Kadri GÜRSEL
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Suriye’ye, öngörülebilir bir gelecekte çıkmak üzere girmedi. Çünkü TSK’nin Suriye’de kısa vadede tamamlanabilecek herhangi bir misyonu bulunmuyor. TSK’nin komuta kademesinin bu bariz gerçeğin farkında olmadığını sanmıyorum.
Dikkat edilirse, “TSK Afrin’e girdi” gibi bir ifade kullanmak yerine “Suriye’ye girdi” diyorum. Çünkü olan budur. Resmi adı “Zeytin Dalı” olan Afrin harekâtı, Türkiye’yi içine çeken çatışmanın cephelerinden biridir.
İkinci cephe geçtiğimiz günlerde açıldı. Bunun adı da “İdlib Cephesi”dir. TSK bir hafta önce Halep’in güneybatısındaki El-Eys bölgesine büyük bir güç sevk ederek yerleşti. Tam karşısında İran Devrim Muhafızları ve Suriye ordusu var, 3 kilometre doğudaki El Hader’de.
TSK dört gün önce de El-Eys’in 20 kilometre güneyinde kalan Tell Tukan bölgesine benzer bir gücü nakletti. Çatışmasızlık bölgesinde gözlemcilik rolü oynamaktan öte, gerektiğinde savaşmak üzere ağır silahlar ve tanklarla donatılmış birlikler...
TSK, çatışmasızlık kapsamı dışında bırakılan El-Nusra’nın (Yeni adıyla HTŞ) denetimindeki bölgelerden sorunsuz bir şekilde geçti; başka türlü olması da beklenemezdi.
Görünüş ve gerçek farklı...
Görünüşte, Rusya, Türkiye ve İran arasındaki Astana Süreci’nde taraflar bu iki gözetleme noktasının ve diğerlerinin yerleri hususunda geçen eylülde mutabakata varmışlardı, TSK zaten buralara konuşlanacaktı.
Ama Ankara, konu Afrin ve dolayısıyla PYD/PKK olunca elini çabuk tuttu. TSK, hemen ekimde Reyhanlı’dan girerek Afrin’in tüm güney hattı boyunca, öncesinde El-Nusra’nın kontrolündeki alanlara yerleşip üç gözetleme istasyonu kurdu.
Peki, El Eys ve Tell Tukan’a güç aktarmak için neden şubata kadar beklendi?
İşin gerçeği bu noktada başlıyor.
Suriye ordusu, İran Devrim Muhafızları ve milisler, Rusların da hava desteğiyle aralıkta İdlib’de saldırı başlatıp Halep’ten Hama’nın kuzeyine kadar inen bir hattın doğusunda kalan her yeri ele geçirdiler de ondan...
TSK’nin neden şimdi Tell Tukan’a intikal ettiğini merak ediyorsanız haritaya bakın: Rejimin zaferiyle sonuçlanan Ebu Ad-Duhur muharebesinden sonra sıra, İdlib’in yanı başındaki, stratejik önemi büyük olan Sarakib’e gelmişti. TSK’nin El Eys ve Tell Tukan operasyonlarının gerçek amacı rejimin yolunu keserek Sarakib’i ve dolayısıyla İdlib’i düşmekten kurtarmaktır.
Anlaşılabilir bir amacı var bu hamlenin: Esad rejimi öngörülebilir bir süre dahaayakta kalacak. Öyleyse, bu süre boyunca Türkiye de askeri olarak Suriye’de kalacak, kalmalı ki bu sayede hem kendisi masada güçlü olsun, hem de rejim o nispette zayıf. Ankara, yaraladığı Esad’la bir arada yaşamanın çok zor olacağının farkında. Bunu hesaba katmamıştı. Dolayısıyla savunmasını ileride, Suriye’de kurmak istiyor. İdlib tampon olacak. Niyet bu. Girişim çok riskli, başarılı olup olamayacağını zaman gösterecek.
Aynı ulusal güvenlik mantığı YPG/PKK için de geçerli.
Ankara, PKK meselesine karşı askeri bakış ve tutumunu koruduğu müddetçe, Suriye sınırının öte yanında güçlenen bir YPG/PKK varlığı ile komşu olmak istemeyecektir. İktidarda kim olursa olsun, askeri/ güvenlikçi yaklaşım Ankara’yı müdahaleye mecbur bırakacaktı.
Misal, Can Kasapoğlu ve Sinan Ülgen’in birlikte kaleme aldıkları “Zeytin Dalı Operasyonu: Bir Siyasi ve Askeri Değerlendirme” başlıklı yeni EDAM raporunda, müdahale edilmezse YPG’nin 10 yıl içinde Lübnan’daki Hizbullah benzeri, ciddi füze kapasitelerine sahip bir askeri güce dönüşebileceği belirtilmiştir.
AKP iktidarının 2011 ile 2015 arasında izlediği Suriye politikası, Türkiye’nin bu noktaya sürüklenmesi için yapılması gereken bütün yanlışları içermekteydi.
Şimdi “Pişman değilim” diyenler utansın.
Bu arada, Menbiç’te üçüncü cephenin açılması ihtimali de var.
Halihazırdaki Türkiye’nin ulusal güvenlik kavrayışı, Suriye sorununa kapsamlı ve siyasi bir çözüm bulunana kadar TSK’nin bu ülkede kalmasını zorunlu kılıyor.
Mamafih bu son derece çetin ve karmaşık bir misyon olacaktır.
Bakınız, Afrin’de TSK, YPG/PKK ile çatışıyor ama aynı zamanda karşısında Suriye, İran, ABD ve Rusya var.
Suriye, YPG’yi ve silahlarını Afrin’e geçiriyor; Afrin’e geçen YPG’yi ABD eğitip silahlandırıyor, Afrin’e sevk edilen Şii milisler ve YPG, İran’ın verdiği silahları da kullanıyorlar, Rusya canı ne zaman isterse hava sahasını Türk Hava Kuvvetleri’ne kapatıyor, Tel Rifat’ta birlik bulundurup TSK’yi oradan uzak tutuyor...
İdlib cephesinde de TSK’nin karşısında Suriye ordusu, İran Devrim Muhafızları, Hizbullah ve milis güçleri mevzilenmiş bulunuyor.
Gerilerinde de oyunu kuran, istediği an değiştirebilen ve herkesle oynayan Rusya...
Suriye’de en az zayiatla kalmanın önkoşulu, bu güçler arasındaki çelişkileri iyi okuyup yönetmektir.
TSK’nın Suriye’deki varlığına sadece bir iç siyaset takviminin penceresinden bakmak da yanıltıcı olur.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.03.2020
5.03.2020
26.02.2020
20.02.2020
17.02.2020
4.02.2020
19.01.2020
9.01.2020
6.01.2020
3.01.2020