Cemil ERTEM
Son zamanlarda metropollerin otobüs ve metro duraklarında ya da meydanlarında, çok hoşuma giden bir afiş görüyorum. Afiş, şehrin metro ve yol ağını anlatan ayrıntılı bir haritayı içeriyor ve kırmızı bir okla sizin bulunduğunuz mekan işaret ediliyor. Kırmızı okun ucunda kırmızı bir nokta var ve burası sizin bulunduğunuz mekan (uzay); bu kırmızı alanın (uzayın=tabii mekanın) yanında şu ibare var: “İşte şimdi tam buradasınız.” Bu fiziksel bir farkındalık; yani bütün şehrin haritasını görüyorsunuz ama sizi bu koca mekanda (uzayda) bu farkındalık bir noktaya da dönüştürüyor.
Nokta olduğunuzu farketmek biraz moralinizi bozabilir ama ya farketmeseniz; o zaman kaybolmuş ama bunu bile farketmemiş durumuna düşüyorsunuz.
Tabii, her iki durumun da sizin için iyi ya da kötü (artı-eksi) halleri var... Artık tercih sizin; ya nokta olduğunuzu bilerek; farkında bir bilinçle yolunuzu bulmaya çalışacaksınız ya da kaybolduğunuzu bile farketmeden bulunduğunuz yerde dönüp durarak hayatınızı tamamlayacaksınız.
Bu ikincisi bana, kusura bakmayın ama, hep değirmen eşeklerini hatırlatır; niye değirmen eşeklerinin gözünü bağlarlar; hayvan durmadan aynı yerde dönüp durduğunu anlamasın, yorgunluktan bitap düşene kadar üretimin sorgusuz sualsiz bir parçası olsun diye... Eşek farkında olmadıkça onun için sorun yoktur. Sorun farkında olduğu zaman başlar. Bunun için de gözü bağlanır. İşte gözünüzü bağlatmamanın ilk şartı, içinde bulunduğunuz uzayı (=mekanı) çok boyutlu olarak kavramaktır. Çok boyutlu diyorum çünkü, burada üç temel-zamansal- boyut başlığı vardır; a) Geçmiş, b) Şimdi ve c) Gelecek...Bu üç temel boyut aslında bizim bütün yaşamımız boyunca iç içe geçmiştir. Geçmişi inkar ederseniz, ne şimdi olanı anlarsanız ne de yarını kurma konusunda bir iddianız olur.
Geçmişi görmemek, onu inkar etmek ve bilmemek ‘değirmen eşeği’ olmanın ilk koşuludur.
Bu ülkede bu, ‘resmen’ yapıldı, binlerce yıldan beri gelen dini, kültürel geleneklerimiz, yok sayıldı, bir gecede silinmeye çalışıldı. Eğitim sistemi ve devlet ideolojisi, insanlığa barışı, adaleti vaz eden İslam dini hiç yokmuş gibi kurgulandı. İslam, bir ritüel silsilesi olarak gösterildi ve toplumun bağrından, siyasetinden alınıp bireyin-olursa olur- vicdanına oradan da devletin resmi bürokrasisine sıkıştırıldı. Ama bu, yalnız Türkiye’de değil, bütün İslam coğrafyasında da başka biçimlerle yapıldı... İslam, bu dünyada da barışı, adaleti, iyiliği vaz eder, buraya ümmet olarak ulaşmaya çalışır ve siyasaldır; kim ki aksini söylüyorsa, gözü bağlı değirmen eşeğidir.
Ama bu ‘eşekleşme’ oldu ve insanlar, toplumlar, geçmişlerinden, geleceklerinden kopartılarak yalnız bulundukları, yaşamakta oldukları zamanın önemli ve mutlak sayıldığı köksüz bir ‘şimdiki’ an’a sıkıştırıldılar. Şimdiki an’da zenginleşmek, ‘diğerleri’ üzerinde hakimiyet kurmak insanlık olarak öğretildi.
Bu gece...
Ama yalnız bu gece bile tek başına insan olmanın bu olmadığını bize anlatıyor. İşte bu gece, bize tam bindörtyüzdört yıl önceden gelen ve sonsuza giden bir yolculukta, aslında nerede olduğumuzu söylüyor.
Herkes kendisine bakıp ‘işte ben buradayım’ diyebilir umarım bu gece...
Gözü bağlı olarak, haramilerin değirmeni için dönüp duran ‘değirmen eşekleri’ için bile bu gece, göz bağlarını çözmeleri ve insan olmaları için fırsattır.
Bu arada yaşadıkları zenginliği ve şu an’ı mutlak ve değişmez sanan değirmen sahipleri de bilsinler ki; eşekler göz bağlarını çözünce bulundukları yerin mutlak olmadığını, onlar da, görmüş olacaklar. Belki de bu günler böyle günler... Eski değirmenlerin yıkıldığı ve onların haramilerinin mutlak sandıkları güçlerini yitirdikleri günler... Barışa, adalete, kardeşliğe müjde ve vesile olsun bu gece...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları




























Güngör Sezgün
Eline sağlık Nevzat.