Ceren KENAR
Paris toplantısı gösterdi ki Filistin meselesinde geleneksel arabulucu Mısır ve Arabistan yerini Türkiye ve Katar’a bırakmıştı.
Türkiye gazetesi, Paris’te gerçekleşen İsrail-Hamas ateşkesi müzakerelerinin arka planında yaşanan ilginç detaylara ulaştı. Toplantıya ABD, Türkiye, Katar, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya ve AB katıldı.
Orta Doğu’dan konuyla ilgili davetli olanlar ülkelerin sadece Türkiye ve Katar olması dikkat çekici bir unsurdu. Mısır, Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin toplantıya davet bile edilmemesi, Filistin meselesinde bölgedeki güç dengelerinin Türkiye ve Katar lehine geliştiğini net bir şekilde gösteren bir gelişme oldu.
Çok taraflı toplantı yaklaşık 2 saat sürdü. Asıl görüşmeler ise toplantı öncesinde ABD Rezidansında TR-ABD, toplantı sonrasında ilk ABD rezidansında TR-ABD-KATAR ardından Türk rezidansında yine TR-ABD-KATAR formatında gerçekleşti. Bu üçlü Paris toplantısı öncesinde de Perşembe ve Cuma gün ve gece boyu süren bir temas halinde idi. Perşembe gecesi üç bakan arasında 10’u aşkın telefon görüşmesi gerçekleşti.
Amerikan Dışişleri Bakanları yurt dışında başka ülke temsilciliklerine nadiren gittikleri bilinmektedir. Paris’te 3’lü formatta toplantı daha önce yapılmış olmasına rağmen Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’nin ayrıca Türk rezidansına da gelmesi diplomatik çevrelerde önemli bir jest ve mesaj olarak algılandı. Orada da üç bakan ceketleri çıkararak asıl aktörler olarak konuyu diğer bakanlar olmadan kendi aralarında özel olarak tekrar ele aldılar. Amerikalılar Paris toplantılarına Türkiye ile görüşerek başlayıp Türkiye ile görüşerek bitirdiler.
Türkiye’nin, Katar’la birlikte, Hamas-El Fetih-Amerika üçlüsünün güvenilir bulduğu tek aktör olduğu farklı taraflar tarafından açıkça deklare edildi. Filistin-İsrail meselesinde geleneksel arabulucu olan Mısır ve Suudi Arabistan’ın bu pozisyonunu Türkiye ve Katar’a bıraktığı Paris toplantısı ile tescil edilmiş oldu.
Görüşmeler sırasında çarpıcı diyaloglar yaşandı. Avrupalı bir bakanın “İsrail’de durum kötü. Sahilleri gezdim ve insanlar korkudan sahillere gidemiyor tüm sahiller boş” sözlerine, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun tepkisi çarpıcıydı. “Tüm sahiller boş değil Gazze sahilleri çocuk cesetleriyle dolu” diyerek Avrupalı Bakana, Gazze’de yaşanan insanlık dramını hatırlatan Davutoğlu, yaşanan çatışmanın bedelini asıl olarak Filistinlilerin ödediğine dikkat çekti.
Toplantıda Hamas’ın terör örgütü olduğuna ilişkin yapılan yorumlara Davutoğlu’nun cevabı sert oldu. “Hamas bir terör örgütü değil kendi topraklarında kurtuluş mücadelesi veren bir yapı. Üstelik o topraklara da dışardan gelmediler ya da 60 yıl önce getirilmediler. Asırlardır orada yaşayanları torunları” cevabını veren Davutoğlu, taraflara bakışta hakim olan ikiyüzlü tutuma karşın Türkiye’nin eşitlik temelli siyasetini vurguladı.
Görüşmeye dair İsrail medyasının tavrı ise manidardı. Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’nin Türkiye ve Katar’ın ateşkes metnini İsrail’e dayattığını belirten İsrail medyası, Kerry’yi ağır şekilde eleştirdi. İsrail medyasına hakim olan bu sert yorumların, müzakereler sürecinde Türk tarafının Filistinlilerin beklentilerini süreci yansıtmaktaki etkisini net bir şekilde ortaya koymaktadır.
İsrail medyasında Kerry’nin İsrail’e karşı açık ve sert eleştiriler yapan Türkiye’yi başaktör olarak görmesinden duyulan rahatsızlık hakimdi. Türkiye’nin Hamas’ın sürece katılması sonucundaki ısrarının sonuç bulması, yine İsrail tarafında Kerry Hamas ve İsrail’i aynı kefeye koyuyor eleştirilerinin dile getirilmesine sebebiyet verdi. “Paris’te İsrail yoktu ancak Hamas Türkiye ve Katar tarafından temsil edildi” ifadeleri yine İsrail medyasında kullanılan bir serzeniş oldu.
Haaretz gazetesinde 27 Temmuz günü yayınlanan, Barak Ravid imzalı yazıda, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin 25 Temmuz Cuma günü İsrail’e ilettiği ateşkes taslağının Hamas’ın tüm arzularını karşılayan bir nitelikte olduğunun görülmesi üzerine İsrailli Bakanların şoka uğradıklarını ifade ediyordu. 26 Temmuz Cumartesi günü ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Kerry’nin Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve Katar Dışişleri Bakanı’yla Paris’te yaptığı toplantının samimi fotoğraflarını yayınladığı, Kerry’nin bu tutumuyla bölgedeki en aşırılıkçı unsurlar olan Türkiye, Katar ve Hamas’a güç verdiği ve Mısır, İsrail, Filistin Ulusal Yönetimi (FUY), Ürdün, Suudi Arabistan ve BAE arasında şekillenmekte olan ittifaka darbe indirdiği, Kerry’nin, Paris’te Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin Dışişleri Bakanlarıyla birlikte Hamas’ın destekçisi Katar ve Türkiye’yi taltif ederken İsrail, Mısır ve FUY’un söyleyebileceklerini göz ardı ettiği, bu başarısız diplomatik girişimin İsrail’i Gazze harekatını tırmandırmaya sevk etmesi halinde dökülecek kandan Kerry’nin sorumlu olacağı aynı yazıda vurgulanan noktalar oldu.
İsrailli liderler, Kerry’nin Paris’te İsrail’e karşı açık şekilde düşmanlık sergilemekle suçladıkları Türkiye ile yoğun istişare içinde olmasından duydukları hayal kırıklığını saklamadılar. Likud mensubu İletişim Bakanı Gilad Erdan ise Channel 2 televizyonuna verdiği beyanatta Kerry’yi, Paris’te düzenlenen görüşmelerde İsrailli ve Mısırlı temsilcilere yer verilmemiş olduğu için eleştirdi. Erdan, Kerry’yi temelde Hamas’ın çıkarlarını temsil eden Türkiye ve Katar Dışişleri Bakanlarının pozisyonunun öncelemekle itham etti. Channel 2’nin kıdemli analisti Ehud Yaari ise Türkiye ve Katar’ın Hamas’ın avukatları olduğunu, Kerry’nin ateşkes sürecini ele alma şeklinin çok kaygı uyandırdığını ifade etti.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.02.2017
5.02.2017
4.02.2017
27.06.2017
26.06.2017
21.06.2017
7.02.2017
5.02.2017
2.02.2017
30.05.2017