Ahmet ALTAN
Bir mafya reisi, cumhurbaşkanını desteklemek için siyasi miting düzenliyor, “dünyanın şah damarını kesmişler gibi oluk oluk kan akıtacaklarını” söylüyor.
Türkiye, tarihinin en karanlık günlerinde bile bir mafya reisinin siyasi miting düzenlemeye cüret edebildiğini görmedi, Susurluk’un en azgın zamanlarında, devletle çetelerin içiçe girdiği dönemlerde bile bunu yapmaya yeltenen olmadı.
Böyle bir şey ancak devletin tümüyle ortadan kalktığı, siyasetçilerin burunlarına kadar yolsuzluğa batıp mafyadan medet umduğu yerlerde olur ve öyle ülkelerde “ölüm” baş köşeye yerleşir.
Mafya reislerinin “oluk oluk kan akıtmaktan” meydanlarda söz edebildiği ülkelerde neler olabileceğini zaten iki gün sonra gördük.
Türkiye’nin şah damarı kesildi ve oluk oluk kan aktı.
Ankara’nın göbeğinde, “barış” isteyen, gülen, danseden, şarkı söyleyen insanlar, masum ve iyi insanlar, kahkahalı genç kızlar, koca gözlü çocuklar, görmüş geçirmiş emekçiler, yaşlı kadınlar, yeni evlenmiş çiftler, belki de ilk kez büyük bir kent gören gençler, bilyeli bombalarla paramparça edildi.
Polisler, ambulanslardan önce geldi olay yerine.
Katilleri yakalamak için değil, eşleri, yakınları, çocukları, yoldaşları ölen acılı insanları köşelere sıkıştırmak, onları ablukaya almak için geldiler.
Katliamdan önce ortada gözükmeyen polis, katliamdan sonra kurbanlara saldırdı.
Kolu bacağı kopmuş yakınlarının, arkadaşlarının yaralarına elleriyle bastırarak akan kanları durdurmaya çalışan insanların üzerine gaz püskürttüler.
İnsanların büyük öfkesiyle karşılaştılar.
Havaya ateş açtılar.
Genç bir delikanlının, havaya ateş eden, elleri silahlı polislerin üzerine tek başına yürüdüğünü, parmağıyla alnını işaret ederek, “havaya değil, buraya ateş edin” diye bağırdığını gördüm.
Kendi hırsızlığıyla, kendi suçlarıyla çürüyüp kokuşmuş bir iktidarın yaratmak istediği korkuyu, insanların öfkesi ve acısı çoktan aşmıştı.
Öfke, korkudan büyüktü.
Keder, korkudan büyüktü.
Namlulara alınlarını gösterip, “buraya ateş edin” diyordu insanlar kandan kıpkızıl kesilmiş meydanların ortasında.
Mafyadan medet umacak hale düşmüş, etleri yolsuzluk kangreniyle çürümüş hırsız bir iktidar, alnını mermilere hedef gösteren insanlarla karşı karşıya geliyordu artık.
İnsanlar, bu katliama yol açan ortamı kimin yarattığını biliyordu.
Neyin yarattığını biliyordu.
Ankara’nın göbeğinde, devletten habersiz iki bombanın patlamasının mümkün olmadığını biliyordu.
Bu devletin, bu polisin, bu yargının, insanları öldüren canilerin değil, cumhurbaşkanını eleştiren twitler atan insanların peşine düştüğünü, bütün mesailerini bu garip ava ayırdığını biliyordu.
Ahmet Hakan’ı döven, bunu para karşılığında yaptığını itiraf eden, açıkça bir uğursuz organizasyonun parçası olan adamları yargı serbest bırakıyor, aynı yargı polislerini gönderip, cumhurbaşkanını eleştiren twit attı diye Bülent Keneş’i tutukluyordu.
Terör polisi, cumhurbaşkanıyla ilgili kapak yapan Nokta dergisini basıyordu. Cumhurbaşkanını eleştirmek “terör suçu” sayılıyordu.
Terör şubelerinin polisleri gazetecileri kovalamaya, yargıçlar gazetecileri tutuklamaya, istihbaratçılar gazetecileri izlemeye başlayınca, terörün yolu boydan boya açılıyor, başkentin ortasında insanlar paramparça ediliyordu.
Şiddet, zehirli bir ağaç gibi gün gün, saat saat, dakika dakika büyüyordu. Şiddet ağacının suyunu hırsız bir iktidar veriyordu, o büyütüyordu.
Kanlı suçlarını arkasına saklayacağı, insanları korkutup geri püskürtecek bir şiddet duvarına ihtiyaçları vardı.
O şiddeti, Güneydoğuda kentleri, kasabaları, köyleri kuşatma altına alarak, sivilleri öldürerek, insanları aç bırakarak, çocukları kafalarından vurarak, hastaneye gitmek zorunda olanları yollarda beyaz bayrakla dolaşmaya mecbur ederek, ölen çocuklarını buzdolaplarında saklamak zorunda kalan insanları evlerine silah sesleriyle hapsederek, gazetecileri tutuklayarak, dergileri basarak, medyadaki adamlarıyla kendilerini eleştiren herkesi “hain ve düşman” diye yaftalayarak, tehditler savurarak yaratıyorlardı.
