Murat Sevinç
Bazı insanların, konuların, olayların hangi sıklıkta gündeme gelirlerse gelsinler yine de göz ardı edilmesi gereken bir yanları olabiliyor. Bir başka söyleşiyle; kimi insan, konu ya da olayın konuşulması, tartışılması, gözünüze sokulması, onun kayda değer olduğu anlamına gelmeyebiliyor. Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, misal.
Haber sitelerinde, sürekli olarak bir şeyler yaptığına ve söylediğine tanık oluyor, fakat hakkında yazılması gerektiğini düşünmüyordum. Aslında hâlâ aynı kanıdayım ama gördüğünüz gibi yazıyorum! Çünkü her ne kadar “Bu arkadaşlardan takriben altmış yetmiş milyon kadar var Türkiye’de, hangi biriyle uğraşacaksın” diye düşünsem de, sanırım bir yerde ilgisizlik sınırı aşılıyor ve görmezden gelmeyi sürdüremiyorsunuz.
Feyzioğlu’nu, Ankara Hukuk’taki ‘atanmış’ hırslı dekan olduğu günlerden biliyoruz. Buradaki çoğul ‘biliyoruz’ ifadesini, kendisinden ‘biz’ sözcüğüyle söz eden ruh hastalarına özendiğim için kullanmıyorum. Ben ve bizim oralardaki meslektaşlardan söz ediyorum. Uzun yıllar geçirdiğim Cebeci mahallesinden.
‘Çılgın Türk’ Feyzioğlu’nun ‘bizim’ açımızdan dikkat çekici (ve dikkat edilmesi gereken!) yanı, yalnızca zamanın rektörü Nusret Aras tarafından ‘atanmış’ dekan oluşu değildi. Bir ceza hukukçusunun (Timuçin Köprülü) doktora tez jürisindeki tavrı ve neden olduğu sonuçtu. Konudan (milli ve milletlerarası hukukta soykırım suçu) ve çalışmanın dipnotlarındaki bazı atıflardan hazzetmediğinden olsa gerek, ne yapıp edip asistanın ilişiğinin kesilmesine neden olmuş (jüriyi, asistanın görev süresi bitmeden bir gün önce toplayıp düzeltme isteyerek!); Timuçin açtığı davayı kazanınca, bu kez ‘kamu kaynakları’ ölçütünü ileri sürüp ‘ihtiyaç olmadığı’ gerekçesiyle geri dönmesini engellemeye çalışmıştı.
Uzatmayacağım. Herhalde bu satırları okuyan herkesin kendisine ilişkin bir kanaati vardır. En son bir yerlerde tost yapmış sanırım. Bir ara AKP’yi ziyaret edip ‘milli duruşa ihtiyaç’tan, ‘kucaklaşmak’tan söz etmişti. Son derece öngörülebilir, hiçbir sürpriz barındırmayan ve belli ki ‘soyadı’nın hakkını vermeye azmetmiş biri. İmzacı meslektaşları için de ’sözde aydınların kalıntıları’ demişti! Oysa onlarcasıyla aynı kampüste ve komşu fakültede çalıştı yıllarca. Kim bilir nasıl sevinmiştir meslektaşları (yani sözde aydınlar) atılınca. Dedim ya, sürprizsiz bir memleket insanı. Kusursuz bir ‘özde’ aydın. Yerli ve milli.
Sıkıldım. Cümle kurmakta zorlanıyorum. En iyisi sevgili Selçuk Kozağaçlı’nın ‘Yarın tıraş bedava’ başlıklı çarpıcı yazısını bırakayım buraya, Feyzioğlu hakkında daha fazla okumaya sabrı olanlar için.
Ekranınızı işgal eden şu yavan ve doğrusu bitmek için harf sayan yazının tek nedeni, söz konusu trajik karakterin dünkü ifadeleri. ‘Hocalı’ anmasında konuşmuş ve şöyle buyurmuş: “(Her 24 Nisan’da) göstermelik çağdaşlık ve modernlik uğruna ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyerek kendisini Batı dünyasına kabul ettirmeye çalışan, aslında işgal altındaki İstanbul’un aydınımsı bir devamı olan malumlara inat bugün diyoruz ki hepimiz Türk’üz.”
Cümle bozuk ama olsun, baro başkanlığı için önkoşul değil. Her 24 Nisan’da kim nerede böyle slogan atıyor, bilemiyorum hakikaten. Ancak ‘bir malum’ olarak, Hrant Dink’in katledildiği yerde, o kaldırımın önünde 19 Ocak’larda bu slogana tanık oldum. Çok duygulandım. Bulan, söyleyen sağolsun.
Tabii Feyzioğlu gibi bir figüre, ‘Hepimiz Ermeniyiz’ ifadesinin bir acıyı paylaşma amacını taşıdığını; bunun bir gün ‘Hepimiz Türk’üz’, bir gün ‘Hepimiz Kürt’üz’, bir gün ‘Hepimiz Aleviyiz’, bir gün ‘Hepimiz eşcinseliz’ bir gün ‘Hepimiz Müslümanız’, bir gün ‘Hepimiz ateistiz’ olabileceğini; önemli olanın ezilenin, adaletsizliğe uğrayanın ve gözümüzün önünde ‘katledilen’in yanında durmak olduğunu anlatmak pek mümkün değil. Anlayacak olsa bu yaşa kadar anlardı.
Bir büyük acıya merhem olsun diye düşünülmüş anlamlı sözleri, bir başka acının konuşulduğu gün istismar eden insana söyleyecek fazla bir şey yok hakikaten. Kendisine, ‘bir şey’ olma, belli ki mutlaka ‘bir şey’ olma çabasında kolaylıklar dilemekten başka.
Yazının son sözü Ermeni okura, eşe dosta olsun:
Ermeni de olabilirdi. Ne şanslısınız!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.12.2025
23.11.2025
21.11.2025
14.11.2025
30.10.2025
26.10.2025
12.10.2025
3.10.2025
14.09.2025
11.09.2025