Hüseyin GÜLERCE
Dış politika ile ilgili tartışmalara geniş bir açıdan bakmakta fayda var. Yeni Türkiye'nin ne olacağı, yeni dış politikanın da eksenini belirler. Dolayısıyla önce Yeni Türkiye hedefi doğru konulmalıdır.
Doğru dış politika, iç bütünlüğe bağlıdır. İç bütünlük ise; birbirinin konumuna saygılı, biri diğerini ötekileştirmeyen, özgürlükleri sadece kendisi için değil, başkaları için de isteyen, hoşgörülü, çatışmadan değil uzlaşmadan yana olan bir zihniyetin hâkim olmasına bağlıdır. Bunu sağlayamayan Türkiye'nin, doğru bir dış politikası olamaz. Somut olarak söylersek, Kürt meselesini, Alevi meselesini çözemeyen, kutuplaşmaları azaltamayan, siyasi çekişmelerin beslediği tansiyonu düşüremeyen bir Türkiye, doğru dış politikadan da mahrumdur.
Ayrıca, sivil iradeyi devre dışı bırakan otoriter ve totaliter vesayetçi zihniyete terk edilmiş, bir dış politika da havanda su dövmektir. Böyle bir dış politikanın hedefi yoktur, başka güçlerin uydusu olmaya mahkûmdur. Doğru dış politika için tam bir demokrasi gerekir. Askerî vesayet rejimini bitiren, seçim ve siyasi partiler yasaları ile liderlik sultasına son veren, gerçekten halkın seçtiği milletvekilleri ile iktidar erkini denetleyen bir Meclis gerekir. Yargı, hiçbir güce, yere bağlı olmadan bağımsız ve adaletin teminatı olarak bir abide gibi yükselmelidir. Meclis ve yargı sayesinde, denetim ve dengesi sağlanmış bir yönetim sayesinde, aynı zamanda dış politika, siyasi hesapların malzemesi olmaktan da kurtulur.
Yeni Türkiye, içte ve dışta aynı değerlerle yükselmelidir. İçte başka, dışta başka olursanız, kimseye güven veremezsiniz. Komşularınız da, dostlarınız da, hasımlarınız da size güven duymazlar. İçeride güvenilmez iseniz, dışarıda da güvenilmez olursunuz. Bir yönetimi tehdit eden büyük tehlike güvensizliktir...
Yeni Türkiye, uzlaşmayı sağlayan Türkiye'dir. Bu Türkiye, hiçbir siyasi ya da sosyal gücün, toplum mühendisliği ile yapılandırılamaz. Açık ifadesiyle AK Parti'nin yüzde 50'si olduğu gibi, diğer tarafta da yüzde 50 var. Yeni Türkiye, yeni dayatmalarla kurulamaz ve huzur bulamaz.
Yeni Türkiye'de içteki ve dıştaki hedef aynıdır: Herkesin kendisi olduğu, evrensel insani değerlerde buluştuğu, paylaşmayı özümsediği, huzur, barış ve refah için birlikte yürüdüğü bir Türkiye ve dünya...
"İslam Ortak Pazarı" ve "İslam Güç Birliği" gibi söylemler, tabanın hoşuna gidebilir, duyguları okşayabilir fakat globalleşen dünyada gerçekler adına bir şey ifade etmez. Bu söylemlerin sahipleri, tekliflerinin ülkemize ve milletimize nasıl bir fayda getireceği konusunda da bugüne kadar ikna edici olamamışlardır. Bu taleplerin sahibi siyasi partiler marjinalleşmiştir.
Dış politikada, dini ve etnik ayrımlara yaslanılamaz. "Müslümanlık-Hıristiyanlık", "İslâm âlemi-Batı dünyası" türünden cepheleşmelere asla meydan verilemez. Tarihin sayfaları, etnik, dini ve mezhep temelli cepheleşmelerin yol açtığı kanlı sayfalarla doludur...
Dünya barışı bugün medeniyetler çatışmasına değil, medeniyetler ittifakına bağlıdır. Bu açıdan Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinin tarihi bir önemi vardır. Ancak bu, Türkiye'nin AB'ye bel bağlaması, bir bloğa hapsolması anlamına gelmez. Bir yandan da Asya'ya, Afrika'ya açılmanın değerinin farkında olmalıyız. Pasifikten Uzakdoğu'ya, Avrupa'dan Rusya'ya, Türk cumhuriyetlerine, Afrika'dan Güney Amerika'ya yeni ufuklara açılmalı, yeni alternatifler peşinde koşmalıyız. Çünkü dünyanın her yerinde olmayan Türkiye, hak ettiği, layık olduğu yerde olamaz...
Bugün insanlığın ihtiyaç duyduğu şey; ayrışmalara, kutuplaşmalara yol açacak kuruluşlar, politikalar değil, insanlığın ortak değerlerini esas alan zeminlerdir... Dünya, hesaplaşmalardan, küresel jandarmalığa soyunanlardan çok çekti. Silah tüccarlarının, uyuşturucu ve insan tacirlerinin değil, bilgi, ulaşım, sağlık teknolojilerinin, huzur adaları projelerinin çağı gelmelidir. Yeni Türkiye'ye büyük görev düşüyor...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019