Akın ÖZÇER
Birleşik Krallık’la Arjantin’i otuz yıl kadar önce bölgesel bir savaşa sürüklemiş olan Malvina ya daFalkland Adaları sorunu bir önceki yazımda anlattığım gibi yaklaşık beş yüzyıl öncesine dayanıyor. Arjantin İspanya’dan bağımsızlığıyla birlikte adalar üzerindeki egemenlik hakkını “uti possidetis juris” ilkesi uyarınca devralıyor. 1833 yılında adaları işgal eden ve Arjantinli sakinlerini sınırdışı ederek yerine kendi kolonisini yerleştiren Birleşik Krallık ise 1930’lı yıllardan itibaren sorunun adalar halkının kendi kaderini belirleme hakkı çerçevesinde çözümlenmesini savunmaya başlıyor.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Malvina Adaları dâhil tüm sömürgelerin siyasi durumuyla ilgili konular BM gündemine geliyor. Genel Kurul’un 14 Aralık 1960 gün ve 1514 sayılı tarihî kararının sömürgelerde yaşayan halkların kendi kaderlerini belirleme hakkını vurgulayan 2. maddesi, Londra’nın tezi bakımından büyük önem taşıyor. Buenos Aires ise adalar halkının özünde yerli değil “britanik” olduğu ve yerli halkın Büyük Britanya tarafından kovulduktan sonra İngiltere’den getirilip yerleştirildiği gerekçesiyle bu maddenin Malvina için geçerli olmadığını savunuyor. Bu görüşünü de kararın 6. maddesine dayandırıyor. Bu madde “bir ülkenin ulusal birliğini ve toprak bütünlüğünü tümüyle veya kısmen ortadan kaldıran her türlü girişimin BM Yasası ilkelerine aykırı olduğunu” hükmediyor. Arjantin böylece Büyük Britanya’yı topraklarının bir bölümünü işgal etmiş ve bu işgal durumunu sürdürmek için oraya kendi yerleştirdiği halkın kaderini belirleme hakkını savunan bir ülke konumuna düşürüyor.
Arjantin’in bu görüşü 1964 sonunda Washington’da yapılan Amerika Devletleri Konferansı’nda bölge ülkelerinden büyük destek görüyor. Konferanstan sorunun taraflar arasında BM Yasası’nda öngörülen barışçıl yollardan çözümlenmesine ilişkin bir karar çıkıyor. Böylece Malvina Adaları’na Büyük Britanya tarafından bağımsızlık verilmesi ve adaların Amerika Devletleri Örgütü’ne (OEA) üye olma olasılığı ortadan kalkıyor. BM Genel Kurulu 16 Aralık 1965’te Arjantin’in görüşlerini destekleyen veMalvina Adaları’nın mevcut statüsünü bir “sömürge” (Büyük Britanya sömürgesi) olarak onaylayan bir karar benimsiyor. Genel Kurul daha sonra 4 Ocak 1966 tarih ve 2065 sayılı kararı alıyor. Söz konusu karar İngiltere ile Arjantin’i Malvina Adaları’nın egemenlik sorununun çözümü için müzakerelere başlamaya çağırıyor. Böylece Londra’nın sorunu Arjantin’in adalar üzerindeki egemenlik talebi olarak göstermeye ve kendi sömürgesini Büyük Britanya kökenli halkının kaderini belirleme hakkı üzerinden muhafaza etmeye dayanan tezi uluslararası alanda darbe almış oluyor.
Ne var ki sorun Arjantin ve Büyük Britanya hükümetlerinin 1971’de Buenos Aires’te başlattığı müzakerelere karşın çözümlenemiyor. Gerçi taraflar, Malvina Adaları sorunu dâhil bölgeye ilişkin ikili sorunları ele almak ve Arjantin-İngiltere ekonomik işbirliğinin çerçevesini oluşturmak üzere ikili müzakereleri sürdüreceklerine ilişkin ortak bir bildiri yayınlıyor ama İngiltere sonraki yıllarda yapılan müzakerelerde adaların egemenlik sorununa girmeyi erteleyerek zaman kazanıyor. Arjantin ise uluslararası alandaki diplomatik baskılarını sürdürüyor. Nitekim 1973 aralığında BM Genel Kurulu müzakerelere ivme kazandırılması gereğini vurgulayan 3160 sayılı kararını alıyor. 1974’te İngiltere bu defa sorun çözümlenene kadar adalarda ortak bir yönetim (condominium) kurulmasını öneriyor.İsabel Peron hükümeti bu öneriye sıcak bakıyor ama ortak yönetim seçeneği de müzakere masasında öylece kalıyor. BM Genel Kurulu bunun üzerine 1976’da aldığı yeni bir kararla (31/9) İngiltere’yi müzakereleri hızlandırmaya davet ediyor. Ama aynı yıl 24 martta Arjantin’de sorunun barışçıl yollardan çözümünü zora sokan bir gelişme oluyor. Amiral Emilio Eduardo Massera liderliğinde bir askerî cunta Peron hükümetini devirerek yönetime el koyuyor.
Arjantin tarihinin en kanlı diktatörlüğünü oluşturan “Ulusal Yeniden Yapılandırma Süreci” ayrı bir tartışma konusu kuşkusuz. Askerî cunta, demokrasiyi askıya almak ve insan haklarını ihlâl etmek suretiyle Arjantin’in uluslararası imajına indirdiği darbe bir yana, diplomatik alanda başarı kazandığıMalvinas Adaları sorununu da sonu bozgun olan bir savaşa götürüyor. 2 Nisan 1982’de adalara asker çıkaran Arjantin Cuntası, diplomatik alanda BM Genel Kurulu’nun kararlarıyla iyiden iyiye sıkışan Thatcher hükümetine adeta can simidi atıyor. Önce Güvenlik Konseyi’nden Arjantin’i “saldırgan ülke” olarak niteleyen bir karar çıkarmasına, sonra arkasına ABD ve AB’nin de desteğini alarak adalara askerî müdahalede bulunmasına zemin hazırlıyor. Arjantin’in iki buçuk ay gibi kısa bir sürede bozguna uğraması askerî cuntanın düşmesine yol açıyor ki savaşın Arjantin açısından belki de en hayırlı sonucu bu oluyor.
Savaşı İngiltere’nin kazanması, Arjantin’in yitirmesi sorunun özünü değiştirmiyor doğal olarak. Nitekim BM Genel Kurulu savaştan sonra 1982 eylülünde aldığı 37/9 sayılı kararla konuyla ilgili eski kararlarına atıfta bulunuyor ve tarafları egemenlik sorununu barışçıl yollardan ve “adalar halkının çıkarlarını da gözönüne alarak” çözümlemek üzere müzakerelere başlamaya davet ediyor. O tarihten beri neler olduğunu, sorunun neden yeniden ısınmaya başladığını ve bundan sonra neler olabileceğini bir sonraki yazıma bırakıyorum.
Yazarlar
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023