Mehmet BARANSU
Osmanlı İmparatorluğu’nun devlet sistemini çözme planlarında değişik yöntemlerin kullanılmaya başlandığı bir zaman... 19. yüzyıl başları...
İmparatorluğun Avrupalı rakipleri, onu sadece savaşlarla yıkamayacaklarını anlamış, savaş dışı, sofistike yöntemler aramaya başlamışlardı.
İmparatorluk kapalı devre bir devlet örgütlenmesine sahipti.
Kaynağını İslam dininden alan bu sistemin ancak içerisine girmekle çözülebileceği Avrupa’da yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştı.
Sisteme girmek kolay olmadığı gibi girildiğinde ne türden bir dirençle karşılaşılacağı bilinmiyordu. Sistemin zayıf yanlarının ne olduğuna dair elde herhangi bir bilgi de yoktu.
Olayların gelişimi, ümitsiz gibi görünen bu zorluğun uzun ve sabrı gerektiren bir süreç sonunda aşılmaya çalışıldığını gösteriyordu.
Tıbbiye dışarıdan yapılmak istenen etkilere en uygun yer olarak görülmüştü. Konu sağlık olduğunda, milliyetçi direncin yaşanma ihtimali çok düşüktü. Osmanlı toplumundan, sağlık alanına ithal bilgilerin girmesine, tıp eğitimini yabancı hocaların vermesine herhangi bir itirazın gelmesi düşünülemezdi. Böylelikle Batı kaynaklı tıp kitaplarının çevrilmesine ilk yenilikçi padişah III. Mustafa döneminde başlandı.
Tıp eğitiminin yabancı kaynaklardan verilmesiyle birlikte tıp fakültelerinde yabancı hocaların sayısı artmaya başladı. Bir süre sonra tıbbiye öğrencileri ileri tıp eğitimi için Avrupa’ya gönderildi. Burada hem tıp okuyor hem Avrupa’nın düşünce ve felsefesini ama en önemlisi de yaşam tarzlarını öğreniyorlardı. İlk kültür şokuyla tanışmaları çok sürmüyordu...
Tıbbiyelerde okutulacak olan ders kitapları artık tamamen Avrupa’dan getirtilip tercüme ettirilen kitaplardan oluşuyordu. Yapılan her tercümenin içerisine örgütlenme modeli de sokuluyor, tıp öğrencileri eliyle devlette yeni bir model ve örgütlenmeye gidiliyordu.
Yabancı ülkeler “devlete”, saraya sızmaya başlıyor
Avrupalıların etkisiyle saray çevresinde ilk “gizli” örgütlenmeler başlamış, tıp kitapları sayesinde örgütlenme askerî okullara da girmişti. Kurulan cemiyetler, İttihat Terakki’nin çekirdeğini oluşturdu. Çok geçmeden de “gizli” örgütlenmeler Dolmabahçe’nin etrafını sardı.
Encümen-i Daniş, Beşiktaş İlmiye Cemiyeti gibi adlarla bugün adına “derin” yapı dediğimiz yapılar oluşturulmaya başlandı. Metot değiştirilmiş, ilk kez Batı düşüncesine dair “belli” kitapların çevrilmesine, belli başlı bazı fikirlerin belli bir program dâhilinde ülkeye sokulmasına başlanmıştı
Yeni oluşumda, örgütlenmede “gizlilik” ve “inkâr” esastı. Temel yapı bunun üzerine kurulmuş, saraya yakalanılması hâlinde inkâr en önemli prensip olarak belirlenmişti.
İbrahim Temo ve Mustafa Reşit Paşa’nın hayatları, yaptıkları bu örgütlenmeye en güzel örneklerden biriydi. Doktor Temo, bugün çok tartıştığımız Ergenekon, “bir numara” oluşumunun da mimarıydı. Örgütlenme modelini yüz yıl önce belirlemiş, kendisi de bu örgütlenmenin “bir numarası” olmuştu. Temo Askerî Tıbbiye’de İttihat-ı Osmanî örgütünü kurarken bugün çok sık kullanılan bir deyimi özellikle vurgulamış, örgütün 1 numaralı üyesi olduğunu söylemişti.
Tıpkı bugünlerin “doktoru” gibi...
Doktor Temo, Osmanlı sistemine giren virüsün askerî bir Frankenstein’e dönüşümü olmuştu. Bu Frankenstein da sahibinin kontrolünden hiçbir zaman çıkmamıştı.
Abdülhamid’e karşı yapılan ilk darbe girişiminin de mimarlarındandı.
İbrahim Temo, Türklerin İslam öncesi kaynaklarıyla temasının kurulmasını önemsiyor, modelinde araç olarak bu yöntemi de kullanıyordu. Temo hayatını anlattığı kitabında üzeri örtük olarak bazı bilgiler de kullanmıştı. Örneğin Türklerin şaman geleneğine vurgu yapan çift başlı kartal terimini Temo bir arkadaşı için kullanmıştı.
Ve yıllar sonra Soner Yalçın’ın konsept danışmanlığı yaptığı Kurtlar Vadisi’nde Doğu Beykarakteriyle bu sembol hafızalara kazınmaya çalışıldı. Doğu Bey’in kullandığı asa ve üzerindeki sembol, gözlere sokuldu.
Ermeni vatandaşları saraya kışkırtmak için hazırladığı bildirileri bir gece yarısı Fatih semti başta olmak üzere Aksaray, Balat civarında dağıtması, Ayasofya Camii’ni patlatma ve “hükümeti” zor durumda bırakma planları Temo’nun bugünlere iz düşümü olan bir diğer icraatlarından biriydi.
“Derin yapılar” ne kadar derinde?
Siyasi tartışma ve gelişmelerin yaşandığı bu günlerde bazı okurlar neden böyle bir yazı yazdığımı merak edecektir.
Uzun bir süredir Encümen-i Daniş, Beşiktaş İlmiye Cemiyeti, Derin Devlet oluşumu üzerine bir çalışma yapıyorum. Kökleri yüzyıl öncesine dayanan bu yapıyı, kendi metinleri üzerinden değerlendirmeye, günümüzle bağlantılarını çözmeye çalışıyorum.
Bugünlerde “derin” yapıların bittiğini, “iktidarı” ele geçirdiklerini düşünenleri gördükçe de ne kadar yanıldıklarını görüyorum.
Bu yazı bir başlangıç olacak. Derin devleti kendi kitaplarından ve metinlerinden sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Tabii günümüzdeki izdüşümlerini de. Çalışmayı yakın bir tarihte de kitap olarak sizlerle paylaşacağım müjdesini vereyim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.01.2016
5.02.2016
28.12.2015
15.12.2015
9.02.2015
30.11.2015
23.11.2015
16.11.2015
9.01.2015
26.10.2015