Kurtuluş TAYİZ
6-7 Ekim olayları sırasında öldürülen HÜDA-PAR taraftarlarıyla ilgili medyada yapılan en "aklıselim" analiz bu yöndeydi. İnfazlar, "iki grup arasındaki çatışma" olarak değerlendirildi.
Bu bakış açısına tepki gösterenler haklı olarak medyayı "taraflı" olmakla, "PKK infazlarını görmezden gelmekle" suçladı. Ancak burada bence mesele medyanın veya bazı yazarların ne "taraflı" olması, ne de "PKK'ya toz konduramamaları" ile ilgili. "Karşılıklı çatışma" tezinin asıl sorunu HÜDA-PAR'a yönelik şiddetin arkasındaki siyasi amacı karartması. Zira orada şiddetin muhatabı doğrudan HÜDA-PAR olsa bile amaçlanan bundan fazlasıydı. PKK-Hizbullah savaşı başlatarak, ülkeyi yeniden 1990'lara götürmek istediler. Şiddeti Güneydoğu geneline yayarak hükümet otoritesini sıfırlamayı, Öcalan'ın bahsettiği gibi gerilim kıvılcımlarını Güneydoğu'ya yayılacak savaş yangınına çevirerek "darbe mekaniğini" harekete geçirmeyi amaçladılar.
6-7 Ekim olaylarının ardından dolaşıma sokulan "AKP, Türkiye'yi 90'lara götürüyor" görüşü de, burada anlamını buluyor; Kobani'yi fırsat bilen çevreler, sokakları bir anda yangın yerine çevirerek, cinayetler işleyerek, PKK-Hizbullah savaşını yeniden başlatarak barışı vurmaya çalıştı. "Karşılıklı çatışma" tezi de sadece bu planı gizlemeye dönük bir argüman olarak piyasaya sürüldü. Kimi yazarın bilerek, kimisinin korkudan, kimisinin taraflı olmasından, kimisinin pozisyon alma ihtiyacından, kimisinin ise yüzeysel bakış açısından kaynaklı dile getirdiği, daha doğrusu adeta papağan gibi tekrarlayarak hakim bir kanaate dönüştürmeye çalıştığı bu "karşıt iki siyasi grup arasındaki çatışma" tezi, bu provokasyonun arkasındaki siyasi amacı örtme işlevi gördü. Oysa bu analizlerin örttüğü gerçek, Kobani provokasyonuyla, Türkiye'nin 90'lardaki gibi yeniden şiddetin, kaosun kollarına atılmak istenmesiydi.
Kobani olaylarını başlatan çağrının KCK ve HDP'den gelmesi haklı olarak gözlerin Kürt hareketi üzerine çevrilmesine neden oldu. Kuşkusuz bu olaylarda büyük sorumluluk Kürt siyasi hareketine aittir; ancak çoğunun olup bitenler hakkında doğru bir fikre sahip olduğundan şüpheliyim. Daha yeni yeni "Kobani'den asıl hedefin çözüm süreci olduğunu" söylemeye başladılar. Üstelik bu açıklama HDP EşbaşkanıSelahattin Demirtaş'tan geldi.
Bu durumda Kürt hareketi "çözüm sürecini bitirmeyi hedefleyen" provokasyona -en iyimser tespitle- alet oldu. Aslında Kandil'in Türkiye'yi iç savaşa sürüklemekten çekineceğini düşünmüyor kimse. İşler yolunda gitmediği zaman büyük bir şiddet dalgasını Güneydoğu'ya yayabilecekleri görüldü. Kobani olaylarıyla ilgili motivasyonlarının bu olduğu ve Kürt siyasetçilerin de zaten bu şiddeti meşru bularak sokağa dökülme çağrısını onayladıkları açık. Fakat "çözüm sürecine yönelik darbeye dönüşen" Kobani olaylarının içinde gizli bir elin olduğunu da kabul etmek gerektiğini düşünüyorum. Dünkü yazımda da vurguladığım gibi, bu karanlık elin Kürt hareketinin içine kadar uzandığı görülemezse, yakın zamanda başka bir provokasyonla karşılaşmamız kaçınılmaz olur.
Kürt hareketinin, ulusalcı-laik kesimler gibi İslamofobik olduğu sır değil. Ancak HÜDA-PAR'a yönelik son saldırıları, bu İslamofobik hislere dayandırmak gerçekçi olmaz; cinayetler, PKK-Hizbullah savaşını hazırlamak isteyenlerin, bu zeminden beslenerek, örgütün içinden ve dışından geliştirdiği psikolojik harekat sonucunda gerçekleşti. HÜDA-PAR'ı, IŞİD'le bağlantılı gösteren yayınların amacı, Kürt mahallesini böyle bir çatışmaya sürüklemekti.
"İki siyasi grubun çatışması" tezi, işte bu komployu gözlerden kaçırmaya yarıyor. Gezi Parkı'ndaki ağaçların, 17-25 Aralık'ta "rüşvet ve yolsuzluğun" arka planında yatan darbe girişimini gizlemeye yaradığı gibi.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019