İhsan DAĞI
Evet yapar. Geçmişte de yaptı, bugün de yapıyor, yarın da yapacak. Provokasyonu hep PKK, yabancı güçler, kökü dışarıda yerli unsurlar yapacak değil ya!
Devlet de yapar. Bu tür eylemler, kararlar, sızdırılan bilgiler, atılan manşetler toplumu yönetmenin, dizayn etmenin, bazen de eski düzeni sürdürmenin ve meşrulaştırmanın birer aracı. Yakın tarihimiz bunun yüzlerce örneğiyle dolu. 28 Şubat'ın 'büyük devlet adamı'nın 'devlet rutinin dışına çıkabilir' sözünü duymadınız mı? Devletin derin ve kirli tarihi hakkında henüz çok az şey biliyoruz. Önemli olan bugün provokasyonlar olduğunda 'işte yine yapıyorlar' diyebilmemiz, parmaklarımızla 'onları' gösterebilmemiz. Bu, belki caydırır onları, hızlarını keser. Ama devlet tümüyle şeffaflaşmadan, demokratikleşmeden, hesaba çekilebilir hale gelmeden birileri devlet adına vatandaşlarına komplo kurmaya da, toplumsal provokasyonlar tezgâhlamaya da devam eder.
Alın size YSK kararı... Vazifesi seçimlerin huzur, güven ve hukuk için yapılmasını sağlamak olan bir kurum, seçimlerin üzerine gölge düşürecek bir işe kalkıştı. Neden?
Türkiye son yıllarda büyük dönüşüm yaşadı. Sistem içindeki ayrıcalıklı konumlarını kaybedenler askerden medet umdular; olmadı, yüksek yargıya müracaat ettiler süreci durdurması için. Bir yandan da seçimler yoluyla bu değişimi durdurmaya, yönünü çevirmeye çalıştılar. Tamam, başaramadılar. Sonunda kendilerini desteklemeyenlere 'bidon kafalı', 'göbeğini kaşıyan adam' vs. diye hakaret de ettiler. Çıkan sonuçlardan memnun olmadılar; ama halkın iradesini yansıtmadığını, oyların çalındığını, seçime katılmak isteyenlerin engellendiğini de söyleyemediler. Ta ki YSK'nın BDP'li bağımsız adayları veto eden kararına kadar... Şimdi tartışılan seçimlerin meşruiyeti. Dolayısıyla YSK öncelikle demokrasiye darbe vurdu. Bundan sonra ne yaparsa yapsın Türkiye demokrasisi şimdiden zarar gördü. İkincisi, demokrasinin en önemli sürecini, yani seçimleri yöneten ama demokrasiye inanmayan ve hukuka saygı göstermeyen bir kurum olarak YSK'nın saygınlığına gölge düşürüldü. İnsanların en temel haklarından olan seçme ve seçilme hakkı böylesine yanlış yorumlarla, hukuk bilmez uygulamalarla ayaklar altına alınamaz.
YSK kararından dönsün veya dönmesin bu, 'yüksek yargı'nın siyasete müdahalesinin son örneğidir. Mesele, siyasete şiddeti davet etmesinden ibaret değildir (ki bu, kendi başına çok ağır bir sonuçtur), bizatihi siyaset kurumu linç edilmek istenmiştir. BDP'liler bunu AK Parti'nin bir tezgâhı olarak nitelemekle kalmamış, AK Parti teşkilatlarına saldırılar bile yaşanmıştır. Kuşkusuz bu mesele haziran seçimleri sürecinde bölgede AK Parti ile BDP arasındaki gerginliği tırmandıracaktır. Bağımsızların adaylıklarının engellenmesi durumunda bunun bölgede AK Parti için avantaj yaratacak olması BDP'nin tutumunun siyasal rekabetten şiddete doğru evrilmesini kamçılayabilir.
Tabii en vahimi, YSK'nın kararını düzeltmemesi durumunda BDP'nin seçimlerden çekilme ihtimalidir. Amaçlanan bu muydu yoksa?
Eğer böyle bir sonuç ortaya çıkarsa bu, YSK'nın amacının BDP'li bağımsızları durdurmak değil, Kürt açılımını sabote etmek olduğu anlamına gelir. Seçimlerden çekilen bir BDP'nin gerisinde duran PKK'nın seçimlerde nasıl bir terör estireceğini öngörmemek imkânsız. Siyasetin önünün tıkanmasından cesaret alan radikal unsurların ağırlıklarını koyarak haziran seçimlerine kadar ilan edilen ateşkesi bozdurmaları ve şiddet politikalarına yönelmeleri sürpriz olmaz. Yani boykot sadece seçimlerin meşruiyetini sorgulanır kılmakla kalmaz, şiddeti de beraberinde getirir.
Aslında bütün bunlar, bu kadar yaklaşmışken Kürt sorununun çözümünün artık uzun bir süre gündemden düşmesi demek.
Bu karamsar bir senaryo, ama durum düzeltilmez ise çok uzak bir ihtimal de değil.
BDP ve AK Parti birbirlerini suçlayadursunlar, YSK'nın siyasete müdahalesi en fazla MHP'ye yaradı. Her gerginlik ve atılan her molotofkokteyli ile MHP barajın tehlike bölgesinden biraz daha uzaklaşıyor. Siyaset mühendisliği devam ediyor...
22 Nisan 2011, Cuma
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Suriye’de Türkiye’nin öncelikli hedefi ne?
13.01.2025 - Neden normalleşme?
10.05.2024 - Seçimin kazananları, kaybedenleri
11.04.2024 - AKP’nin ve Türkiye’nin Çıkış Yolu: Yeni Anayasayla Parlamenter Rejime Dönüş
8.04.2024 - Atatürk realitesi ve Atatürkçülük: Yeniden düşünmek mümkün mü?
3.01.2024 - İYİ Parti ne yapmaya çalışıyor?
25.12.2023 - Medeniyetler çatışması, Batı karşıtlığı ve İslamcılığın yeniden inşası
13.12.2023 - Erdoğan’ın AKP’ye ihtiyacı var mı?
16.10.2023 - Dört yanımız düşmanlarla çevriliyse ne yaparız?
9.10.2023 - Muhalefet nereye?
17.06.2023
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
Ali Kerim Yançizer
Merhabalar, Necdet Kerim in verdiği bağlantı çok ilginç gerçekten Bravo Necdet Kerim... Nabi Yağcı ve ekibinin devrimci (!) çizgisini çok iyi özetlemiş.
Necdet Kerim
Merhaba, Bu kitabın değerli yazarı Ahmet Kardam isterseniz birde bu yazıdan tanıyalım. http://www.sendika.org/yazi.php?yazi_no=4542 Sizi gidi mess sözcüleri sizi.