Akın ÖZÇER
Maduro, İspanyolca “olgun” anlamına geliyor. Ama bu anlamlı soyada sahip Venezuela Devlet Başkanı, kendisinden beklendiği gibi, yerine geçtiği müteveffa Hugo Chávez’in “Bolívar devrimi” olarak adlandırdığı, katılımcı demokrasiyi önceleyen siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel dönüşüm programını olgunlaştırmak şöyle dursun, “anti-emperyalist” duruşu dışında, tüm temellerini birer, birer yıkıyor. “Chavist rejim bindiği dalı mı kesiyor?” başlıklı yazımda da değindiğim gibi, Nicolás Maduro, her şeyden önce kaybettiği seçime “darbe” diyerek devrimin temel ilkelerinden biri olan katılımcı demokrasiyi çiğnemeyi göze alıyor.
Muhalefet boykot ettiği için ağırlıklı olarak iktidardaki Birleşmiş Sosyalist Partisi PSUV’un temsilcilerinden oluşan 545 üyeli Kurucu Meclis ANC (Asamblea Constituyente Nacional) Cuma günü (4 Ağustos) parlamento binasının Eliptik Salonu’nda toplandı. Böylece ülke biri iktidarın, diğeri muhalefetin üçte iki ve üzerinde çoğunluğunun bulunduğu iki meclise sahip olmuş oldu. Görevi Chávez’in 1999’da yapmış olduğu anayasa yerine yenisini yapmak olan ANC, ilk iş olarak Devlet Başsavcısı Luisa Ortega’yı görevden aldı. Sıkı bir Chavist olarak bilinen Bayan Ortega, geçen yazımda da belirttiğim gibi, ANC’nin oluşturulmasına anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyordu.
Bu noktada, bir kurucu meclisin başsavcıyı görevden alma yetkisi olabilir mi, aslı varken böyle bir meclis “paralel” olarak başka görevler görebilir mi, burada yürütmenin yasamaya, ayrıca yargıya müdahalesi söz konusu değil mi gibi birçok soru sormak mümkün kuşkusuz. ABC’nin bu konudaki haberiyle devam ettiğimizde, Maduro’nun, görevden alınmasından bir süre önce Luisa Ortega’yı telefonla aradığını, 121 kişinin hayatına mal olmuş olan son sokak eylemlerinden muhalefetin doğrudan sorumlu olduğunu belirterek, kendisine “başsavcılık görevini lâyıkıyla yapmış olsaydı, sokaklarda kan dökenler çoktan yakalanmış, yargılanmış ve cezaevine konulmuş olurdu” dediğini okuyoruz. Haberden ayrıca Maduro’nun ANC’den de Hakikatler Komisyonu kurarak bu ölümlerin sorumlularını araştırmasını ve ortaya çıkarmasını istediğini öğreniyoruz.
ANC -ki anayasa yapmanın dışında başka yetkilerle de donatılmış olduğu anlaşıldığına göre “Paralel Meclis” olarak adlandırmak belki daha uygun olabilir- görev süresini iki yıl olarak belirlemiş ve eski Dışişleri Bakanı Delcy Rodríguez’i de başkan seçmiş bulunuyor. Solcu bir aileden gelen ve kardeşi Jorge ile birlikte Chavizm’in sivil kanadında yer alan Bayan Delcy Rodríguez’in, ANC Başkanı olarak, ilerde Maduro’dan daha güçlü olabileceği de söyleniyor.
Görüldüğü gibi, Maduro yönetiminin muhalefetin üçte iki çoğunluğa ulaştığı 2015’teki genel seçimlerden bu yana vardığı nokta, evrensel demokrasiden olduğu gibi, katılımcı demokrasiyi önceleyegelmiş olan Chavizm’den de sapma niteliği taşıyor. O bakımdan Luisa Ortega gibi Chavistlerin bile azledildiği bu dönemi, muhalefet çevrelerinde dile getirildiği gibi, Madurizm (Madurismo) olarak adlandırmak belki daha doğru olur. Ama aslında bu sapma Maduro ’ya özgü de değil. Daha genel bir optikten bakıldığında Latin Amerika Solu’nun, geçmişinden kopmak gibi bir hastalığı olduğu görülüyor.
Geçmişinden kopma hastalığına tutulmuş Sol
Bilindiği gibi Latin Amerika ülkeleri 70’li yıllarda hemen, hemen tümüyle askeri rejimlerle yönetiliyordu. Birçoğu askeri darbelerle iş başına gelmiş bu yönetimler, silahlı ayaklanmalarla iktidarı ele geçirme iddiası taşıyan Sol hareketlere karşı “kirli bir savaş” yürütür, halklarını bu savaşın gizlice yürütülmesi gerektiğine inandırarak baskı altında tutar, hatta terörize ederdi. Prof. Héctor E. Schamis’in El País’teki analizinde belirttiği gibi, o yıllarda Arjantin’de veya El Salvador’da plakasız bir Ford Falcon’un (Şahin) içinden çıkan üniformasız kişiler kenar mahallere gelip birilerini alıp götürdüğünde, tutukladığı veya işkenceye tabi tuttuğunda, hatta kaybettiğinde, kurbanlar her zaman Solcu bilinen kişiler olurdu. Ne tesadüf ki dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi.
