Ahmet AY
Millet hâkim-savcı değil, ama bakmayın siz; bu milletin feraseti, basireti, olayları yorumundaki isabeti ve toplumsal hafızası ile maşaallah dedirtiyor. Hele hele bir yargı kararının nereden çaktığını, nereden çıktığını, nereden ses çıkardığını bu millet kadar bileni bulamazsınız.
Neden bilmesin ki?
Önce darağacına asıp sonra yargılama utancını ve acısını bizim yargımız bu millete yaşattı, hala iliklerine kadar yaşıyor.
“Seni buraya getiren güç idamını da istiyor”aforizmas!ını bizim yargımız bu milletin beynine çakmıştı çivi gibi.
Yaşı küçük olduğu için idama mahkûm edilemeyen çocuğun yaşını büyüterek idam sehpasında sallandıran yargı kararlarının ezikliğini bu millet yaşamıştı, bütün benliğiyle hala yaşıyor.
Daha düne kadar Kürtçe için “Bilinmeyen bir dil” bombası yine bu yargı tarafından ülkenin kalbine atılmıştı.
Ve;
Ders kitaplarındaki bir şiiri okuduğu için yargı tarafından cezaevine atılan Belediye Başkanını bu millet Cumhurbaşkanı yapmıştı, dolayısıyla bu milletin hafızası ve basireti ile kimse aşık atamaz.
AYM’nin, Can Dündar'ın MİT TIRLARI ile ilgili tutukluluk halini kaldıran kararına tepkiler devam ediyor. Derdim, iki gazetecinin tutuklu ya da tutuksuz yargılanması değil, yüksek mahkemenin kendi iç çelişkisidir.
R. Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla hareket edenler hariç, kahir ekseriyetiyle milletin kanaati “AYM, siyasi bir karar verdi” yönündedir.
Hayır, Can Dündar içerdeymiş, dışarıdaymış konusunu aşan bir durumla karşı karşıyayız.
6-7 yıl önce Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan bizzat, şahsen, kendisi, altına, üstüne basa basa, -tabirimi mazur görün- mealen, “geri zekâlı olmayan herkes anlar” dercesine şöyle demişti:
“…Geçmiş dönemlerde Anayasa Mahkemesi sürekli yaptığı gibi 153'üncü maddeyi de ihlal etmiştir.Yani gerekçesi açıklanmadan, gerekçesi yazılmadan bu iptal kararını yine açıklamıştır. Bu Anayasa hükmünün yorumlanması, yorumlanarak işte, 'gerekçesi yazılmadan bazı kararlar açıklanabilir' şeklinde anlamlandırılması imkansızdır. Çünkü o kadar yalın bir ifadedeki iptal kararları, gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Bunu 100 kişiye sorduğunuzda 100 kişi de aynı şekilde anlayacaktır. Çünkü burada esneklik, elastiki bir şey yok. Önce gerekçesini yazacaksınız, kararlarınızı ondan sonra açıklayacaksınız. Ama uzun süredir Anayasa Mahkemesi bu kuralı, bu anayasa normunu ihlal ediyor ve gerekçesini yazmadan kararlarını açıklıyor…”
Ben hukukçu değilim, ama geri zekâlı hiç değilim, bu açıklamada anlamadığım, kavramadığım bir şey varsa lütfen sevabına anlatıverin.
Sayın Arslan’ın 2008 yılında yaptığı bir konuşmayı bizzat dinledim, yukarıdaki sözler kendisine ait. Bu pasajı 100 olmasa da 8-10 kişiye okuttum ve herkes benim anladığım gibi anladı.
O zaman ne/den?
Aynı AYM, aynı Sayın Zühtü Arslan hem de Başkan, neden?
Can Dündar’ın başvurusu ile ilgili AYM’nin gerekçeli kararı yine ortalıkta yok, gerekçeli karar olmadan karar yine açıklandı. “Burada esneklik, elastiki bir şey yok” ise bu ne?
Neden?
Bakınız,
AYM Can Dündar’ın başvurusu ile ilgili olarak sadece "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı"ndan dolayıtutuksuz yargılamaya karar vermedi, aynı zamanda isnad edilen suçu da “basın özgürlüğü” ile suç olmaktan çıkardı. AYM bu kararla AYM değil, “süper babaanne” oldu.
Ayrıca, yerel mahkeme süreci bitmeden, “casusluk ve devletin sırrını ifşa etme” davasının, basın hürriyetinin kısıtlanması davasına dönüştürülmesini bu milletin takdirine bırakıyorum.
Keza, Anayasa Mahkemesiesasa girme hakkına sahip değilken, “esas”a girmek suretiyle duruşması yapılmamış bir yargılamayı etkiledi. Hem de yargı süreci devam ederken. Yani AYM “yetki gaspı” yapmıştır.
Ayrıca, bireysel başvuru hakkını kullanan, mağdur olan, hürriyetinden, işinden alıkonan bireyler Can Dündar olmadıkları için aylardır, yıllardır AYM’den haber beklerken Can Dündar kararı önceleniyor.
Atabeyler Operasyonu'ndan tutuklu bulunan Yüzbaşı Murat Eren de Anayasa Mahkemesi'ne hak ihlali başvurusunda bulundu. Geçen 13 aylık sürede cevap bekle ki gelsin.
Deniz Seki,
Sanatçı, sanat icra ediyor. Yerel mahkeme tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. AYM, kendisine başvuran Deniz Seki için 14 ay 10 gün sonra karar verebildi.
AYM yanlış yaptı, Başkan yanlış yaptı. Takdir ettiğim, lakin bu kararında “yanında olmadığım” AYM Başkan'ı Sayın Zühtü Arslan karardan sonra televizyonlara çıkıp konuşmayacaktı...
Neyse, gelin bir fıkra ile konuyu tatlıya bağlayalım!
Savcı sorguda Temel’e, pardon Can Dündar’a 75 puanlık uzmanlık sorusu soruyor: “MİT TIR’larının DAEŞ’e silah götürdüğünü iddia ediyorsunuz. Bu konuda elinizde bir belge var mı?”
Bütün dünya nefesini tutmuş bomba cevabı bekliyor. Kalpler bizim bozuk duvar saati gibi, tiğğk-tağğk çarpıyor derken,
Ve işte Temel, pardon Can Dündar Savcının sorusuna o muhteşem! cevabı veriyor: “Bu konuda elimde bir belge yok...”kkkkkkk.
Savcı: “Peki, neye dayanarak böyle bir iddiada bulundunuz?” Kalpler heyecandan artık çarpmaz halde,nefessizlikten boğulur gibiyiz ve Can Dündar tam bir araştırmacı-gazeteciye yakışır! cevabı patlatıyor: “Duyumlarıma dayanarak...”kkkkkk.
Yok, artık bir şey demiyorum, sadece AYM Başkanına ve 12 üyeye katıla katıla gülüyorum.
Nedense aklıma BABA CAN’DIRdaki Haluk’un gülüşü geldi, kkkkk..
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019