Namık ÇINAR
Erdoğan ve hukuk
16.11.2012
3263
“Öldürmeler karşısında, idam cezası yeniden masaya getirilmelidir. Çünkü devletin, öldüreni affetme yetkisini biz kendimizde görmüyoruz. Bu yetki, öldürülenin ailesine aittir; bize ait olamaz.”
Yaşa, bravo sesleri ve alkışlar…
Meşakkatle geçen binlerce yıllık bir tarihi seyrin sonunda, “tek başına ceza verme hakkı”nı elde etmiş devletin bu yetkisini sorgulayarak, ilkel ceza hukuku döneminin “öç alma hakkı, kısas ve diyet” çerçevesindeki değer yargılarını yukarıdaki anlatımıyla günümüze yeniden taşımaya kalkmak; anlaşılan anakronizm batağındaki Başbakan’a nasip olmuşa benzemektedir.
Ceza hukuku, siyasal ve görece bir hukuk dalı olmanın yanı sıra, toplumsal kültürün de bir çeşit ifadesidir.
Eski ve en kıdemli olması hasebiyle, ilkel örf ve âdetlerden, keyfî ve şiddetli cezalardan bugünün insancıl dönüşüm süreçlerine ancak acı çeke çeke gelinebilmiştir.
Şiddet yanlısı teolojinin elinden kurtulmak, antik Yunan ve Roma’nın yeniden yorumlandığıRönesansta özellikle hümanizmin beş yüz yıllık alüvyonlu kaynaklarından beslenmekle veMontesquieu, Beccaria, Voltaire gibi düşünce ışıldaklarının aydınlığında yıkanmakla mümkün olmuştur.
Devletin ceza verme hakkının esasını “Toplum Sözleşmesi” kapsamında gören Hobbes,Rousseau; “Faydacılar” olarak Feuerbach, Bentham; “Adaletçiler” olarak Kant, Henke veHegel; bu akımları kendi içinde tevil ederek senteze varan “Klâsik Okul”un sözcüleri Rossi, Guizot,Lucas, Ortolan; ve ardından Lombrosso, Garofalo, Ferri gibi “Pozitif Okul”cular; Alimena,Carnevale, Vaccaro gibi “üçüncü ekol”e sapan İtalyanlar; Von Liszt, Prins ve Van Hammelgibilerden oluşan “Milletlerarası Ceza Hukuku Birliği” ve Sabatini, Saldana, Rocco,Manzini’nin “Hukuk Tekniği ile Pragmatik Okulları”...
İşte “İlkel ve Müşterek Ceza Hukuku Dönemleri”den, “Yeni Zamanlar”a ve şimdi de “Çağdaş Ceza Hukuku Dönemi”ne uzanan; insan hak ve özgürlüklerinden taviz vermeyen “Liberallikler”ile kamu çıkarını gözeten “Otoriterlikler” arasında gidip gelerek, demokrasi mücadelesi çerçevesinde hâlâ devam eden süreçler…
Sen kalk, insanlığın kanla yazdığı bu devasa tarihi bir kalemde sileceğini ve yok edeceğini farz ederek, bir sürü çam devir.
Seçilme yaşını 18’e çekmek, idamı tekrar geri getirmek, açlık grevindeki Kürtlerle dalgasını geçmek, Sultanlar gibi Başkan olmaya çalışmak…
Önümüzdeki daralan zamanı iyi kullanmayıp, âdetâ şelâlenin döküldüğü yere doğru umarsızca sürüklenen bir tekne gibi, meğer ki dingin kılınmış sağduyulu bir atmosfer içerisinde bu ülkenin kaderini belirleyecek Kürt sorunu başta olmak üzere, anayasasının yeniden yazılması, merkezden yönetme hastalığının terk edilmesi, tüm mevzuatın taranarak her konudaki reformların yapılması, yalnız bankalar ve müteahhitler bakımından değil, ekmeğin asıl geniş kitleler için büyütülmesi gerektiği gibi sayısız problemler dururken, siz onun şu uğraştığı akla ziyan şeylere bir bakar mısınız?
Çağdaş kültürel düzeylere yaraşır bir algı kazanarak idam cezasını kaldırabilmiş bir topluma bunu yeniden önermek, o toplumu aşağılamak demektir.
Bugün yaşadığımız kardeş kavgalarının yarın eğer yaraları sarılacaksa, geriye dönüp baktığımızda hiç değilse bundan sonrası için orada duran utanç duyacağımız idam sehpaları olmamalıdır. Geçen asırdan bize şimdi alkışlayabileceğimiz hangi idam kalmıştır?
Türkiye toplumu, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde dünyanın bu kadar dışında ve gerisinde görünen politikaları, nasıl olur da içine sindirebilir?
AKP’den hiç mi yüzü kızaranlar çıkmaz? İnsan bu lâfları duyar da, o Meclis’te nasıl sıkılmadan sessizce oturur?
Kafasını içine çeken tosbağa gibi bir ruhla gezinecek olduktan sonra, bunca kariyere ne gerek vardır? Bugünler tavır koymanın günleri değilse, o günler hangi hâllerde gelebilen günlerdir?
Sayın Burhan Kuzu kendisine geçen yazımdaki yaklaşımım nedeniyle üzülmüş ve gücenmiş. Sitemli telefonu o duyarlılığı gösteriyordu ki, amacım zaten kimseyi kırmak ve hırpalamak olamaz. Onca eleştirime rağmen Kasımpaşalı bir halk çocuğu olarak gördüğüm ve beslediğim sempatiden hâlâ vazgeçmek istemediğim Erdoğan’a bile yapmaya çalıştığım, işe yarar bir uyarı adına koca bir çimdik atmaktır sadece.
Çünkü o Erdoğan ki, ilân edip halktan yetki aldığı programına orkestra şefliği yapacak yerde, artık AKP’ye repertuarlarında olmayan kendi kakofonik korsan bestelerini çaldırmaya çalışıyor.
Bir yandan Başbakan’ın söylemlerini düzeltmeye yeltenen kimi AKP’liler de, âdetâ eski Yeşilçam filmlerindeki sonradan görme şımarık zengin çocuğun yediği herzeleri toplamak için arkası sıra seğirterek komik hâllere düşen o zavallı köşk hizmetlilerini andırıyorlar.
Neredeyse 82 Anayasa’sının bile gerisine düşen son hâlleriyle, acaba bizi bezgin bir psikolojiyle yıldırarak ve özlemlerimizden kopararak, sıtmaya razı edeceği eften püften bir anayasaya mı hazırlamaya çalışıyor?
Acun’un TV programında illüzyonist Aref’in darağacı kurduğu adam asma gösterisine, olumsuz örnek oluşturdu diye RTÜK ceza yağdırmış. Aynı şeyi Başbakan için de yapsalar, ne iyi olur kimbilir, bir düşünsenize!
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016