmadım. Sanki ABD kendi içine gömülecek, kendi içinde hesaplaşacak gibi.
21. Yüzyılın başında bütün dünyayı yönetmeye girişen ABD, kendi seçimini, kendi liderini, kendi hükümetini kontrol etmeye çalışıyor! Bir “üçüncü dünya ülkesi” gibi, eskiden askeri darbelerle hizaya soktukları ülkeler gibi.
Rusya kaynaklarını yağmalama planı var
Trump'ın ısrarla Rusya ile barış geliştireceğim demesi, sistemin ise Rusya ile savaş çağrıları yapması, derin bir uçurum gibi görünüyor. Rus haritası, Rus kaynakları Atlantik ekseninin iştahını kabartıyor. Bu toprakları, kaynakları Moskova'ya bırakmaya hiç de niyetleri yok.
Ama böyle bir dönemde Trump'ın Rusya ile yakınlaşmayı en önemli siyasi proje olarak öne sürmesi, “emperyal, yağmacı Amerika”yı çılgına çevirmeye yetti. Henüz atılmış bir adım bile yokken, sadece söylem varken bile Trump'ın Rusya'ya dostluk içeren her cümlesinden sonra Doğu Avrupa'ya daha fazla askeri sevkiyat yapar oldular.
Edoğan'a saldıranlar şimdi ABD'ye operasyon çekiyor
Türkiye'de kamuoyunu Erdoğan'a karşı harekete geçirmeye çalışanlar, bir memnuniyetsizler sınıfı oluşturup içeriden iktidar devirmeye girişenler şimdi kendi liderlerine aynısını yapıyor, kendi liderlerini vuruyor, daha göreve başlamadan savaşlara sürüklemeye çalışıyor.
Şimdi biz, ABD'de ne dolaplar döndüğünü, kimlerin kimlere komplolar kurduğunu, yarın ABD sokaklarının harekete geçeceğini, ABD'nin kendi içinde çatışacağını söyleme hakkına sahip değil miyiz? Bize yaptıklarıyla şimdi kendi içlerinde yaptıkları arasında ne frak var?
Bush küresel savaşın, Obama kaosun mimarı
Obama yönetimi şüphesiz ABD tarihinin en kötü yönetimlerinden biriydi. Hiçbir zaman bir devlet, Obama döneminde olduğu kadar terör örgütleriyle iç içe geçmedi. Öyle bir hale geldiler ki, devletlerle terör örgütlerini ayıramaz oldular. Meşruiyetalanlarını kaybettiler, bir çok ülkeyi ve bölgeyi örgütler üzerinden ele geçirmeye çalıştılar.
George Bush'un “Önleyici saldırı” doktrininden çok daha vahim bir sapmaydı bu. Bush doktrini küresel sistemin yeniden inşasının önünü kapattı, küresel hesaplaşma dönemini başlattı. Eğer yeni bir dünya savaşı patlak verecekse bu doktrin onun altyapısını hazırladı. Obama'nın terör örgütleriyle ortaklık projesi ise, küresel ölçekte kaos ve felaketin alt yapısını hazırlayacak ölçüde vahimdir.
Sırada iki büyük hesaplaşma var
Dünya iki büyük hesaplaşma ile karşı karşıya. Biri, ABD'nin kendi içinde hesaplaşması. Bu, AB'nin çözülmesinden daha derin izler bırakacaktır. İkincisi ise ABD'nin, Avrupa'daki müttefikleriyle birlikte Rusya ve Çin ile hesaplaşmaya hazırlanması. Bu yüzden küresel bir felaketten, tehditten söz ediyoruz. Bu yüzden Doğu Avrupa/Baltık bölgesi ile Pasifik bölgesinde şok edici patlamalardan endişe ediyoruz.
ABD kendi iç hesaplaşması nereye varır, göreceğiz. Sosyal ayrışmalara, bölünmelere, bu ülkenin içine kapanmasına yol açabilir. Tam tersi de olabilir. İçerideki krizi dünyaya ihraç edebilirler ve yeryüzünün bazı bölgelerinde büyük krizleri tetikleyebilirler. Bu krizler Irak ve Afganistan işgali gibi, Suriye krizi gibi olmayacak, çok daha büyük olacaktır.
