Levent Gültekin
Dün (cumartesi) ülkede çok önemli (!) bir olay yaşandı.
O kadar önemli ki yazarından akademisyenine, siyasetçisinden aydınına, kanaat önderinden sanatçısına herkesin gündemi bu olaydı.
Tepkiler, hakaretler, kınamalar havada uçuşuyordu.
Hedefte de iktidar mensupları vardı.
Bu olay üzerinden AK Parti’nin, AK Parti seçmenlerinin ve zihniyetinin ne kadar rezil olduğu anlatıldı. Yaşanan en rezil olaylardan biri olarak gösterildi.
Sosyal medya gündemini takip etmeyen okurlarım için olayı kısaca özetleyeyim, sonra esas söylemek istediğime geleceğim.
İstanbul’da otobüslerde, tramvaylarda, vapurlarda yolculuk edip dolaşan bir köpek var, adı Boji.
Yanılmıyorsam birisi sosyal medyada “Boji’nin tramvaya kaka yaptığını” söyleyip, ‘İstanbul belediyesini bu araçların temizliğiyle yeterince ilgilenmemek’le suçladı.
Bunun üzerine belediye yetkilileri kamera kayıtlarını yayınladı.
Kamera kayıtlarında bir kişinin cebindeki pisliği tramvaya bıraktığı görülüyor.
Belli ki bu kişi bilerek ya da bilmeyerek ahlaksızca bir algı oluşturma çabasına giriyor.
Fakat o kişinin kim olduğu, ne iş yaptığı, dahası bir ruh hastası mı, bir hayvan düşmanı mı ya da gerçekten de sırf belediyeyi kötü duruma düşürmeye çalışan bir partinin fanatiği mi, hatta gelecek tepkilerin içeriğini tahmin edip iktidarı töhmet altında bırakmak isteyen biri mi olduğunu da bilmiyoruz.
Belediye yetkilileri de zaten bu konuda bir açıklama yapmadan sadece ortada rezil bir kumpas olduğunu açıkladı.
Bu kişinin bu rezaleti niye yaptığını da, mantığını da, amacını da kimse bilmiyor.
Ama tepkilerin odağında iktidar mensupları, AK Partililer ve onun zihniyeti vardı.
Gün boyu tek bir kişi bu rezil olayı yapanın kimliğini sorgulayacak mı diye bekleyip durdum.
Kimse sormadı ya da ben görmedim.
Kimse gerçekle ilgilenmedi, dahası gerçeği öğrenmek için kimse kılını da kıpırdatmadı.
Koca insanlar, yazarlar, aydınlar, gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar, siyasetçiler, ülkede aklı başında olduğunu düşündüğümüz kim varsa herkes bunu yapanın iktidar mensupları olduğu peşin kabulüyle ağzına geleni söylüyordu.
Bu olay üzerinden AK Partililere hakaret eden mi dersiniz, İslamcı ideolojinin ne kadar aşağılık bir şey olduğunu yazanlar mı dersiniz, bütün AK Partililerin pisliğe bulaştığını söyleyenler mi dersiniz… inanılmaz tepkiler vardı.
83 milyonun yaşadığı bir ülkede hırsızı da var yolsuzu da. Ruh hastası da var, fanatizmin kör ettiği akılsız insanlar da. Aklını kaybetmiş, delirmiş, canileşmiş, insanlıktan çıkmış olanı da var.
Yani bireysel kaynaklı her türlü olay, her türlü rezalet, her türlü sakillik yaşanabilir.
Fakat bu tür bireysel vakaları bir gruba, bir partiye, bir ideolojiye, bir toplum kesimine mal etmek, o kesime akla hayale sığmayacak hakaretlerde, suçlamalarda bulunmak nereden bakarsanız bakın sorunlu bir yaklaşım.
Sistematik olanla değil bireysel olanla mücadele etmeye kalkmak ayrı bir sorun.
İktidarın sistematik uyguladığı politikaların neden olduğu onlarca problem var.
Yolsuzluklar, haksızlıklar, hukuksuzluklar, kendilerinden görmedikleri toplum kesimlerine yaptıkları kötülükler, kaybettikleri belediyelerin başarılı olmaması için çıkardıkları engeller, hukuksuzluklar… hepsi ortada.
Buna rağmen bireysel ve tam olarak yapanın kim olduğunu kimsenin bilmediği sıradan bir olay üzerinden muhalefet yapma çabasının çok sorunlu olduğunu, dahası en çok da muhalif kesime zarar verdiğini düşünüyorum.
‘Sıradan’ diyorum çünkü ülkenin bütünüyle çamura battığı bir ortamda birinin tramvaya pislik koyması yeterince sıradan kalıyor.
Bu vesileyle dün bu olay üzerinden sözüm ona kötülüğe ne kadar karşı, ne kadar hassas olduğunu vurgulamak amacıyla AK Partililere hakaret eden, aşağılayan, kim olduğu bile bilinmeyen bir kişinin yaptığına bakıp peşin hükümle bir grubu, bir partiyi, bir kesimi mahkum edenlere bir çift sözüm var.
Sevgili arkadaşlar…
Gerçekten tam olarak ne yapıyorsunuz?
