Gülay GÖKTÜRK
Çözüm Süreci’nin dibe vuruşu, siyasi angajmanları yüzünden görme yeteneğini hepten kaybetmemiş kimse için sır değil. Ama yine de, son bir buçuk yıldır yazdıklarımızı şöyle bir özetleyip oradan ilerleyelim.
PKK, Suriye’deki iç savaşın, IŞİD’in ortaya çıkışının, Rojawa’da olup bitenlerin yarattığı fırsat sayesinde 2 yıllık müzakere süreci boyunca hükümetten koparamadığı “statü”yü, bölgenin yeniden dizaynı sırasında ABD’den koparabileceğini sandığı için devirdi masayı.
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi, yine böyle bir altüst oluş sürecinde ABD’nin himayesinde gerçekleşmemiş miydi? Bu defaki alt üst oluştan da yine ABD’nin himayesinde bir Suriye Kürdistan’ı neden doğmasındı? Ve eğer PKK böyle bir başarının arifesindeyse, neden Türkiye’de güçlendirilmiş yerel yönetimlerin başına geçmek gibi “düşük” bir statüye razı olsundu?
ABD de doğrusu, PYD’nin iştahını kabartmak için elinden geleni yaptı. “Bölgede IŞİD’e karşı mücadele eden tek diri ve seküler silahlı üç olarak” PYD’yi Ortadoğu’daki müstakbel müttefiki olarak gördüğünü, zaten uzun zamandır “seviyeli bir ilişki içinde olduklarını” sık sık dile getirdi.
Şaşırtıcı olan, uzun bir siyasi geçmişleri olduğunu ve öyle kolay kolay yaş tahtaya basmayacaklarını söyleyen PKK yönetiminin ABD’nin son derece konjonktürel olan bu politikasına bel bağlayarak, işi “TC’ye karşı yeniden savaş açma” noktasına kadar getirmesi oldu.
13 Kasım 2014 tarihli “ABD’yle mi, Türkiye’yle mi?” başlıklı yazımda bunun yanlış bir hesap olduğunu yazmıştım:
“ABD’nin Ortadoğu’da bir Kürt bölgesi ya da birkaç özerk bölge oluşturma perspektifi olabilir. Üstelik Türkiye de bu perspektifi ABD ile birlikte olgunlaştırmaya; daha doğrusu kendi 'siyasi sınırların kâğıt üzerinde kaldığı barışçı bir Kürt Havzası oluşturma' perspektifiyle uyumlu hale getirmek üzere birlikte çalışmaya hazır olabilir.
Ama Amerika’nın Kürdistan projesini Türkiye’ye rağmen ve Türkiye’yi bölme operasyonu olarak yapabileceğini düşünmek için (kırk yıldır siyaset yaptığını söyleyen PKK’nın) o kırk yılda hiçbir şey öğrenmemiş olması gerekir.
Düşünün ki, bir tarafta 50 yıldır ittifak içinde olduğu, 77 milyonluk, dünyanın en dinamik ekonomilerinden birine sahip olan bir ülke ve onun çok güçlü kitle desteğine sahip olan iktidarı... Öte yanda ancak ABD bombardımanı sayesinde ayakta durabilen birkaç kasaba-şehirde, birkaç milyonluk bir nüfusa dayanan ve kendinden olmayan bütün Kürtleri dışlayan zayıf bir PYD iktidarı...
ABD’nin bu iki güç arasında ciddi olarak tercih yapmak zorunda kaldığı anda kimi 'harcayacağı' besbelli değil mi?
Açıkçası PKK’nın, ABD’nin birdenbire ortaya çıkan PYD-PKK sempatisinin ardında yatan hesapları görmesi beklenirdi:
ABD Türkiye’nin bölgede etkin bir aktör olma iradesinden rahatsız... Mısır’da İhvan’a, Filistin’de Hamas’a ve Gazze halkına sahip çıkmasından rahatsız... İsrail’i ulu orta teşhir etmesinden rahatsız... Türkiye’nin Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile yoğun ilişkiler kurmasından ve Irak petrolünün Türkiye üzerinden pazarlanmasından rahatsız...
Ve Kürt meselesini ABD’yi karıştırmadan kendi başına çözmeye kalkmasından rahatsız...
Bütün bu rahatsızlıklar yüzünden, 'haddini aşan' müttefikine ayar vermek için de Kürt kartını oynamaya çalışıyor. Türkiye’yi üstü kapalı bir şekilde çözüm sürecini çökertmek ve ülkeyi destabilize etmekle tehdit ediyor. Bu göz korkutma operasyonu için de PKK’yı kullanıyor.
Ama bütün bunlar, ABD’nin Türkiye’yi gözden çıkarabileceği ve tam karşısına alabileceği anlamına gelmiyor.
Öyle bir gün gelir – ki bunun için çok beklemek de gerekmeyebilir - ABD tekrar bükemediği bileği kabullenme evresine geçtiğinde, bugün çeşitli vaatlerle gözünü kamaştırdığı Kürtleri kullanılmış mendil gibi fırlatıp atabilir.”
Sözünü ettiğim günün gelmesi için çok beklemek gerekmedi gerçekten de...
Bu yazının üzerinden 1.5 yıl geçti ve bugün ABD yönetimi, Türkiye’nin PKK’ya dönük operasyonlarını haklı bulduğunu ve desteklediğini açıklarken, PKK yöneticileri Washington’dan yedikleri bu darbenin şaşkınlığı ve çaresizliği içinde ateşkesi tekrar sağlamanın yollarını arıyor.
Demek ki neymiş?
40 yıllık siyaset ustaları olduğunu söyleyenlerin; konjonktürel politikalara bel bağlamak yerine, kolay kolay değişmeyecek güç dengelerini iyi hesap etmeleri gerekirmiş.
Süper güçlerin Ortadoğu’da kurduğu oyun planları karşısında Türkiye’nin de ellerinin armut toplamadığını; etkili bir diplomatik atakla oyunu tersine döndürebileceğini düşünmesi gerekirmiş.
Umalım ki bugün yaşadığı hayal kırıklığı, PKK’nın Çözüm Süreci’nin iç dinamiklere dayanan yerli bir süreç olması gerektiğini; dış güçlere bel bağlayarak yapılan hayali hesapların çok çabuk çökebileceğini iyice anlamasına vesile olur.
Yarın öbür gün, konjonktür yine değişip, mavi boncuk dağıtımı yine başlarsa bugün içine düştüğü çaresizliği çabuk hatırlar.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015