ABD’de Başkan Carter’la birlikte insan hakları Amerikan dış politikası ve Monroe doktrinin de bir parçası olmaya başladığında, Arjantin ve Şili’nin diktatörleri Videla ve Pinochet, bu gelişmeyi Washington’un komünizmle mücadeleyi terk etmesi olarak yorumlamışlardı. Ama askeri rejimlerin kurbanı olmuş Sol hareketler hep burjuva demokrasisinin formalitesi olarak kabul ettikleri bu kavramın belki de düşündüklerinden çok daha fazlası olduğunu algılamaya başlamışlardı. Nitekim kıtanın 80’li yıllardaki demokratikleşmesinin yolu da böyle açılmıştı.
Bu itibarla, 70’lerin kurbanı Latin Amerika Sol’u, siyasi partileri, sendikaları ve toplumsal hareketleri ile, daha önce “burjuva” etiketi yapıştırmış oldukları anayasal demokrasiyi artık sadece insan hak ve özgürlüklerini değil ayrıca yoksulların sosyal haklarını da güvence altına alan ideal rejim olarak görmeye başladı. Başka bir deyişle bu rejimi güvence altına almak “ilericiliğin” de teminatı demekti. Ama kabul etmek gerekir ki demokratik bir anayasaya dayalı bir rejimde, iktidara gelmek kadar, muhalefete düşmek, kazanmak kadar kaybetmek de vardı.
Profesör Schamis’in yukarıda atıfta bulunduğum “Castrizm, solculuğun çocukluk hastalığı” (El castrismo, enfermedad infantil del izquierdismo) başlıklı analizinde belirttiği gibi, “Latin Amerika Solu, bugün motosikletlerle gelen kırmızı ceketli Chavistlerin cinayetleri ile 70’li yıllarda Ford Falcon’larla gelen ajanların yaptıkları arasında fark olmadığını göremiyorsa, hastalıklı” demektir. 70’lerde askeri rejimlerin devrimleri önlemek için yürüttüğü kirli savaşın benzerine bugün karşı devrimcilere karşı olduğu için yeşil ışık yakmak kuşkusuz ilkesizlik demektir.
Prof. Schamis analizinde 70’lerden bu yana evrim geçirmemiş olan tek Sol hareket olarak Castrizm’i görüyor. O nedenle başlıkta Latin Amerika Solu’nun hastalığının adını Castrizm olarak koyuyor. ABD tarafından desteklenen 2002 darbe girişiminin ertesinde Chávez’in özellikle SSCB’nin çöküşüyle birlikte yalnızlık içine giren Küba’nın imdadına koştuğuna değinen Schamis, bu sayede kendini toparlamış olan Havana’nın şimdilerde eski destanı, Che Guevara romantizmini Latin Amerika’da yeniden tedavüle soktuğunu söylüyor. (https://elpais.com/internacional/2017/08/05/america/1501960015_574083.html)
Bu hastalığın virüsü Küba kaynaklıysa, Venezuela’da ve öncelikle Maduro yönetiminde had safhaya çıkması tesadüf değil elbette. Chávez’in Havana’da kanser tedavisi gördüğü 2010 yılından bu yana Küba istihbaratı zaten Venezuela’da çok etkin. O yıl 500 civarında olan Venezuela istihbarat servislerinde çalışan Kübalıların sayısı 7 yıl içinde 17 500’e kadar çıkmış durumda. Chávez’in ölümünden sonra yerine Maduro’nun gelmesinde de Castro’ların parmağının bulunduğu, Nicolás Maduro’nun aslında Küba’nın adamı olduğu yazılıp çiziliyor.
Sonuç olarak Castrizm ’in kıtadaki uzantısı haline gelen Madurizm’in kendi geçmişinden, dolayısıyla Chávez’in mirasından kopmakta olması pek şaşırtıcı değil. Ama bu kopuş, belki Kuba hariç Latin Amerika ülkelerinin tümünde olduğu gibi, Venezuela’da da Sol’un iktidar veya iktidarda kalma şansını giderek zayıflatıyor.
Not: Üç yıldır ayaklanma ve ihanet suçundan aranmakta olan eski Yüzbaşı Juan Caguaripano Pazar günü, 20 kadar adamıyla birlikte, Valencia dolaylarındaki ParamacayZırhlı Birlikler Komutanlığı’na saldırarak silah ve mühimmat çaldı. Bu olay Venezuela ve uluslararası kamuoyunda “askeri darbe girişimi” söylentilerine yol açtı. Çünkü son yıllarda tutuklanan özellikle Hava Kuvvetlerine mensup çok sayıda subay ve askerin, üniformalarının renginden ötürü “Mavi darbe” (Golpe Azul) olarak adlandırılan bir kalkışmanın hazırlıklarını yaptıkları ileri sürülüyordu. İstihbarat birimleri Caguaripano’nun da bu girişimle ilintili olduğunu ve bir dönem Miami’de saklandığını öne sürüyor. Bu olayın Venezuela ordusunda giderek artan bir rahatsızlığın somut bir göstergesi olduğunu iddia edenler var ama başlı başına bir kalkışma ve askeri darbe girişimi olmadığını bu vesileyle vurgulamakta yarar var.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023