Beril DEDEOĞLU
Kasım 2015’te bir Rus savaş uçağı Türkiye hava sahasını ihlal ettiği iddiasıyla düşürülmüştü. Bu olay bir krize yol açmış olsa da, aynı yıl Rusya ile İngiltere arasında başlayan kriz kadar uzun sürmemişti.
Önce, 2015’in Ocak ve Mayıs aylarında Rus bombardıman uçakları İngiltere hava sahasına yakın noktalarda uçuşlar yapmış, İngiliz jetleri havalanmış ve İngiltere durumu NATO’ya taşımıştı. Bu arada Baltık ülkeleri, Rusya’nın kendi hava sahalarını da ihlal ettiğine ilişkin bildirimlerde bulunmuş, Rusya kınanmış, karşı önlem alınacağı açıklanmıştı.
Bu gelişmelerin ardından 2016’da NATO Doğu Avrupa’daki savunma gücünü artırma kararı almış, 2017’de Baltık ülkelerine ve Polonya’ya 4 bin asker ve 87 tank takviyesi yapılmıştı.
Söz konusu gerilimler, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı sonrasında yaşanmış ve önceleri Doğu Avrupa ülkeleri Rusya’nın tahrik edilmesi halinde Ukrayna’nın başına gelenlerin kendilerine de olacağını ileri sürmüşlerdi. Almanya’nın da desteklediği bu tezden ise Rus savaş uçaklarının tacizleri sonrasında vazgeçilmiş ve Rusya korkusu Avrupa’da giderek yayılmaya başlamıştı.
Ertelenmiş İngiliz modeli
Rusya’nın Avrupa’da, özellikle de İngiltere nezdinde giderek “ötekileştiği” dönemde, Rusya ile işbirliğini savunan Trump, ABD’de iktidara gelmişti. Bugün ABD’de Trump aleyhine gelişen olayların içinde Rusya konusu bulunuyor; dolayısıyla Rusya ile ABD işbirliği politikası da sorguya tabi tutuluyor.
İngiltere ile ABD’nin geleneksel dostluğunun Trump döneminde sergilenmediğini ve ABD’nin her hamlesinin Rusya’ya alan açtığı konusundaki en sert eleştirilerin İngiltere’den geldiğini de hatırlamak gerekir. Ayrıca, tam AB’den ayrılma sürecine girmişken Trump’ın ticaret kısıtlayıcı önlemler almaya kalkması da İngiltere açısından dayanılmaz bulunmuş olmalı.
Anlaşıldığı kadarıyla Trump’ın Pentagon tarafından kıskaca alındığı, FBI tarafından sıkıştırıldığı ve özel hayatı nedeniyle yalancılıkla suçlandığı dönem, bir fırsat olarak görülmüş.
Fırsat, Obama döneminden beri İngiltere tarafından da desteklenen yeni post-modern soğuk savaş sisteminin kurulması olarak ifade edilebilir. İngiltere’nin bu uğurda üç başbakan harcadığı hatırlanırsa, ısrarının düzeyi de anlaşılabilir.
Savaşsız savaş sistemi
Hava sahası ihlalleriyle devreye giremeyen model, klasikleşmiş soğuk savaş konularından biri olan “ajan” kriziyle ateş almış gibi. James Bond filmlerini hatırlatan gelişmelerle, konu askeri tahriklerden çıkıp diplomatik bozuşma düzeyinde sabitlenmiş gözüküyor.
Soğuk savaş, savaşmadan iki bloklu gerilim düzeni olduğuna göre 26 “batılı” ülkeden yüzlerce diplomatın sınır dışı edilmesi, tam da istenen düzene uygun bir uygulama. Gerekçe, diplomatların ajan olmalarına dayandırılıyor; ama zaten diplomatların görevi yasal ve meşru yollardan haber almak. Yani görevlerini yapanlar, görevlerini tam anlamıyla yaptıkları için sınır dışı ediliyorlar.
Bu durum, sorunun diplomatların ne yaptıklarıyla ilgisi olmadığını gösteriyor. Mesele ABD ile Avrupa’yı aynı safta tutacak, Rusya’yı karşıya yerleştirecek bir sistemin inşa çabası.
Görünen o ki, bir dizi Avrupa ülkesi zor tercihler yapmak zorunda kalacak ki, bunların başında Yunanistan ve Kıbrıs geliyor. Eskinin “Doğu Bloğu”, bugünün Akdeniz havzası olabilir. Tercihini önceden yapanlar, ABD’ye bakmaya devam ederken, tercihte gecikenler Almanya’ya değil İngiltere’ye bakmak durumunda kalacaklar. İngiltere de kararsızlara karşı klasik yönetmelerini uygulamaktan çekinmeyecek.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2019
15.02.2019
13.02.2019
25.01.2019
16.01.2019
11.01.2019
9.02.2019
4.02.2019
2.02.2019
28.12.2018