Hasan CEMAL
Türkiye'den çekilenler ne yapacak?
Çekilen PKK güçleri için Cemil Bayık, “Savaşacak olsak, çekilmezdik” diyor. Karayılan, çekiliş sonrasını “Henüz güçlerimizi dağıtma noktasında değiliz. Önce eğitim görecekler. Neden geldiler? Bu sürecin anlamı nedir? Güçlerimizi ideolojik olarak eğitmeden bir arada tutamayız” diyerek anlatıyor. Gülerek ekliyor: “Ceplerde paramız da yok ki onları bir arada tutalım!..”
Suriye'de de mi 'kuzey' oluştu
Karayılan’a soruyorum; “Kuzey Irak’tan sonra, şimdi de Kuzey Suriye mi oluştu?” Hiç duraksamadan “Evet oluştu” yanıtını verip devam ediyor: “Altı üstü 2 bin gerilla çekiliyor! Şimdi Bağdat diyor ki, PKK bu güçleri Kerkük’e gönderecek. Bazıları Suriye’ye, bazıları İran’a, PJAK’a gönderecek diyorlar. Böyle bir niyetimiz kesinlikle yoktur.”
PKK Suriye'de hangi tarafta
Karayılan, PKK'nın Suriye'de tartışılan konumu için iki tarafa da rezerv koyuyor: “Biz üçüncü tarafız Suriye’de... Ne muhalefetten, ne Esad’dan yanayız. Ne müdahale eden güçlerden, ne de müdahaleye karşı direnen statükocu güçlerden yanayız. Biz üçüncü tarafız. Suriye’deki Kürtler de öyle, üçüncü taraf...”
PYD'nin silahlı gücü 10 bini geçti
“PKK'nın Suriye kolu” olarak bilinen PYD için Karayılan şu değerlendirmeyi yapıyor: PYD’nin silahlı güçleri 10 bini geçti. Kendi meclislerini kuruyorlar, kendi savunma güçlerini oluşturuyorlar. Farklı ve yeni bir yapılanma gerçekleşiyor. Tabandan yukarı doğru bir yapılanma... O yüzden de Kuzey Irak’tan farklı bir yapılanma bu...”
KANDİL, Şehit Sara Akademisi
Sabah saat beşe geliyordu, Erbil’den Kandil’e doğru yola koyulduk. Güneş tam karşımızdan ateşten bir top gibi doğuyor.
İlk soru:
“Barış geliyor mu? Gelecek yıl Türkiye’de görüşebilecek miyiz Hasan Abi?..”
Dukan taraflarından geçiyoruz. Baraj su tutmuş, koca bir göl olmuş.
Kürt lider, Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin memleketidir Dukan. Kaç zamandır Berlin’de bir hastanede ölümle boğuşuyor Mam Celal... Geçen Kasım ayındaki son görüşmemizde, “PKKbana geldi silah bırakmak için” demişti. Barış için bir yol haritası çizerken de eklemişti:
“Barış için diyalog kapısını tek bir adam açabilir, Öcalan... Ancak o, dağdakileri indirebilir.”(Milliyet, 16 Kasım 2012)
Karşımızda karlı sıra dağlar beliriyor. “Orası Kandil’dir, PKK’nin kalbidir, arkası da İran’dır” diye anlatıyor. Önce dağlara tırmanıyoruz, sonra ortasından gürül gürül sular akan yeşil vadilere iniyoruz.
İki gerilla, bir nöbet kulübesi ve direkte bir PKK bayrağı. “PKK cumhuriyetine hoş geldin Hasan Abi” diyor, “Burada Medya Savunma Alanları başlıyor, yani PKK’nin kontrolündeki topraklar...”
Karşıdaki dağın yamacına, beyaz taşlar üstüne kocaman bir siyah beyaz Öcalan portresi çizmişler. Simsiyah pos bıyıklarıyla Öcalan ve güneşin altında göz alıcı bir nokta...
Cep telefonu çalıyor. Kürtçe konuşuyor. “Tepemizde insansız keşif uçağı dolaşıyormuş. Heronmu, Predatör mü bilmiyorum, ama hayra alamet değildir” diyor. Başımı gökyüzüne çeviriyorum, bir şey göremiyorum.
Botan’ın dağa çıkış hikâyesi...
