İhsan DAĞI
Kendi halkını sürekli fişleyen bir devlet nasıl bir aygıttır? Neye benzer? Neden yapar bunu? Hem de ‘devlet millete hizmet için vardır' sözleri en zirvelerde edilirken.
Tepede ne söylenirse söylensin, Anayasa'da ne yazarsa yazsın, devlet bildiğini okuyor. Vatandaşı kimliğinden, düşüncesinden, inancından dolayı fişliyor. Anlaşılan bu, devletin genetiğinde var. Anayasa'yı değiştiriyorsunuz, bu genetik değişmiyor. Yönetenleri değiştiriyorsunuz, gelenek aynen devam ediyor. Yani hukuk da siyaset de durduramıyor fişleyen, özel hayata karışan, halkı komple şüpheli gibi gören devleti...
Tuncelililer fişleniyor, partililer ve Hizmet sempatizanları fişleniyor, şirketler, bürokratlar fişleniyor, üniversite öğrencileri fişleniyor... Yani devletten birileri işlerini güçlerini bırakmışlar maaşlarını ödeyen, velinimetleri olan vatandaşları fişliyorlar.
En son yeni bir fişleme vakası çıktı. Gaziantep Üniversitesi'nin İslahiye ilçesinde bulunan fakülte ve yüksekokulunda okuyan öğrenciler fişlenmiş. Birileri öğrencilerin siyasî görüşlerini, arkadaşlıklarını, ilişkileri fişlemiş. Kim kimle el ele, kim kimle kol kola, kim kimle dost devlet izlemiş. Yetmemiş, sonra da kendi aralarında paylaşmışlar bu bilgileri, dedikoduları. Fişleme notlarından çıkan; resmen dedikoducu bir devletimiz var. ‘Devlet aklı' da ‘devlet ahlakı' da yerlerde sürünüyor...
Kimse kusura bakmasın; ahlak notundan direkmen çakacak olanlar fişlenen öğrenciler değil, fişleyen devlet ve onun görevlileridir.
Habere göre fişlemeler 2010 ve 2011 tarihli. Daha doğrusu ‘sızan belge'lerin tarihi böyle, sızmayan fişlemelerin günümüze kadar gelmesi şaşırtmaz kimseyi. Ne de olsa devlette süreklilik esastır!
2010'a gidelim; bir yandan devlet vatandaşını fişlemeye devam ederken öte yandan da millet özel hayatının dokunulmazlığını ve gizliliğini daha sağlam bir ilkeye bağlayan anayasa referandumuna evet demeye koşuyormuş... Ne anayasa bağlıyor devleti, ne ahlak. Güvenlik derler, beka derler, komplo derler mutlaka bir ‘gerekçe' bulurlar vatandaşı fişlerken...
Bu mudur devlet? Budur... Tepesinde bulunanların ‘millet için var' dediklerine bakmayın; milletin devlet katında pek makbul bir tarafı yok, şüpheli, potansiyel suçlu muamelesi görür. Milletin görevi vergi vermek, böyle bir devleti finanse etmektir. İtiraz değil, itaat etmesi beklenir. Fişlemelere, yolsuzluklara, yanlışlıklara itiraz etmeyecektir. Yoksa? Yoksa, boşuna mı bütün fişlemeler, kişisel bilgiler, devlet gereğini yapar, vatandaşın defterini dürer.
Memlekette bir Anayasa var. Bu Anayasa'da devletin tanıması, saygı duyması ve koruması gereken temel hak ve özgürlükler yazıyor. Bunların arasında elbette özel hayatın dokunulmazlığı ve gizliliği de geliyor. Üstelik bu konuda yeni bir düzenleme daha üç yıl önce referandumda kabul edilmiş, yani ‘milli irade' yöneticilere sınırlarını çizmiş.
Sonuç; kişisel ve keyfî yönetime, fişlemeye devam... Bizim devlet hak, hukuk, anayasa ve özgürlükten anlamıyor. Varlığının, meşruiyetinin temelinin hak, hukuk ve özgürlük olduğunu görmezden geliyor. Böyle yapmakla kutsadığı devletin meşruiyetini tükettiğinin de farkında değil.
Devlet vatandaşların hayatından, kimliğinden, düşüncesinden elini ayağını çekmeli. İşi bu... Halka yaşam tarzı dayatan, kimlik giydirmeye çalışan, ahlak öğretmeye kalkışan bir devlet demokratik bir hukuk devleti olamaz. İster Kemalistler yönetsin böyle bir devleti, ister İslamcılar yönetsin, fark etmez. Hatta ‘devlet millete hizmet için var' sözünü ağızlarından düşürmesinler yine de fark etmez. ‘Köylü milletin efendisidir' sözü söylenirken köylü Başkent'e sokulmuyordu, Meclis'in duvarında ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazarken tek partili, tek adamlı, göstermelik seçimli otoriter bir yönetim hükmediyordu ülkede.
Devlet ‘had'dini bilecek. Bunun yolu da milletin ‘hak'ını bilmesi. Hakkını bilmeyen bir milletin devleti haddini bilmez... Yani hak ettiğiniz gibi yönetilirsiniz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023