Ayhan ONGUN
Seçimlere iki ay gibi bir süre kala siyasi partiler son kozlarını oynuyorlar. Bir hafta sonra aday listeleri Yüksek Seçim Kuruluna verilecek ve seçim kampanyaları başlayacak.
Ne yazık ki, bu seçimlere de yüzde 10 barajı gibi bir demokrasi ayıbını taşımak zorunda kaldık. Doğrusu tüm siyasi partiler bu ayıplı sistemin kaldırılması konusunda samimiyet testinde sınıfta kaldılar.
Bütün partiler seçim barajının yüksek olduğunu, değiştirilmesi gerektiğini söylüyorlar ama bu konuyu ciddi ve samimi biçimde savunan ve bunun için mücadele eden bir siyasetçi ya da parti olmadı.
AK Parti, CHP ve MHP nin baraj sorunu olmadığı için bu konuyu geçiştirmelerini hem siyaset hesapları açısından, hem de demokrasi anlayışları itibariyle anlamak mümkün.
Ancak bu sorunu en can alıcı biçimde yaşayan HDP’nin tavrını doğrusu pek anlayamadım. Kendi kitlesini motive etmek, oy verdikleri partilerden umudu kesmiş, kafası karışık seçmenlerin oyunu alabilmek için hedefi yüksek göstermek ve barajı aşacağız iddiasıyla yola çıkmak ilk bakışta mantıklı ve akılcı bir yöntem olarak kabul edilebilir.
HDP’ nin barajı aşarak mecliste güçlü bir grup oluşturması parlamenter sistem açısından elbette çok önemlidir ve desteklenmelidir. Ama HDP dışındaki siyasi partilerin baraja takılmasına göz yummak, bir anlamda “benim için demokrasi” demek olmuyor mu?
HDP den beklenen tavır, sonuna kadar barajın kaldırılması ya da makul bir düzeye indirilmesi için mücadele etmesiydi. Eğer iktidar partisi üzerinde toplumsal baskı yaratılmak isteniyorsa, ülkemiz demokrasisi açısından mücadelenin odağına baraj sorunu konulmalıydı.
Aksi halde “ben duvarı atlayamıyorum, omuz verinde ben şu duvarı geçeyim “ demiş oluyorsunuz. Oysa tek başına duvarı aşmak için çaba göstermek yerine el birliğiyle o duvarı yıkmak ya da yüksekliğini aşağıya çekmek daha doğru bir tavır olurdu.
Bunu yapmak yerine salt HDP nin barajı aşmasına yönelik bir mücadele ve taktiksel planlar, belki kısa vadede parlamenter sistem açısından bir fayda sağlayabilir ama uzun vadede demokrasimizin gerçek rayına oturması, temsilde adaletin sağlanmasına pek bir katkısı olmayacaktır.
“Oy oranını yükselterek mecliste önemli bir muhalefet gücü oluşturup, asıl o zaman barajı da demokrasi ve özgürlüklerin önündeki tüm engelleri aşarız” diyerek bu duruma bir gerekçe oluşturabilirsiniz.
HDP nin yasal siyaset içerisinde etkin bir güç olarak bulunmasında kuşkusuz sayısız yararlar vardır.
Her şeyden önce barış sürecinin istenilen biçimde gerçekleşmesi adına HDP nin demokratik siyaset içinde yer alması, etkin rol oynaması yaşamsal bir zorunluluktur.
Öte yandan Türkiye de var olan muhalefet açığının giderilmesinde HDP önemli bir görev üstleneceği gibi, olası bir başkanlık sisteminin sağlıklı yürümesinde de önemli katkıları olacaktır.
Aksi halde uzun yıllar iktidarda kalmanın sonucu yıpranan AK Parti ve giderek otoriter tavırlarını artıran Erdoğan kıskacından kurtulmak mümkün olmayacaktır.
HDP nin siyasetteki varlığı, bir anlamda diğer muhalefet partilerinin kendilerine çeki düzen vermeleri sağlayacağı gibi, iktidar için de önemli bir uyarıcı olacaktır.
Siyasi partiler ve seçim yasalarının değişmesi, baraj sisteminden kurtulunması da dahil, demokrasimiz adına yeni bir anayasa yapımının öncüsü ve takipçisi görevi HDP nin olacaktır.
Yoksa devam eden bu çarpık düzenin bir parçası olmaya mahkum kalırlar.
CHP nin yapılan önseçimler sonrası değişen yüzü ve yenilenmesini umut ettiğimiz politik doğrultusunu da dikkate alırsak 7 Haziran seçimleri sonrası ülkemizde siyaseten hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
AK Parti başta olmak üzere tüm siyasi partiler ve özellikle de HDP nin kendini yenilemesi, evrensel ölçülerde siyaset yapmanın, kurumsal kimlik kazanmanın, çağdaş normlarda sosyal ve ekonomik projeler üretmenin yol ve yöntemini bulması gerekir.
Seçimler sonrası ülkemizin en önemli ve ivedi sorunu eşit yurttaşlık temelinde yeni ve sivil bir anayasanın yapılmasıdır Yeni anayasa yapımı ve barış sürecinin sonuçlanarak terör ortamından kurtulmanın yolu demokrasiyi tüm kurul ve kurallarıyla uygulanmasından geçiyor. Bunun için de yeni bir siyaset tarzının benimsenmesi, eşitlikçi ve katılımcı bir temsil sistemine geçilmesi zorunludur.
Eğer HDP de mevcut düzen partileri gibi siyasi ayak oyunları ve taktiklerini uygulayacak, topluma başka, kendi kitlesine başka mesajlar verecekse, bunu yapan yeterince parti var zaten, boşuna kendilerini zora sokmasınlar.
Bugün mevcut muhalefet partilerinden beklediğini alamayan çok geniş bir seçmen kitlesi için alternatif duruma gelen HDP nin, şu andan itibaren yanlış yapma hakkı da lüksü de yoktur.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020