Leyla İPEKCİ
Böyle oluyor hep.
Ramazan'la birlikte gecenin sessizliğine çekiliyorum. Sustukça, kendi sesimle arama mesafe koydukça, gecenin sesi işitiliyor ilkin. Sonra geceye bürünmüş, geceyle örtünmüş tüm varlığın devam edişindeki hikmet: Sessizce yankılamaya başlıyor karanlıkta.
Gündüze ait sandığım aydınlıklar teker teker gecede açılmaya başlıyor. Sanki upuzun bir gece oluyor Ramazan. Gecenin karanlığına verilmiş en güzel yanıt olan Kadir Gecesi, bir ömür boyu bizi aydınlatmaya muktedir değil mi? Ömür, bir dolunay gecesi oldukça...
Bu yıl şöyle hissettim: İlahi kelamın bir de bize inişi var. Kuranî vaktin bize inişi. Eğer onu işitebiliyorsak, okuyabiliyorsak hece hece, bu uzun gece boyunca idrak edebileceğiz biraz daha. Çünkü nüzulün başlangıcı da çok derinlerde. Bilinmeyen gecelerinde son on günün. Korunaklı, örtülü, tavizsiz.
Ona ulaşmak için çıktık bu yolculuğa. Üç aylar boyunca kandiller geçti üzerimizden. Gecenin uzayan anılarında bazen saniyelerle çağ atladık. Paraleller, meridyenler devirdik sorunsuzca. Varolmanın bazen en çetrefilli aşamalarında, bazen bilincin en sığ katmanlarında tökezledik. Takvim yaklaştıkça heyecanım artıyordu.
Evin iç düzenini yeniden ayarlamaya giriştim. Bazı eşyayı Ramazan'a hazırlamak için süpürdüm, temizledim. Kimini ovaladım, parlattım. Bazısını diktim, yamadım. Ayar yaptım bazılarına. Toparladım, derledim, bazılarını yeniledim, süsledim hatta.
Her seferde yeni bir başlangıç gizli. Kendi karanlıklarımızdan, dünyanın bize dayattığı muğlâklıklardan, nefsin sınırlı terimleriyle ifade edegeldiğimiz tüm o göreceli ölçülerden kurtulma çabamızın şahidi. Gece.
Gecenin en sadık yerinde, belki bağlanmanın sırrıyla karşılaşacağım. Bizim için inen söze bağlanmanın sırrıyla... Yol da benim, yolcu da.
Bugün beşinci gün. Günlerin takvim yapraklarında art arda dizilişi bambaşka bir mana kazanmış durumda. Gündüzler geceye tabi oldu çoktan. Geceye uyanmak, rutinleşmiş zaman algısını daha ilk anda altüst etti.
Gecenin dilinde, bir kalpten kalbe geçiş öyküsü yazılıyor durmadan. Karanlığın gözlerine aşina oldukça, eşyanın göz kamaştırıcı güzelliğini fark ediyoruz. Meğer o bitimsiz gecede ne çok ziynet gizliymiş daha!
Saatleri terk ettikçe vakitle gelen bereket ve feyz. Ramazan. Dolunay gecesi ömrümüzün.
Asr. Leyl. Fecr. Duha. Şems. Kadr. Kamer. Necm... Saatlerin tahakkümünden kurtuldukça asli tabiatımızın ezeli ilminden çekmeye başlayacağız zamanın sularını.
Hışırdayışında yaz yapraklarının, seher vakti esen rüzgârda, bulutun yeryüzüne yaptığı gölgelerde, uyuklayan bir kedinin mahmurluğunda. Ve ağırlaşmış bir yük gibi, barındırdığı anılarında cami avlusunun...
Çocukluğumun yaz gecelerinde, yine böyle bir ağustos Ramazan'ında, bir cami avlusuna bakan evde, teravih seslerini dinlerdim. Sadece dev çınar ağaçları değil, ölçülemez mesafeler vardı ev ile avlu arasında.
Gecenin ilerleyen vaktinde, sessizce karanlığa dağılırdı camiden çıkan cemaat. Pencereden izlerdim eve dağılışlarını. Camiye gitmekle nasıl bir aşamadan geçtiklerini, üzerlerinde taşıdıkları sırrın ne olduğunu keşfetmeye çalışırdım.
Bir şey vardı, bilemediğim. Anlayamadığım. Belki sessizce dağılışlarında bulduğum bir dayanışma haliydi bu. Bir sır kardeşliği. Bakakalırdım pencereden. Çınar ağaçlarının arasından bir görünüp bir kaybolan cami... Belki bir şey söylüyordu bana. Duymuyordum.
Yıllar sonra, yetişkinliğimde, Kâbe'yi tavaf ederken çocukluğumun Ramazan'larında camiye meraklı gözlerle bakışımı hatırladım. Kâbe'ye bakarken onun da bana baktığını, bana şahit olduğunu sezmiştim. Aşk ile bakmanın ne olduğunu, muhabbetin manasını görür gibi olmuştum. Gözümü alamıyordum. Bakışlarımla ona mukabele ediyor, bir yandan da bakışlarımda istiflenmiş kir ve pasın arınışına tanıklık ediyordum.
Belki göz bebeğimin hakikatine yaklaşıyordum yeniden. Çocukluğumun Ramazan gecelerinde yitirdiğim... Ama beni hiç bırakmamış olan...
Gecenin sırlarından biri daha işte: Yokluğa giden her şey, ona sığınıyor, yokluğu dolduruyor, olması gerektiği gibi var ediyor. En saklı formatlarında varoluşun. Gecenin ziyneti bekliyor. Beni. Bizi.
İhya edilen her gece, avlu ile pencere arasında kaybolmuş bir çocukluğun çınarlarını yeniden hışırdatıyor bu Ramazan. Çünkü ihya edilen her gece: Kıyamet şuuruna dikilmiş bir ağaç. Dolunay gecesinde ömrümüzün.
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018