Mehmet Y. Yılmaz
Mevlid – i Nebi Haftası için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlattığı filmleri izlediniz mi bilmiyorum.
Bu kısa filmlerin amacı, Peygamber’in doğum yıl dönümü nedeniyle İslam’da aile hayatının önemine işaret etmek.
Bu filmler ile ilgili bir çözümlemeyi Tayfun Atay dün T24’te yazdı, okumuşsunuzdur.
Kısaca söyleyecek olursam Diyanet İşleri’nin tipik işlerinden biri daha!
Kadını, evinin içine hapseden, görevini “ev kadınlığı, annelik” olarak tanımlayan, çağdaş gelişmelerin önüne üç beş çapsız tavsiye ile geçebileceğini zanneden bir zihniyetten ne beklenebilirse, o yapılmış.
İşin doğru olan tek yönü, artık Peygamber’in doğumunu kutlamayı, TBMM’nin açılış haftasına sabitlemekten vazgeçmiş olmaları.
Hatırlarsınız, Fethullahçılar ile aynı tencereye kaşık salladıkları günlerde, Kutlu Doğum Haftası’nı, 23 Nisan haftasına sabitlemişlerdi.
Diyanetçiler de, Fetullahçılar da Atatürk’ten ve Osmanlı’nın bitişini ilan eden her şeyden nefret ediyorlar çünkü.
Ne de olsa hepsi milli mücadeleciler için ölüm fetvası veren Dürrizade’nin cüppesinden çıkmışlar!
Ancak artık Peygamber’in Hicri takvimdeki doğum günü, Miladi hangi güne denk geliyorsa, bu hafta o zaman kutlanacak.
Bu yıl kutlama haftasının konusu “aile” olarak seçilmiş.
Benim de bazı önerilerim var, günün birinde yeniden bu “aile kavramının önemini” vurgulamak isterlerse bu tür videolar çeksinler, günümüz için daha anlamlı olur.
Mesela videolardan biri, üst düzey kamu görevlilerinin, rüşvet yerken ve ihalelerden komisyon alırken, işin içine hiç olmazsa çocuklarını karıştırmamaları gerektiği konusuna ayrılabilir.
Bu tür işler, çocukların babaya saygısını azaltacağı gibi çocukları kötü yola iterek, babaların da esas görevlerini yapmamalarına yol açıyor.
Bir diğer videonun konusu, aile hayatında kadının önemine ayrılabilir.
Mesela diyelim ki üç gün öncesine kadar çulsuz bir kamu görevlisi günün birinde evine yepyeni bir otomobille geliyorsa eşinin ona şöyle söylemesini öneren bir video: “Bey, hayırdır, bu da nereden çıktı? Bu helal parayla alınmış olamaz. Ben buna Vallahi de binmem, Billahi de binmem, çocuklarımı da bindirmem!”
Böylece, evde oturup kocalarına kek pişiren kadınların da toplumdaki çürümeye karşı yapabilecekleri görevlerinin olduğunun altı çizilmiş olur.
Çünkü kocalarının ne haltlar karıştırdığını en iyi bilebilecek durumda olanlar o adamların eşleri olan kadınlardır.
O kadınlar rüşvet ile kazanılan geliri, kaynağını sorgulamadan zevkle harcamaya yönelmeyip, tam tersine bu geliri sorgulamaya başladığı vakit, yolsuzlukları önlemek konusunda bin tane kanundan daha önemli bir adım atılmış olur.
Benden bugünlük bu kadar, Diyanet İşleri bunları bir yaptırsın, gerisine de yardım edeceğim, söz veriyorum.
***
Bülent Arınç, durmuş saat gibi
Bülent Arınç, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) mağdurları ile ilgili olarak “faciadır” deyince, AKP’de kıyamet koptu.
Arınç’ın istifa etmesini isteyen de var, “bu iş Cumhurbaşkanı’nın bizzat uygulamasıdır, nasıl karşı çıkarsın” diyen de.
Bülent Arınç da bildiğimiz gibi! Bu sert tepki karşısında hemen geriledi, lafı gevelemeye başladı.
Bunca yaşa gelmişsin, hukukçusun, artık siyasi bir beklentin de kalmamış, Cumhurbaşkanlığı YİK üyesi olmuşsun, damadın da beraat etmiş, kimden, niye çekiniyorsun?
Ben açıkça buradan yazayım: KHK’lar ile insanların özlük haklarını yok etmek facianın da ötesinde, hukuk tanımayan faşist bir uygulamadır.
KHK’lar, 15 Temmuz darbe girişiminin ertesinde ilan edilen Olağanüstü Hal döneminin ürünleri.
O günün şartları altında olağanüstü hal ilan edilmesi gerekliydi.