Tek bir amaçları vardı, kimse hırsızlıklarını, Suriye’deki katillere silah götüren kamyonları, Gezi’de öldürülen çocukları, barış masasının niye 7 Haziran’da AKP iktidarı kaybedince devrildiğini, “bizi seçmediniz şimdi kaos olacak” laflarını, “başkanlığı tercih etmezseniz böyle olur” sözlerini sorgulamasın.
Bunlardan kimse söz etmesin.
Herkes korksun, herkes sussun.
Sadece kendileri konuşsun.
Delice korkan bir iktidarın delice şiddeti bu.
O kadar korkuyorlar ki çıkıp da kendileri gibi düşünmeyen herhangi biriyle tartışmaya bile cesaretleri yetmiyor.
“Sistemi fiilen değiştirdiğini” söyleyen bir cumhurbaşkanını nasıl savunacaklarını bilmedikleri için, “fiilen” sistemi değiştirmenin “darbe” demek olduğunu söyleyenleri susturmak istiyorlar.
Kanlı, korkunç bir sessizlik yaratmak istiyorlar bu ülkede.
Televizyon platformlarındaki birkaç muhalif televizyona bile tahammül edemiyorlar.
Platformdan atıyorlar o televizyonları.
Çocuk kanallarındaki çizgi film kahramanlarından bile korkuyorlar, çocuk kanallarını bile susturuyorlar.
O çocuk kanallarında terör propagandası yapıldığını iddia eden haberler yayınlıyorlar gazetelerinde.
Sadece dürüstlüklerini değil akıllarını da kaybettiler.
Caillou’dan,Tom and Jerry’den korkan, rüyalarında Miki Fare’nin “siz hırsızsınız” diye bağırdığını gören, akılla, gerçekle ilişkisini kaybetmiş bir insan grubu bunlar.
İçinde şiddetten başka bir şeyin büyüyemeyeceği karanlık, kapalı, kanlı bir ülke yarattılar.
O şiddet her gün büyüyor.
Daha da büyüyecek.
Şiddetten geri dönemezler.
Bu ülkedeki her dürüst insan onlara düşman gözüküyor, eleştiren her ses onları zerrelerine kadar titretiyor, hukuk onların en büyük kabusu, toplumla hukuk arasına şiddet duvarları dikmeye uğraşıyorlar.
Gazetecileri susturuyor, mafya reislerine miting yaptırıyorlar.
Ankara’nın göbeğinde insanlar bombalarla parçalandığında, geride kalanlara polisleriyle, gazlarıyla, tomalarıyla saldırıyorlar.
Bu insanları, bu seçimde durdurun.
Hırsız yöneticilerin, şiddetten başka sığınacağı bir yer olmadığını bilin.
Bu iktidarın devamının, şiddetten, ölümden, savaştan, bombadan, terörden başka bir şey getirmeyeceğini görün.
“Oluk oluk kan” akacak bu iktidar yerinde kalırsa.
Bugün akan kandan daha fazlası akacak.
Miting meydanlarında söyleniyor zaten artık bu.
Hırsız bir iktidar, kaçınılmaz olarak katil bir iktidara dönüşür.
Susturmak için, korkutmak için öldürür.
Ölüm onun için böyle kanlı elbisesiyle aramızda dolaşıyor.
Bu iktidar işbaşında kaldığı sürece bu ülkeye istikrar ve huzur gelemeyeceğini, bu iktidarı destekleyenlerin de görmesi, hatta herkesten önce onların görmesi gerek… İstikrar, içinde derelerin aktığı, gözalabildiğine uzanan, geniş, ferah, büyük yemyeşil bir ova gibidir, bir yanından baktığında bütün ovayı ışıklar içinde parlarken görebilirsin. İstikrar vadisinde, suçların arkasına saklanabileceği engebeler yoktur.
Saklayacak suçları, günahları olan iktidarlar istikrar ovalarında yaşayamazlar, onlara suçlarını içine gömecekleri kan denizlerinin, hırsızlıklarını ardına gizleyebilecekleri lav yığınlarının, kurbanlarını gözlerden uzak tutabilecekleri karanlık kükürt bulutlarının bulunduğu uğursuz cehennemler gerekir. O cehennemleri kendi elleriyle yaratırlar.
Bugün bu ülkenin “oluk oluk” kanın aktığı barut kokulu bir cehenneme dönmesi tesadüf değildir, bu cehennem hırsız bir iktidarın bilerek, isteyerek yarattığı bir cehennemdir.
Bu iktidarı işbaşında tutmaya çalışan herkes, kendisinin de içinde yaşayacağı bir cehennemin mimarı ve işçisi olacaktır.
Alevli yalan kuyularına atılan ölü çocuk bedenleriyle dolu bir cehennemde yaşamak istiyor musunuz?
Oy verirken, seçiminizi yaparken bir düşünün neye oy verdiğinizi, neyi seçtiğinizi.
Bu iktidara oy verirken, sandığa attığınız her oyla bir çocuğu öldürmek üzere olduğunuzu unutmayın, oy pusulalarında iktidar partisinin resmi altında yüzlerce ölü çocuğun yattığını mührünüzü vururken hiç aklınızdan çıkarmayın.
www.twitter.com/ahmetaltan2015
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018