Mehmet TIRAŞ

Başbakan kimler için ağlar
24.08.2013
3025

 Yazılı ve görsel medya da gündeme damgasını vuran iki şey öne çıkıyor birisi Suriye de Esed güçlerinin çoluk çocuk demeden kimyasal silah veya gaz kullanmasıyla  1300 kişinin öldüğü görüntüleri yer alıyor öyle bir vahşet görüntüler ki; insanın bakmaya yüreği dayanamıyor tam bir insanlık dramı yaşanıyor; kısacası insanın elinden bir şey gelmediği için insan insanlığından utanıyor.

Bir başka gündem de Başbakan Erdoğan’ın Ülke tv de Mısır da Müslüman kardeşler liderlerinden Muhammed el-Bilteci’nin 17 yaşındaki kızı Esma’nın darbeciler tarafından hedef alınarak öldürülmesi üzerine Babasının kızına yazdığı mektuba göz yaşlarını tutamadığı; deyim yerindeyse hüngür hüngür ağladığını televizyon kanalları alt yazı olarak geçerken, kimi kanallarda haberi ekranlara getiriyordu Erdoğan’ın ağladığı bölümü.

Gerçi biz toplum olarak Başbakanın ağlamasını yeni rastlamadık hatırlanırsa ilk ağlamasını Erdoğan partisinin grup toplantısında 2011 genel seçimlerin  arifesinde 12 Eylül de idam edilen bir Ülkücü katilin nişanlısına yazdığı mektubu okuyarak ağlamış;bir başka ağlama sahnesi de Erdoğan’ın doğal ve inandırıcı gelen sahice olan Annesinin cenazesinde ağlamasıydı ve ben de şahsen çok duygulanmıştım Erdoğan’ı televizyonlarda izlerken,gözünde güneş gözlüğü olmadan, göz yaşını gizlemeden Annesinin cenaze namazının safında elleri önünde bağlı hem ağlıyordu,bir taraftan da kendini tutamadığı belliydi, tamamen kendini duygularının etkinse bırakmıştı ve bu sahneyi tüm kamuoyu da Erdoğan’ın annesi için ağlamasından çok etkilenmişti çokta samimi bulmuştu.

Peki başbakan kimlere ağlar kimlere ağlamaz?

Ağladıklarını sıralayalım da sonra ağlamadıklarını hatırlatalım.

Başbakan başta kendi dininden,ırkından ve mezhebinden en önemlisi de kendisiyle özdeşleşmiş olanlara ağlar;her İslam dininden ölene de ağlamaz.Kimlere ağladıklarına bakın bunu çıkarırsınız!.

Hatırlanırsa şuan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevin de bulunan emniyet müdürü bir toplantıda eğer dağda ölen PKK’lılar için ağlamıyorsanız, siz insan değilsiniz demişti..Emniyet müdürünün açıklamasına Bülent Arınç gözleri nemlenerek destek verirken Başbakan Erdoğan biz teröristler için ağlamayız ,diyerek emniyet müdürüne fırçalamış ve işine baksın demişti.Tabi gözlerinin yaşını içine atarak  Bülent Arınç’ ta her zaman olduğu gibi çark etmiş,rolünü başka bir yerde kullanacağının işaretini vererek susmuştu.

Başbakanın ağlamadıklarının içinde sade PKK’lılar yok; 2011 yılın 28 Aralık ayında Roboski de 34 Kürt vatandaşı 18’i çocuk yaşta askeri savaş uçaklarıyla  bombalanarak  organları  etraftan toplanarak torbalara doldurulmuş, Katır sırtında köylerine getirildiğinde de ağlamadı ve hala bu katliamı yapanlar ortaya çıkartılmadı.Uludere katliamını gündeme getirenlere tutturmuşlar bir Uludere her Kürtaj bir Uludere diye karşılık verdi Erdoğan.

Roboski de 34 Kürde savaşlarda bile uygulanmayacak bir şekilde bombalayan hava kuvvetler komutanına ödül verilirken, Erdoğan Türk silahlı kuvvetlerine de teşekkür etmiştir Uludere katliamından sonra.Niye teşekkür etti kimse bilmiyor?

Erdoğan Mısır da Suriye de katledilenler için kendini zor tutuyor ve ağlamamak için her platformda zorlanırken;Gezi olaylarında ölen 5 genç için ağlamak şöyle dursun ailelerine baş sağlığı bile dilememiştir..Dilemediği gibi hedef alarak  bu gençleri öldüren demokratik haklarını kullanan insanlara,çapulculara orantısız güç kullanan polisleri kahraman ilan etmiştir Başbakan.

Gezi olaylarında ölen gençlerin beşi de Alevi kökenlidir.Başbakan Reyhanlı da 53 Sünni vatandaşım şehit oldu demedi mi?

Başbakan Alevi’ye Kürt’e ağlamıyor da her Müslim an’a ağlıyor mu?

