Hüseyin GÜLERCE
Ülkemizde yaşanan sancının temelinde güç ve yönetim zeminindeki aktörlerin değişmesi yatıyor. Buna eski Türkiye’den yeni Türkiye’ye geçerken aktörlerin değişimi de denebilir.
Burada asıl soru, içeride aktörler değişirken, dışarının değişmeyen aktörlerinin nasıl davranacağıdır...
Türkiye’de güç ve yönetim aktörleri şöyle sıralanabilir: Siyasiler, emniyet-yargı-asker bürokrasisi, medya, iş dünyası, üniversiteler (akademi dünyası), sivil toplum örgütleri ve toplumun kendisi.
Türkiye değişiyor, “artık eski Türkiye yok” dediğimizde bu aktörlerin değişimini nazara almalıyız. Nasıl bir değişim bu? Cevabım, nehir yatağını buluyor...
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren resmi ideoloji ile iç içe geçmiş siyasi kadrolar kelimenin tam anlamıyla sivil değildi. 1946’da çok partili hayata geçinceye kadar zaten tek parti yönetimi ve “ebedi şef” vardı. “Şeflik” rahatsız edici değil, tam tersine övünülen, idealize edilen bir şeydi. Örtünen gerçekler 1950 seçimleri ile aydınlık görmeye başladı. İlk defa halk iradesi devreye girmişti ama statükonun karşısında tecelli eden bu irade, vesayetçi zihniyeti çok rahatsız etmişti. 1960’tan sonra darbe dönemleri başladı. Bu dönemi, 28 Şubat’tan da öte, AK Parti’nin kapatılmak istenip de “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” denilerek cezalandırıldığı 2008 yılına kadar götürebiliriz. Evet, AK Parti 3 Kasım 2002’de iktidar olmuştu ama muktedir değildi. Ancak 12 Eylül 2010 referandumundaki yüzde 58 Evet’ten sonra muktedir olmanın zeminine çıkıldı. O zeminde de sivil iradenin gerçekten temsilcisi olmak için mücadele veren Erdoğan ve AK Parti kadrolarının karşısına, başka bir vesayet heveslisi, “Paralel Devlet Yapılanması” çıktı. Gizli ve uzun bir hazırlık döneminin ardından bu yapı kendini 7 Şubat 2012 MİT krizi ile gösterdi. Milli güçlerin karşısındaki koçbaşı artık değişmişti. Pensilvanya’dan yönetilen bir yapı, savunduğu yerli-milli-bağımsız olma iddiasını çiğneyerek, küresel güçlerden aldığı cesaretle hem de Erdoğan gibi bir lidere savaş açtı. Yapının, sırtını ABD’ye dayayan lideri, cuntacılarda bile görülmeyen bir cüretle, emniyet-yargı-medya ittifakı ile 17/25 Aralık darbesine teşebbüs etti. Ocak 2014’te MİT TIR’ları ihaneti ile yolun açılacağı hesaplandı. Yerel seçimlere giderken Türkiye’nin terör örgütlerine yardım ettiği iddiası, uluslararası mahkemelere taşınmaya kalkışıldı. Yerel seçimlerde Ankara ve İstanbul belediye başkanlıklarının CHP’ye geçmesi hesabı ile darbenin neticeleneceğine inandılar. Başaramayınca, seçim barajını aşması için HDP’yi desteklediler. Hedefleri AK Parti’yi tek başına iktidardan uzaklaştırmaktı. 7 Haziran 2015 seçimlerinde emellerine nail oldular. Aceleyle CHP-HDP restorasyon hükümeti istediler. Yine daha önceki hesaplarını her defasında bozan, tuzaklarını başlarına geçiren Erdoğan’a takıldılar. Cumhurbaşkanının liderliğinde koalisyon girdabına düşülmeden 1 Kasım’a gelindi.
İşte 1 Kasım 2015, 27 Mayıs 1960’tan beri vesayetin bütün aktörleri tarafından tahkim edilen statükonun ilk defa belinin kırıldığı tarihtir. 55 yıllık demokrasi yokuşunda ilk defa düze çıkıp nefes aldığımız tarihtir.
1 Kasım, millete cephe alan, sivil iradeyi bir türlü hazmedemeyen “bu ülke bizden sorulurdu, bunlar da nereden çıktı” diye perişan olanların susturulduğu tarihtir. Bugün birileri susmuşsa; ağızlarının, üzerinde 1 Kasım yazan millet bandı ile kapatılmasındandır...
1 Kasım 2015, kendimiz olarak, kendi değerlerimizle ayağa kalkmanın başlangıcıdır. Yeni Türkiye bundan sonra yeni aktörleri ile tahkim edilecektir. Siyasette, bürokratik oligarşi katmanlarında, medyada, akademi dünyasında, sivil toplum örgütleri zeminlerinde yaşayacağımız sıkıntıların, sancıların birinci sebebi 1 Kasım’daki zaferdir.
1128 Akademisyenin bildirisini imzalayanlara, onlara sahip çıkan F. Gülen’e, destek veren iç ve dış çevrelere, güç odaklarına bakınız. Kimlerle kimler yan yana, omuz omuza... Hepsini 1 Kasım hırçınlaştırdı. Hepsinin tek ortak adı var; 1 Kasım’ı hazmedemeyenler cephesi.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları



















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019