Bir darbe teşebbüsü olmuş, devletin en küçük hücrelerine kadar yayılmış, habis bir örgüt söz konusuydu ve yeniden baş göstermemesi için tedbirlerin, olağanüstü şartların gerektirdiği bir zeminde alınmasında bir tuhaflık yoktu.
Ne zamana kadar?
Öncelikle KHK’lar, Anayasa’ya göre olağanüstü hal uygulamasının ilanına gerekçe olan nedenler ile sınırlı olmalıydı.
Böyle olmadı, sadece Fethullahçı darbecileri değil, AKP’li olmayan, muhalif görüşlere sahip üniversite hocalarını bile buna dayanarak üniversiteden attılar.
Anayasa açıkça çiğnendi, muktedirin bir işaretiyle AYM de buna göz yumdu.
İkinci olarak, Anayasa’ya göre KHK’ların sonuçlarının, olağanüstü hal durumunun TBMM tarafından sonlandırılmasıyla birlikte ortadan kalkıyor olması gerekirdi.
Böyle de olmadı.
Olağanüstü hal bitti, KHK’ların sonuçları ortada duruyor! Anayasa bir kez daha ihlal edildi.
OHAL döneminde, bazı kişilerin FETÖ ilişkilerinden “şüphe” nedeniyle görevlerinden uzaklaştırılmaları Anayasa’ya da, yasalara da uygundu.
Ama o vakit bu şüphenin, hukuki bir sonuca ulaşması için gereken de yapılmalıydı: Yargılama, mahkumiyet ya da beraat!
Aleyhlerinde her hangi bir mahkeme kararı olmayan insanlar, hala OHAL şartlarının sonuçlarını yaşıyorlar.
Bunun gerekçesi “FETÖ ile mücadeleyi zayıflatmamak” olamaz.
Fethullahçıların, masum ile suçlunun birbirine karıştırılmasından en çok yararlanacak olan çete olduğu gerçeğini unutmamak gerek.
Evet, Bülent Arınç, durmuş saat gibi de olsa bu kere doğruyu gösterdi ama kendi sözünün bile arkasında duramadı.
***
İmam hatiplilere uyarı: Bu yol cennete çıkmaz
Türkiye İmam Hatipliler Vakfı diye bir kuruluş var.
Bu kuruluş adı üzerinde İmam Hatip mezunlarının hayır – hasenat işleri için kurdukları bir vakıf.
Vakıf, bir malın ya da gelir getirici bir işin, sahibi tarafından hayır yapmak amacıyla sonsuza kadar tahsis edilmesi anlamına geliyor.
İslam medeniyetinde özel bir yeri ve önemi var.
İslam Ansiklopedisi’nin yazdığına göre Ebû Hanîfe, mülkün, vakfedenin elinde kalmasını ancak gelirinin hayır işlerine harcanmasını öneriyor.
İmâmeyn’e göre ise gelir getirici mülk, vakfedenin değil, kamunun (Allah’ın) mülkü haline geliyor. Hanefi doktrini bunu benimsiyor.
Şâfiî ve Hanbelî düşüncesi de buna yakın.
Maliki fıkıhçılar ise Ebu Hanife gibi düşünüyorlar.
Kısacası, İslam dininde vakıf dediğimiz kurum, vakfedilenin gelirinin, hayır işlerine harcanması işi.
Bunu imam hatiplerde senelerce dirsek çürütmüş olanlar bilmiyor olamaz, ben bile biliyorum:
Başkasının parasıyla vakıf kurulmaz ve hayır yapılmaz.
Ancak Belediye seçimlerinden sonra gördük ki İslamcıların kurduğu vakıfların elleri, milletin cebinden çıkmıyor.
Mesela İmam Hatipliler Vakfı, düzenlediği bir yarışmayı Konya Selçuklu Belediyesi’ne finanse ettirmiş. Toplam 1 milyon 100 bin lira almış.
Oysa imam hatip mezunları kendi aralarında toplanıp vakıf kuracaklarsa, mülkü ya da gelir getirici işleri kendileri bağışlamalıydı.
Hem vakıf kurup “hayır yapıyorum” diye caka sat, hem de cebinden beş kuruş çıkmasın, milletin parası harcansın.
Bundan sevap filan çıkmaz aziz imam hatipli kardeşlerim, öbür dünyadaki saadetiniz için hayır yapmak üzere bu işe kalkıştıysanız, buna sakın güvenmeyin derim!
“Yok bizim amacımız aslında siyaset, vakıf bahane” diyorsanız da sorgu gününe sıkı hazırlanın, bir kaç soru da bu bahisten çıkacak, uyarı tebliğimi yapmış olayım!
Yazarlar
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
26.06.2025
23.06.2025
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025