Örtülü savaş açığa çıktı, jeopolitik savaşa dönüştü
Ne olursa olsun, hangi ölçekte olursa olsun küresel kriz Trump döneminde yaşanacaktır. Washington ile Pekin ve Moskova arasındaki ilişkileri, gelişmeleri günü gününe takip etmek, derinlemesine sorgulamak gerekiyor. Her şeyin izi buradadır. Kişisel olarak böyle bir hesaplaşmanın yaşanacağına inanıyorum. Uzun süredir o bölgeleri ve o ülkeleri bu yönde izlemeye çalışıyorum. Ortadoğu'da yaşananların sözünü ettiğim tehlikeye göre hafif kalacağını biliyorum.
Çin medyasının açıktan savaştan bahseder oluşu, Putin'in tehlikeyi önlemek için daha da saldırganlaşması bu yüzdendir. Soğuk Savaş'ın bitişinden bu yana devam eden örtülü çatışma açığa çıkmıştır. O günden beri devam eden ekonomik savaş jeopolitik savaşa dönüşmüştür. Coğrafyamızda birçok ülkenin sınırlarını, haritasını değiştirmeye çalışanların kendi haritalarının bile değişebileceği düşüncesi hiç de fantastik değildir.
Türkiye için kritik eşiğe çok az kaldı
Türkiye Anayasa ve Başkanlık Sistemi ile sistemik dönüşümünün son aşamasının tamamlamak üzere. Bu aşamadan sonra terör dalgalarıyla, finansal terörizmle bu ülkeye ayar verme imkanları hiç olmayacaktır. Türkiye'ye karşı cepheye sürülen o örgütler çok yakında sahipsizkalabilirler.
Çünkü Türkiye, yakın bölgesinin krizleriyle boğuşmak yerine daha üst kararlar verme, daha büyük meselelerle ilgili pozisyon belirleme durumuna gelecektir. Bu da tehdidin sınırlarının ve coğrafyasının uzaklarına taşınacağı anlamına gelmektedir. O zaman Türkiye'nin pozisyonu bir çok şeyi etkiler hale gelecektir. Dünyanın dikkati başka bölgelere odaklanacaktır.
'İslam iç savaşı' isteyenler Batı'nın iç krizlerine baksın
Tekrar edelim: Yerel krizler, bölgesel krizler küreselleşiyor. Savaş Ortadoğu'nun uzağına taşınıyor. Batı kendi içinde çatışmaya sürükleniyor. Doğu-Batı ekseninde çok derin çok tehlikeli bir ayrışma şekilleniyor ve hiç kimse bu ayrışmanın nerelere uzanacağını bilmiyor. Bize düşen, Türkiye içinden, Suriye körleşmesinden biraz uzaklaşıp aslında neler olduğuna dair zihinsel çaba sarfetmek, gelişmeleri izlemektir.
Türkiye'de iç savaş isteyenler kendi içinde çatışıyor. Coğrafyamızda harita değiştirenler kendi haritalarını tartışmalı hale getirecek büyük krizlere sürükleniyor. Ortadoğu'yu yeryüzünün kaos coğrafyası ilan edenler kendilerine en yakın bölgelerde savaşa tutuşmak üzere. “İslam kendi içinde savaşacak” tezini üretip mezhep üzerinden iç savaş tezgahlayanlar, Batı'nın kendi içindeki krizlere yoğunlaşmak zorunda kaldılar.
Artık bu ülkenin bileği bükülmez
ABD, İngiltere, İsrail, bazı AB ülkelerinden, Rusya ve Çin'e uzanan kuşakta travmatik gelişmeler oluyor. Açık açık savaştan, AB'nin dağılacağından söz ediyorlar. Açıkça ABD kendi liderini kurşun yağmuruna tutuyor.
Türkiye'nin birkaç ay sonrasını, birkaç yıl sonrasını bu gelişmelere bakmadan öngöremezsiniz, bir perspektif geliştiremezsiniz. Bana öyle geliyor ki, bir kaç ay sonra Türkiye'nin değil, onların krizlerini konuşur olacağız. O tarihten itibaren Türkiye'nin bileğini bükme ihtimali ebediyen ortadan kalacak, asıl yükseliş o zaman başlayacaktır.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021