Bir köy evinde mola veriyoruz. Yer sofrasında kahvaltı ve sohbet... Adı Botan, 29 yaşında, on yıldır dağda. Kucağında silahıyla karşımda oturuyor. Van taraflarından. Okula birkaç yıl gitmiş. Ne oluyor süreç, çekilme nasıl gidiyor sorusunu gayet kayıtsız yanıtlıyor:
“Biz zaten 30 yıldır hep girip çıkıyoruz. Bizim için yeni bir şey değil ki. Bu topraklar kuzeyiyle, güneyiyle zaten Kürdistan...”
Babasının varlıklı olduğunu söylüyor ve dağ yolunun kendisine nasıl açıldığını şöyle özetliyor:
“Savaş hayvancılığı bitirmişti. Kaçakçılık tek geçim yolu kalmıştı. Köylerimiz mecburi göçe tabi tutuldu, boşaltıldı, yakıldı. Faili meçhul cinayetler yüzünden babam İstanbul’a kaçtı. Bu neyin savaşıdır, diye kendi kendime sorduğum zamanlar başladı. 1996 ya da 1997 yılı olmalı. Köydeki bir baskında jandarma karakoluna çekilen 18-20 yaşındaki gençlerin serbest bırakıldıktan sonraki o feci, insanlıktan çıkmış hallerini görünce, analarının yürek parçalayan haykırışlarını işitince dağa karar verdim.”
Süreçten umutlu musun, sorusuna Botan’ın yanıtı kısa:
“Top hükümette! Gereğini yapmazsa felaket savaş olur. Psikolojik olarak da hazırız bu ihtimale...”
“Nedir gereği?”
“Önderliğimize (Öcalan’a) özgürlük olmazsa olmazımız, kritik nokta budur. Sonra ana dilde eğitimdir, kültürel ve siyasal haklarımızdır, bunların tanınmasıdır işin gereği...”
Hayatımda belki de ilk defa...
Tırmandıkça tırmanıyoruz dağlara. Elimi şöyle bir uzatsam, masmavi gökyüzünde avare avare dolaşan bembeyaz bulutlara dokunacağım duygusunu belki de hayatımda ilk kez hissediyorum, o kadar yükseklerdeyiz.
Dimdik arazide yokuş aşağı yürüyerek, dağların arasındaki bir uçurumun kenarına saklanmışŞehit Sara Akademisi’ne iniyoruz.
Akademi’nin girişinde, KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan ve yardımcılarıCemil Bayık, Sabri Ok,Ronahi Serhat ile PKK’nın kadın hareketiKJB’nin koordinasyon sorumlusu Sozdar Avesta...
Büyük bir çadırda, dikdörtgen bir masanın etrafında PKK’nın, Kandil’in lider kadrosuyla yaptığım (ve Brüksel merkezli Kürt televizyon kanalı Nuçe TV’den meslektaşım Erdal Er’in de bulunduğu) beş saatlik görüşmenin son bölümlerine gelince...
Karayılan: Altı üstü 2 bin gerilla çekiliyor
Murat Karayılan’a soruyorum:
“Kuzey Irak’tan sonra, şimdi de Kuzey Suriye mi oluştu?”
Hiç duraksamıyor:
“Evet oluştu.”
PKK’nın Suriye kolu olarak bilinen PYD’yi soruyorum. Devam ediyor Karayılan:
“PYD’nin silahlı güçleri 10 bini geçti. Kendi meclislerini kuruyorlar, kendi savunma güçlerini oluşturuyorlar. Farklı ve yeni bir yapılanma gerçekleşiyor. Tabandan yukarı doğru bir yapılanma... O yüzden de Kuzey Irak’tan (Irak Kürdistan Yönetimi’nden) farklı bir yapılanma bu...”
Soruyorum:
“Türkiye’den çekilen PKK gerillalarının ne yapacaklarına dair değişik çevrelerde, değişik iddialar var. ‘Suriye’de PYD’ye katılacaklar’, ‘Kerkük’e gönderilecekler’ ya da ‘İran’a karşı PJAK’a katılacaklar’ diyenler var. Hangisi?..”
Murat Karayılan özetle diyor ki:
“Kuzey’den altı üstü 2 bin gerilla çekiliyor. Şimdi Bağdat diyor ki, PKK bu güçleri Kerkük’e gönderecek. Bazıları Suriye’ye, bazıları İran’a, PJAK’a gönderecek diyorlar. Böyle bir niyetimiz kesinlikle yoktur. Ortadoğu halkları savaştan bıktı. Biz barış ve diyalog sürecini tüm bölgeye yaymak istiyoruz. Yeni bir dönemin kapısını açmak istiyoruz bu bölgede...”
‘Güçlerimizi henüz dağıtma
noktasında değiliz’
Murat Karayılan sözü tekrar Türkiye’den çekilmekte olan Türkiye’nin silahlı unsurlarına getiriyor:
“Bu çekilen güçlerimizin Kuzey’den Batı’ya (Suriye’ye) geçecekleri diye bir durum yok. Biz güçlerimizi henüz dağıtma noktasında değiliz. Önce eğitim görecekler. Neden geldiler? Bu sürecin anlamı nedir? Bu konuda Önderliğimiz nerede duruyor? Bunlar zaman alır. Biz kendi güçlerimizi ideolojik olarak eğitmeden, donatmadan bir arada tutamayız.”
Bunu belirttikten sonra gülerek diyor ki:
“Ceplerde paramız da yok ki onları bir arada tutalım.”
Cemil Bayık, çekilen gerillanın başka güçlere karşı seferber edilmesi konusunda şunları ekliyor:
“Güçlerimizi savaş alanından çekerken, bir başka güce karşı kullanmak için çekiyor değiliz. Böylesine söylemler yanlış. PKK savaşacak olsa, temel savaş alanından çekilmezdi. Biz barış için çekiyoruz güçlerimizi...”
Suriye’de muhalefetten mi,
Esad’dan mı yana PKK?..
Suriye’de taraf mısınız, diye soruyorum Karayılan’a, “Muhalefetten mi, Esad’dan mı yanasınız?”
Yanıt şöyle:
“Biz üçüncü tarafız Suriye’de... Ne muhalefetten, ne Esad’dan yanayız. Ne müdahale eden güçlerden, ne de müdahaleye karşı direnen statükocu güçlerden yanayız. Biz üçüncü tarafız. Suriye’deki Kürtler de öyle, üçüncü taraf... Bölgede Suriye dâhil halkların kardeşliğini, özgürlük ve demokrasiyi savunuyoruz.”
Bölgede son derece oynak, her an değişebilen dengelerin her zaman bıçak sırtında olduğunu belirtiyorum.
Türkiye’si, İran’ı, Irak’ı,Suriye’si, İsrail’i, elbetteAmerika’sıyla Rusya’sı derken, en büyük parçası Türkiye’de olmak üzere dört ayrı ülkeye dağılmışKürtleri’yle dengeleri tutturmanın, ince ayar gerektiren ilmikleri atmanın hiç de kolay olmadığını, çünkü her devletin kendi hesaplarıyla bölgede kendince iş tutmak istediğini belirtiyorum.
Kürtlerin bölge tarihinden, özellikle Irak Kürtlerinden örnekler veriyorum. Molla Mustafa Barzani’nin İkinci Dünya Savaşı sonrasındaMoskova-Washington’la, Tahran-Bağdat’la ilişkilerinde yaşamış olduğu hayal kırıklıklarına kısaca değiniyorum.
Katılıyor Karayılan. “Bu kadar hesap içinde bağımsız siyaset yürütmek çok zor” deyince, Sabri Ok, “Ama değerli...” diye ekliyor. Ayrıca, bu coğrafyada PKK olarak uzun yılların, bu kritik dengeleri tutturmanın, bu dengelerle boğuşmanın çetin güçlükleri içinde geçtiğini belirtiyor.
‘Diyorlar ki PKK, Türkiye
tarafını seçecek!’
Murat Karayılan şunları ekliyor:
“Demin sıraladığınız bütün bu güçlerin hepsiyle ilişkideyiz. Önder Apo’nun geliştirdiği bu yeni siyaset birçok kesimde panik yaratmış durumda... Şimdi herkes gözlüyor ne olacak diye... Diyorlar ki PKK, Türkiye tarafını seçecek; İran ve Suriye yandı diyorlar. Bu da doğru değil. PKK, bölge halklarının kardeşliğinden vazgeçmez. Bir tarafa geçip diğer tarafa savaş ilan etmek değildir PKK olarak amacımız. Bölgede barış dönemini başlatmak istiyoruz. Bu arada Kerkük dâhil gerekli izahatları Bağdat’a, Irak devletine de yapmış bulunuyoruz.”
Karayılan “30 yıldır Kandil’deyiz!” diyor ve Ankara’ya bazı yeni mesajlar veriyor.
Çekilme Günlüğü’nün 12. bölümü yarın yine bu köşede...
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024