Figen Çalıkuşu
Aslında şu anda Türkiye’nin en önemli sorununu Özgür Özel net bir şekilde söyledi:
“Bir yandan barışa yönelik adımlar atılırken, diğer yandan muhalefete savaş açılması ve düşman hukuku uygulanması kabul edilemez. Bu tutumun sürdürülmesi, barışın güvencesi olan demokrasinin yıkımı anlamına gelir.”
Düşman hukuku öyle uzun zamandır ve öyle farklı kesimlere uygulanıyor ki bu uygulama devam ettiği sürece bu ülkeye gerçek anlamda toplumsal barış gelmez.
Bunu net bir şekilde görmemiz gerekir.
PKK’nın silah bırakması, bir “barış sürecinin” başlaması çok önemli bir adım.
Devletle PKK’nın barışması çok önemli ama devletle milletin barışması bence ondan da önemli.
Devletle millet de ancak hukuk zemininde barışır.
Silahların patlamasını önledik, peki yasaların “patlamasını” nasıl önleyeceğiz?
Yasaların patlamasını önlemek için kimle kim anlaşacak?
Silahların patlaması terörün sadece bir parçasıdır, yasaların patlaması ise terörün temelidir.
PKK’nın kendini feshi ile bu sürecin ilk ama en önemli adımı atılmış oldu… Ama Türkiye için asıl süreç şimdi başlıyor.
Zira ülkenin çözmesi gereken çok önemli bir sorunu var:
“Baskıcı ve otoriter rejim.”
Hiçbir devlet kendi vatandaşına “düşman hukuku” uygulayarak ülkede toplumsal barışı sağlayamaz.
Bir yanda barış, diğer yanda baskı olmaz.
Şimdi çok net olarak şu gerçeği görmeliyiz:
“Çatışmasızlık dönemi” ve “baskıcı vesayet rejimi” iki ayrı konu.
Çatışmasızlık süreci başlayınca otomatik olarak “baskı rejimi” sona ermiyor.
Çatışmasızlık süreci başlayınca baskı rejimi de bitiyormuş gibi davranmak en hafif deyimiyle gerçekleri çarpıtmaktır.
Tek sorunumuz “terör ya da şiddet” değil…
“Turpun büyüğü heybede”, o da “rejimin demokratikleştirilmesi, hukuk devletinin inşası, cumhuriyetin demokratikleşmesi” meselesidir.
Siyasal iktidar bu iki farklı ve ağır sorunu bir tek külahta eritme peşinde…
Baskı rejimini çatışmasızlık sürecinin ardına saklamaya uğraşıyor.
Hepimizin bilmesi gereken gerçek şu: Çatışmasızlık sürecinde atılan adımlar demokratikleşmeyi “otomatik” olarak beraberinde getirmez.
Çok dikkatli olunması gereken nokta burası işte.
Bu iki ayrı sorunu birbirinden ayırmadan yapılan tartışmalar gerçeği bulandırıyor ve iktidarın işine geliyor.
Gerçek basit ve net: Bizim çok ciddi bir hukuk ve demokrasi sorunumuz var.
Bu sorunu çözmeden silahları belki sustururuz ama ülkenin huzura ve refaha kavuşmasını sağlayamayız.
Bize meseleyi öyle sunuyorlar ki sanki refahın ve huzurun önündeki tek engel PKK terörüydü… O ortadan kalkınca refah ve huzur otomatik olarak gelecek.
Öyle olmayacak.
Refah ve huzur ancak hukuk ve demokrasiyle gelir.
Kimseye “düşman hukuku” uygulamayan bir yargıyla gelir.
PKK terörü bitince bizim yargı aniden düzelecek mi?
Yargıçlar anayasaya ve yasalara göre davranacak mı?
İktidarın muhalifleri tutuklanmayacak mı?
Boğaziçi Üniversitesi gerçek ve saygıdeğer kimliğine yeniden kavuşabilecek mi?
Gösteri yapan çocuklar hapse atılmayacak mı?
“Cumhurbaşkanlığına heves edenler” telef olmayacak mı?
PKK’nın silah bırakması önemli bir adım ama uzun ve zor bir yolda atılmış bir adım… Daha gidilecek çok uzun bir yol var.
“Bir adım attık ve yolculuğu tamamladık” diyenlere inanmayın.
Yolculuk daha yeni başlıyor.
Gideceğimiz yol uzun:
Demokrasiye, hukuka kavuşacağız… Vergilerin nereye harcandığını şeffaflaştıracağız… Kendi oylarımızla seçtiğimiz siyasi iktidarlara hesap sorabileceğiz… Kimse keyfi bir şekilde tutuklanmayacak… İktidarı eleştirmek “terör” sayılmayacak.
“Terörsüz Türkiye”, “hukuksuz Türkiye” ile gerçekleşemez.
Hedef, “baskıcı ve otoriter rejimlerin” bir daha asla iktidara gelemeyeceği, kimsenin hukuka ihanet edemeyeceği yasal bir zemin oluşturmak, devleti bu zemin üzerine bina etmektir.
Bu gerçeğin berraklaşması, toplumdaki “otoriter rejimin” demokratikleşmesi iradesini güçlendirecektir.
“Terörsüz Türkiye” ile başlayan süreci, sahici ve kalıcı bir barışa dönüştürme ve demokratik bir cumhuriyete kavuşma fırsatını ıskalamak istemiyorsak gerçekleri apaçık görmek zorundayız.
Çünkü görmediğiniz gerçekleri değiştiremezsiniz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025