Mehmet Ali ALÇINKAYA

Devlet – Komün – Demokratik Sosyalizm ve Barışın Yeniden Kuruluşu Üzerine;
Marksist avukat ve sosyolog Sayın John Holloway, klasik Marksizmin donuk kalıplarını parçalamanın artık ertelenemez bir zorunluluk olduğunu vurgular. Ona göre devrim, yalnızca devlet iktidarının ele geçirilmesiyle açıklanamayacak kadar derin bir toplumsal dönüşüm sürecidir. Devrim, yaşamın bütün alanlarında özgürlüğün örgütlenmesiyle anlam kazanır; böylece soyut bir ideal olmaktan çıkarak toplumsal değişimin bizzat kendisine dönüşür.
Bu bağlamda Sayın Abdullah Öcalan’ın kuramsal çerçevesi yalnızca yeni bir politik model sunmakla kalmaz; çağımızın karanlığını yarıp geçen özgürlük eksenli bir yeniden doğuş hattı kurar. Sayın Öcalan’ın demokratik modernite paradigması;
devlet merkezli zorunlukları aşmayı,
toplumun kendi öz gücüne dayanan örgütlülüğünü kurmayı,
kadın özgürlüğünü devrimci öz haline getirmeyi,
halkların özyönetimini toplumsal barışın zemini olarak inşa etmeyi
esas alan kapsamlı bir özgürlük haritası oluşturur. Bu paradigmanın temel taşları komün, demokratik sosyalizm ve barışın toplumsal temellerinin yeniden örgütlenmesidir. Böylece Sayın Holloway’in aradığı “başka türlü devrim” fikri soyut bir tez olmaktan çıkar; bağlamı, yöntemi ve toplumsal karşılığı tanımlı bir imkâna dönüşür.
Devletin Dönüşümü; Esnemenin Açtığı Barış Kapısı
Modern devlet, tarihsel süreç boyunca merkezileşerek özgürlük alanlarını daraltan bir yapıya dönüşmüştür. Kalıcı barış; devletin baskıcı fonksiyonlarının gerilediği, toplumsal katılımın genişlediği bir zeminde mümkün olabilir. Sayın Abdullah Öcalan, devletin tümden reddi yerine topluma doğru esneyen; yetkilerin yerelleştiği, denetimin toplumsallaştığı ve iktidarın dağıldığı bir dönüşüm çizgisi önerir.
Bu yaklaşım, Sayın Holloway’in devlet-iktidar eleştirisiyle doğrudan kesişir ve barışın devletin esneme kapasitesiyle birlikte inşa edilebileceğini gösterir.
Komün; Demokratik Toplumun Yeniden Kurucu Hücresi
Komün, hem Sayın Holloway’in “iktidarı parçalayarak özgürlüğü yayma” fikrinin somutlaşmış biçimi,
hem de Sayın Abdullah Öcalan’ın demokratik modernite paradigmasının merkezî unsurudur.
Komün;
doğrudan katılım alanıdır,
eşitlik ve dayanışmayı toplumsal norm haline getirir,
kadın özgürlüğünü ve ekolojik duyarlılığı toplumsal yaşamın temel değeri yapar.
Bu nedenle komünal örgütlenme, hem devrimin toplumsal zemini hem de barışın kurucu hücresidir.
Demokratik Sosyalizm; Barışın Kurumsal Çerçevesi
Demokratik sosyalizm, ekonomik kaynakların toplum tarafından denetlendiği; siyasetin yerellik, çoğulculuk ve katılım temelinde örgütlendiği bir model sunar. Bu yaklaşım;
otoriterleşmeyi sınırlandırır,
ekonomik eşitsizlikleri azaltır,
toplumsal dışlanmayı aşar,
barışı sürekli bir toplumsal inşa sürecine dönüştürür.
Bu noktada Sayın Holloway’in kapitalizm eleştirisi ile Sayın Öcalan’ın demokratik modernite perspektifi birleşir;
Gerçek özgürlük, devletçi ve merkezî bir yapıdan değil; tabandan yükselen demokratik toplumdan doğar.
Devrim, Barış ve Yeniden Kuruluş
Her iki yaklaşımın ortak saptaması nettir;
Devrim, bir iktidar değişikliği değil; yaşamın her alanında özgürlüğü örgütleme cesaretidir.
Bu nedenle Sayın Holloway’in değerlendirmesi, mevcut düzenin çözümsüzlüğü karşısında yalnızca akademik bir analiz değil aynı zamanda güçlü bir çağrıdır:
Özgürlüğü isteyen, düşüncesini yenilemek zorundadır.
Toplumu dönüştürmek isteyen, kendini dönüştürmekten kaçamaz.
Devrim, ancak cesaret edenlerin yolunda gerçek olur.
Bu bağlamda Sayın Abdullah Öcalan’ın kuramı, çağdaş dünya içinde devrimci cesaretin en yaratıcı ve en belirgin damarlarından birini oluşturur.
Özgürlük ve Barışın Yeni Paradigması
Devlet–toplum ilişkisinin yeniden kurulması, komünlerin toplumsal dokuyu yeniden örmesi ve demokratik sosyalizmin kurumsal çerçeveye kavuşması; hem devrimin güncelliğini hem de barışın uygulanabilirliğini belirler.
Barış; özgürlük, demokratik örgütlülük ve komünal yaşamın birleştiği yerde kurulur.
Devrim ise bu birleşmeyi mümkün kılan düşünsel ve toplumsal cesaretin adıdır.
Yazarlar
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan Türkiye’nin siyasi serüveni içinde nereye oturuyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESuriye: Hem çok yakın, hem çok uzak 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİDEM’in bütçeye Terörsüz Türkiye itirazı 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKıvılcımlı ve Öcalan üzerine 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar boşa düştü! 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYüzde 85 acaba niye geçinemiyor? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
23.11.2025
20.11.2025
17.11.2025
12.11.2025
9.11.2025