Kurtuluş TAYİZ
MİT krizinin Oslo süreci yüzünden patlak verdiği yönünde kamuoyunda ortak bir kanaat oluştu. Ben buna daha çok “oluşturuldu” demeyi tercih ediyorum. Ortak algı şöyle: Hükümet, yeni bir Oslo sürecine hazırlanırken yargı müdahalesiyle karşılaştı. Erdoğan, nisan ayında Kandil için “balkon konuşması” yapacak, müzakereler yeniden başlayacaktı. MİT yöneticilerine yönelik başlatılan soruşturmayla PKK’yla diyalogun önü kesilmek istendi veya kesildi. Çatışmanın merkezinde Kürt sorunu yer alıyor.
Oslo sürecini başlatan ve yürüten MİT yöneticilerinin soruşturmanın hedefi olması, bu doğrultudaki görüşleri destekler görünüyor. Ancak, bu teorinin çelişkili ve zayıf yanları var. Kürt sorunu için Meclis’te kılını kıpırdatmayan hükümetin PKK’yla yeniden görüşmelere hazırlandığını iddia etmek pek gerçekçi durmuyor.
Uludere’de 34 köylünün bombalanarak öldürülmesine tepki gösteremeyen, hatta özür bile dileyemeyen bir hükümetten bahsediyoruz burada. Kürtlerin haklarıyla ilgili Meclis’te tek ciddi bir hazırlığı bulunamayan iktidarın, PKK’yla müzakereyi seçmiş olması sizce de biraz abartılı değil mi?
Ya da şöyle soralım: Kürt sorununun çözümüne dair herhangi bir tasarıyı Meclis gündemine taşıyamayan iktidar için Oslo’da ya da İmralı’da PKK’yla müzakere daha mı kolay? Değil aslında, üstelik hükümet için daha riskli. Gerçekçi olmak gerekirse MİT krizi, hükümetin, Kürt sorununa dair demokratik çözüm arayışının sonucu olarak gelişmedi, en azından bana hiç böyle gelmiyor. Tabii o zaman şu sorulabilir: “Oslo sürecini başlatan ve bu süreci aktif olarak yürüten MİT’in tepe isimleri neden soruşturmaya dâhil edildi?”
Bence hukuki ve siyasi olarak Erdoğan’a ulaşabilecek, onu sarsabilecek Oslo sürecinden başka “kısa yol” yoktu da ondan. Oslo, Erdoğan’ın “zayıf karnı”nı oluşturuyordu. Ve karşı tarafa, tek hamlede “şah” deme imkânı sunuyordu.
MİT krizinin esas nedeninin hükümetin PKK’yla müzakere sürecini yeniden başlatmak olmadığı açık. Bu tesbiti, Başbakan Erdoğan’ın danışmanı sıfatıyla Yalçın Akdoğan’ın şu sözleri de doğruluyor: “PKK ile yürütülen görüşmeler hiçbir zaman müzakere anlamı taşımamış, devletin herhangi bir tavizde bulunmasına sebep olmamıştır. Son dönemde İmralı ile devletin yürüttüğü bir müzakere veya diyalog söz konusu değildir. Bu durum, taktiksel ve konjonktürel bir tavır değildir. Önümüzdeki aylarda diyalogun yeniden başlayacağı iddiaları ise tamamen spekülasyondan ibarettir.”
Bu sözlerin altını tekrar çizelim: Hükümet PKK’yla veya İmralı ile diyalog içinde değil, gelecekte de olmayacak. Hükümetin bu tutumu ne bir taktik ne de konjonktürel bir tavır. Yani değişime açık değil.
Bu görüşe karşı Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in “gerekirse yine Oslo’ya gidilir” sözleri hatırlatılarak, itiraz edilebilir. Sadullah Ergin’in Meclis’te yaptığı konuşmanın özü bence siyasi iradenin kendi yetkisine sahip çıkmasıyla sınırlıdır. Ergin, bu sözlerinde sadece hükümetin siyasi tasarrufta bulunduğu bir konuya yargının burnunu sokmasına karşı çıkıyor ve eleştiriyor. Haklı olarak.
Hükümet ve bürokrasi içinde Oslo sürecini destekleyen görüşlerin olması muhtemel. Ancak Başbakan’ın dâhil olduğu yürütme içindeki etkili isimler şu aralar Oslo defterini kararlı bir şekilde kapatmış görünüyor.
Kürt sorununun çözümünde PKK’yla müzakerelerin sonuç verip vermediği hususu da ayrı bir konu. Oslo ve İmralı süreçlerinin meselenin çözümüne pek katkı sunmadığı ortaya çıktı. PKK’nın zorlayıcı tutumu burada süreci tıkadı. PKK’nın mevcut haliyle yeni müzakere süreçlerine hazır olduğunu gösteren bir işaret veya belirti de söz konusu değil.
Peki, PKK’ya rağmen hükümetin Meclis’te Kürt sorununu çözmek için elini tutan var mı? Bu konuda yapılacak, çıkarılacak pek çok yasa olmasına rağmen, hükümet tek bir girişim başlatmadı. Bu ülkede her şey bu kadar PKK’ya bağlı hale geldiyse, hükümet Kürt meselesinde PKK’dan bağımsız adım atamıyorsa, tartışmaya ne hacet, o zaman gidip PKK’yla masaya oturup halledin bu işi.
Yeni bir Oslo sürecine karşıysa hükümet, o zaman Meclis’te seçilmiş Kürt siyasetçilerle masaya oturur. Oslo’ya hazır olan bir hükümetin Kürt siyasetçilerle diyalog kurmaktan kaçınması çelişkili bir tutum değil mi?
Gerçek durum şu: Hükümetin yolu Oslo’dan geçmediği gibi Meclis’te de bu sorunu halletmeye niyetli değil. Bu yüzden MİT krizini “müzakerelere karşı hamle” olarak niteleyip Başbakan’a ve iktidara sahte meziyetler yüklemenin pek anlamı yok.
Bence İmralı ve PKK’yla diyalogun yolu hep açık olmalıdır; İktidar, Başbakan’ın danışmanı Yalçın Akdoğan’ın önerdiği gibi bu konuda kendisini değişime kapatmamalıdır; ama hükümet zaten bu noktadan çok uzakta olduğundan, önce Kürt
meselesi hakkında Meclis’te ne yapacak, onları topluma açıklamalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019