Amacınız ne?
Nereye varmak istiyorsunuz?
Tek birinizin merak edip bu kişinin kimliğini araştırma ihtiyacı duymaması sizce de ciddi bir sorun değil mi?
Kaldı ki bu kişi Ak Partili de olabilir.
Bir kişinin yaptığı bir rezalete bakıp bir grubu, bir kesimi toptan suçlamak ne anlama geliyor?
Hepiniz birden mi delirdiniz?
Bu ithamların, bu hakaretlerin, bu toptancı yaklaşımların o kesim üzerinde yarattığı etki gerçekten de hiçbirinizin umurunda değil mi?
Bunca yıkım, bunca hukuksuzluk, bunca kötülük, bunca tahribat yaşanırken, dahası kutuplaşmanın neden olduğu bir kilitlenme sonucunda ülke büyük bir yıkıma sürüklenirken gösterdiğiniz bu yüzeysel, sorunlu yaklaşımın o kutuplaşmayı daha da artırdığını göremiyor ya da umursamıyor musunuz?
Böyle olaylar üzerinden gösterdiğiniz toptancı tepkiler gerçek olaylara gösterdiğimiz tepkileri de etkisiz hale getirmez mi?
İnandırıcılığımızı zedelemez mi?
Yaptığımız eleştirilerdeki dürüstlüğe gölge düşürmez mi?
İktidarın toptancı yaklaşımlarına karşı ‘ahlak’ diyoruz, ‘adalet‘ diyoruz, ‘insanlık’ diyoruz, gerçeğin önemine vurgu yapıyoruz, peki siz ne yapıyorsunuz?
Bu yaptığınızın neresinde ahlak, adalet, dürüstlük dahası insanlık var?
Gerçek hiçbirinizin umurunda değil mi sahiden?
Bir CHP’linin yaptığına bakıp bütün CHP’lileri suçlayan ya da bir HDP’linin yaptığına bakıp bütün HDP’lileri suçlayan, mahkum eden o akıl yoksunu iktidar mensuplarından bir farkınız kalıyor mu?
Hatta yanlış yapanın CHP’li olmasına gerek yok, giyiminden, kuşamından, tercihlerinden o kişinin muhtemelen CHP’li olacağını düşünerek bütün CHP’lilere hakaret eden iktidar mensuplarından ne farkınız kalıyor?
Bunun üzerine hiç düşünüyor musunuz ya da düşünecek misiniz?
Hepimiz mücadele ettiğimiz kişiye dönüştük farkında mısınız?
Bu yaptığınızla ülkeyi yıkıma sürükleyen iktidarın değirmenine su taşıdığınızı gerçekten göremiyor musunuz?
Muhalif kesimdeki akıldan, adaletten, dürüstlükten yoksun bu tür yaklaşımları görünce umutsuzluğum büsbütün artıyor.
Boşa kürek çektiğimiz, kendimizi boşa paraladığımız duygusu beni esir alıyor.
Eleştirdiğimiz iktidar mensuplarının yaptıklarının aynılarını muhalif kesim de yapacaksa biz tam olarak neyin mücadelesini veriyoruz?
Dahası muhalif kesimin kimi aydınlarının, yazarlarının bu kadar düşüncesiz, yüzeysel, değerlerden yoksun yaklaşımlar göstermesi hepimizin emeğini boşa çıkarıyor.
Çünkü bu toptancı yaklaşımlar yüzünden iktidar taraftarları bize inanmıyor, güvenmiyor.
Böyle olduğu için yıllardır gerçek eleştirimize de zerre kadar kıymet vermiyorlar.
Güvenmedikleri, inanmadıkları için ülke tarihinin en büyük yıkımıyla karşı karşıya olmamıza rağmen saflarını değiştirmiyorlar.
Ve sonuçta hep birlikte uçuruma sürükleniyoruz.
Namuslu, adaletli, eşitlikçi, hakkaniyetli, demokrasiden, hukuktan yana, ayrımcılığa karşı insanlar pozu vermekten vazgeçip gerçek anlamda bu değerleri taşıyan insanlara dönüşmemiz gerekiyor.
Siz değişmediğiniz müddetçe kimse değişmeyecek, bunu da bilmenizi isterim.
Milyonlarca yoksul, milyonlarca işsiz, hukuksuzluk mağduru on binlerce insan, ülkemiz yıkıma sürükleniyor diye gözüne uyku girmeyen milyonlar, bizden, biriken öfkemizle sağa sola saldırmamızı ve böyle sakil kayıkçı kavgası vermemizi değil, aklımızı kullanarak bir çıkış yaratmamızı bekliyor.
Umarım bir kişinin yaptığı bir rezalet üzerinden toptancı bir yaklaşımla bir kesime hakaret etmenin, onları mahkum etmenin ne anlama geldiği, ne tür sonuçlar doğurduğu üzerine düşünme fırsatı bulursunuz.
Yoksa 2023 seçimlerini de kaybettiğimizde hep birlikte oturup ağlayacağız.
Esas olan kişisel öfkelerimiz, ideolojik kavgalarımız mı yoksa ülke mi bundan da pek emin değilim.
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023