Kurtuluş TAYİZ
IŞİD, rehineler ve Rojava konusunda DHA'ya demeç veren HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, bugünlerde "herkesin konuştuğu ciddi bir iddiayı" gündeme getirmiş. Demirtaş, aynen şunları söylüyor: "Artık herkes şunu düşünüyor. Acaba bu rehineleri Türkiye bilerek mi IŞİD'in eline verdi, IŞİD'in eline bilerek bir koz verip IŞİD'e karşı operasyon yapamaz hale gelmek için mi bunu yaptı. Bu konuda ciddi iddialar var, tartışmalar var. Çünkü Türkiye'nin IŞİD'e karşı koalisyona katılmaması, IŞİD'e karşı mücadele yürüten Kürtlere destek vermemesi, çok büyük bir şüphe uyandırmış durumda."
Bu "ciddi" iddiaya Cengiz Çandar'ın kaleme aldığı o çok "ciddi" analiz yazısında rastladım. IŞİD'i, Rojava'yı, Türkiye'yi bu ciddiyette okuyan biri Kürt siyasetçisi, diğeri "Ortadoğu uzmanı" yazara ne söylenebilir, bilemiyorum. Cengiz Çandar'ı anlamak zor değil; öfkeden kendini kaybetmiş durumda. Ne akıl, ne mantık, ne ahlaksal kaygı güdüyor yazılarında. Perinçek bile artık onun yanında daha aklı başında görünüyor.
Selahattin Demirtaş ise biraz farklı değerlendirilebilir; IŞİD'in Kobani'ye yönelik başlattığı saldırı, Kürt siyasetçilerde ciddi bir moral bozukluğu yarattı. Demirtaş'ın ruh hali Kürt siyasetçilerin ortak duygu dünyasını yansıtıyor. Gerek Kandil'deki örgüt yöneticileri ve gerekse HDP'li vekiller, hep bir ağızdan benzer suçlayıcı demeçler veriyor. Hepsi de aşağı yukarı aynı gayri ciddi suçlamaları gündeme getiriyor. Hızını alamayan bazı Kürt siyasetçiler ise "Diyarbakır'da IŞİD'e destek için 400 dernek kurulduğunu" dile getirebiliyor. Kendisinden bunu biraz açıklaması istense eminim o da Demirtaş gibi "Herkesin konuştuğu ciddi iddialar" diyerek işin içinden çıkmaya çalışacak. Bir, iki veya üç dernek değil, Diyarbakır'daki 400 derneği bir anda IŞİD'çi ilan etmek hangi aklı başında siyasetçinin işi olabilir? Kürt medyasını ise anlatmaya gerek yok; yaptıklarına "dezenformasyon" bile denilmez; açıkça yalan ve iftira dolu bir yayın çizgisi izliyorlar.
Kürt hareketi ve medyasındaki bu akıl yürütme biçimi, cemaatin medyadaki provokatörleri ile liberallerinin akıl yürütme biçimine çok benziyor. Ahlak mefhumuna sahip değiller, gerçeklik eriyip kaybolmuş yalanlarının içinde.
Son günlerdeki bu dalgalanmanın, gerilimin nedeni kuşkusuz IŞİD'in Kobani'ye başlattığı saldırı. Malum IŞİD güçleri üç koldan Kobani'yi düşürmeye çalışıyor. PYD'nin zor durumda olduğu açık. Ancak burada PYD'ye, Kandil'e ve özellikle de Kürt siyasetçilere düşen hükümet ile sağduyulu bir görüşme trafiği başlatmaktı; hükümeti, IŞİD saldırısıyla katliam tehdidi altında olan Rojavalı Kürtlerin yardımına çağırmalı, kamuoyu desteği sağlamak için de özel bir çaba göstermeliydiler. Ancak onlar, Türkiye'yi IŞİD ile aynı safta gösterip hedef yapmayı tercih ettiler.
Kürt siyasetçiler hükümete seslenerek "Bin yıldır İslam sancağı altında birlikte yaşayan Kürtlere bu zor zamanda yardım elinizi uzatmayacak mısınız" diye sorarak çağrı yapmalıydı. Hükümeti gerçekten suçlamak istiyorsanız, bence böyle daha doğru suçlayabilirsiniz.
Hükümeti "Kardeşler böyle zor zamanda birbirinin yardımına koşmayacaksa başka ne zaman kardeşliğini gösterebilir" diyerek de eleştirebilirsiniz. Kürt hareketinin bu temelde eleştiriye ve hatta suçlamaya hakkı var.
Fakat Kürt siyasetçiler gerçekçi eleştirilerle Türkiye'yi yanına alma yerine düşmanca suçlamalar yöneltip karşısına almayı tercih etti. Öfkeden mi, tepkiden mi, alışkanlıktan mı, bilinçsizlikten mi, süreci okuyamamaktan mı, yoksa yönlendirilmiş olmalarından mı emin değilim; ortada olan gerçek, Kürt siyasetinin Türkiye'nin nefretini kazanmak için elinden gelen her şeyi yaptığı. PYD'nin Rojava'da yalnız kalmasının sebebi de budur; Suriye muhalefeti neden PYD'nin yardımına koşmuyor? Üstelik IŞİD, iki tarafın da ortak düşmanı. Mesud Barzani, Celal Talabani neden PYD'nin yardımına gitmiyor? Herkes kötü, sadece PYD mi iyi? Kobani'yi savunmasız kılan PYD'nin herkesi "düşman" gibi etrafından uzaklaştırması değil mi? Bunu düşünmenin, sorgulamanın zamanı gelmedi mi?
Türk hükümetinin, IŞİD saldırısı altında olan Kürtlere hiçbir gerekçe öne sürmeden yardım etmesi gerektiğini tekrarlamakta fayda görüyorum. PYD'ye, PKK'ya, hatta Kürt anaların elini öpen sınırdaki askerlere taşla saldıran HDP'nin Gezici vekillerine rağmen hükümet Rojava'ya sahip çıkmaktan geri durmamalı. Bölgedeki Kürtlerin kalbini kazanacak adımlar atmalı. Suriyeli muhaliflere destek sunduğu gibi PYD'ye de destek olmalı. Bin yıllık kardeşlik bunu gerektiriyor.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019