Sudan diktatörü Ömer El Beşir 300 bin Sudanlı Müslüman’ı katletmedi mi, uluslar arası Ceza mahkemesi tarafından hükümlü değil mi?

Başbakan bu katil El Beşiri kırmızı halıda yürüterek karşılayıp,El Beşir’in katil olduğunu soranlara,”Müslüman adam öldürmez” diye cevaplamadı mı Erdoğan!.  El Beşir bile katil olmadığını söylemediği halde.

Hakkını teslim edelim Başbakanımız yalnızca Alevi ve Kürt kökenlilere değil, kendi gibi düşünmeyen dostu diktatörlere baş kaldıran Müslümanlara da ağlamıyor.Bahreyn de sokaklara dökülen diktatörlerin katlettiği insanlara da ağlamadı.

Başbakanın ölçüsü insan değildir?

Peki nedir?

“Din,ırk,mezheptir”

 Kendi mezhebinden olacak,kendi ırkından olacak, bu da yetmez kendine biat edecek yoksa ölen Kürt Müslüman ama kendisine oy vermiyorsa ona Zerdüşt der,oy veriyorsa aynı safa duruyoruz,aynı duaya el kaldırıyoruz aynı camiye gidiyoruz ,diye güzellemeler çeker.

Yine AKP’ye yakın bir televizyon kanalı canlı olarak saraçhane meydanı Adeviye meydanına döndü,diyerek toplanan  kalabalığı göstererek sırasıyla ağzı laf yapan,kalabalığı coşturanları konuşturuyor,konuşanlar Mısır da,Suriye de katliamları kınıyorlar lanetliyorlar, Allah onlara beterini versin gibi ne kadar beddua varsa yapıyorlar ama Sudan da katledilen 300 bin müslümanı katleden Ömer El Beşir’in katlettiği insanları,Roboski de katledilen 34 Kürt’ü ve Gezi de polisin şiddetiyle öldürülen 5 genç,hiç akıllarına bile gelmiyor.

Çünkü Başbakan kime ağlıyorsa onlar da ona ağlıyor, Erdoğan kimi lanetliyorsa onlarda onu lanetliyor;kendileri gibi inanmayan,kendi mezheplerinden olmayan,ölenlere karşı yürekleri taş kesilirken, göz yaşları da donuyor  işte bunlar böyle Müslüman.

Erdoğan,orta doğu da Müslüman kanı akıyor diyor  insan kanı demiyor.

İnsan’ı,dinine,mezhebine,ırkına ve cinsine göre değerlendirenin inancına kim saygı gösterir veya itibar görür!.

Daha dün konuştuğu sözlerinin  salonda yankısı kesilmedi Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamaları affedilir gibi değil.

DİB Mehmet Görmez(kadını insan görmeyen dinin temsilcisi) ne diyor; hem de birisi kadından sorumlu devlet bakanı Fatma Şahin ve diğeri de Diyanetten sorumlu Başbakan yardımcısı devlet bakanın gözlerinin içine bakarak; BMÖ temsilcinse de fırça atarak konuşuyor; kadını insan görmeyen,ikinci sınıf yerine koyan kutsal dinin temsilcisi Görmez şöyle devam ediyor:

Kadına karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı cinayetleri önleyin.Birleşmiş Milletleri örgütünün ekonomik desteğini almayacağım, o desteği insan katledenlere yardım edin,ben Diyanetin fonundan harcayacağım diyor.” Sanki diyanetin fonu babasının malı orasına hiç değinmiyor.

Kadını insan görmeyen ve kadın uygulanan  şiddete çanak tutan, neredeyse kadınlar şiddet görüyor veya öldürülüyorsa bir sebebi var demeye getiriyor  aslında ama söyleyemiyor..Bunu başka türlü okumak veya anlamak mümkün mü?

Başbakan kimlere ağlıyorsa DİB’nı da onun belirlediği ölçülerde insan tanımı yapıyor, Başbakan demedi mi ;Roboski katliamı için her kürtaj bir Uludere,diye..DİB’ıda Başbakanın açıklamalarını dini görüşle destekleyerek kürtajın günah olduğunu, bu cinayettir diye açıklamalar yaptı ama Diyanet 1983 yılında Kürtaj’ın dinen günah olmadığını söylüyordu.Dinin güce ve iktidara göre değiştiğini bizim DİB’lığı bunu iyi ayarlıyor

Başbakan kime ağlıyorsa ona ağlayacaksınız,DİB’ lığı da  kime insan diyorsa ona insan diyeceksiniz!.

Başbakan ağlıyor ama kime ağlıyor?sevmediğine ağlayanın ağlaması inandırıcı olur,gerisi çıkar ilişkisidir,bunu da Erdoğan’dan öğrendik.

Seçimler yaklaştıkça bu ağlamaları ve mağduriyet edebiyatını çok sık duyup, bu manzaraları sık seyredeceğiz Başbakandan, bunlar ısınma turları.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar