Mehmet Y. Yılmaz
Darbeci Sisi, "virüs salgınını gerekçe göstererek" basın üzerinde ağır bir kontrol uyguluyormuş.
Dün Dünya Basın Özgürlüğü günüydü. Af Örgütü de bu vesileyle bir açıklama yaptı.
Sisi hükümetinin şeffaf olduğu tek konu "beğenilmeyen gazetecilerin şiddetle cezalandırılacağı" imiş!
Mısır’da, "doğru olmayan bilgileri haberleştirmek, bunları sosyal medyadan paylaşmak, sosyal medyayı amacı dışında kullanmak" suçlamaları, 2015 yılında çıkarılan Terörle Mücadele Kanunu çerçevesinde cezalandırıyormuş.
Nasıl, gözünüz bir yerlerden ısırıyor gibi geldi mi?
Neyse, bu haberi okuduktan sonra terasa çıktım, baş parmağımı avuç içime doğru kıvırıp, diğer 4 parmağımı havaya kaldırarak Rabia işareti yaptım, Darbeci Sisi yönetimini protesto ettim.
"Bu nasıl bir yönetim ki virüs salgınını bile gazeteci cezalandırmak için gerekçe yapabiliyor" diye düşünürken, aklıma gelen kelimeleri zihnimden kovdum.
Çünkü "ılımlı otokrasi" ülkesi Türkiye’den bir mahkeme kararını hatırlayıverdim.
Bu karar, Reis’in müdürlerinden biri ile ilgili habere erişim engeli getirilmesiyle ilgili:
"Tüm dünyanın içinde bulunduğu salgın bir hastalık olan Koronavirüs'le mücadelede, birçok Avrupa ülkesinin başarısız olmasına rağmen, ülkemizin mücadeledeki başarısını sekteye uğratmak ya da gizlemek için sıradan bir olayı, sırf milletimizin ve devletimizin mücadeledeki başarısını göstermemek için, dikkatleri başka yönlere çekerek itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı, bu amaçla, Yargıtay’ın haber alma ve verme hakkının sınırlarını belirleyen ilkelerin ihlal edilmiş olduğu anlaşılmaktadır."
Vay anasına sayın seyirciler!
Bir kamu görevlisinin, Vakıflar idaresine ait bir araziyi kiralayıp, üzerine pergola yapması ve belediyenin bunu yıkmak istemesi ile ilgili haberin ardındaki amacına bakın!
Sisi, Reis ile arasını bozduğu için dizlerini dövmüyorsa, hiç bir şey bilmiyorum.
Oysa bu hakimlerden üçü – beşi Mısır’da Sisi’nin ne çok işe yarardı: Karar vermekle kalmıyor, gazetecilik dersi de veriyor.
Hakim söz konusu haberlere, bu gerekçeyle erişim engeli getirirken Anayasa Mahkemesi, erişim engellemelerin Anayasa’ya ve içtihatlara aykırı olduğu kararını veriyordu.
Bu iki karar arasında sadece üç gün vardı!
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın tespitlerine göre şu anda Türkiye’deki cezaevlerinde 85 gazeteci var.
Af Örgütü’nün raporuna göre darbeci Sisi’nin Mısır’ında 34 gazeteci hapiste.
Çok anlaşılır bir farklılık. Çünkü Sisi yönetimi basın özgürlüğü olmadığı konusunda şeffaf.
Oysa Türkiye’de "özgürlük yanılsamasıyla" gazeteciler bazen olmadık şeyler yazıp, çizebiliyorlar.
E o zaman bu devlet, onları hapse atmasın da ne yapsın?
Bir de diyorlar ki Türkiye’de basın özgürlüğü yok!
Olmaz olur mu, var tabii ama sıkıyorsa!
* * *
Hey MEB, çocukları rahat bırak!
Milli Eğitim Bakanlığı okula dönüş konusunda planlamayı yapmış, son kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan verecekmiş.
Demek ki Erdoğan’ın uzmanlık alanlarından biri de eğitim diye düşündüm.
Maşallah, her konu onda bitiyor.
Gerçi suratlarındaki kılların hangi bölgede yoğunlaşması gerektiğine bile Reis karar verdiğine göre, bunu da normal karşılamalıyız belki de.
Havuz gazetesinin haberine göre lise ve orta okullarda 1 – 30 Haziran arasında eğitim verilecek ama devam şartı olmayacakmış.
İsteyen veli çocuğunu okula gönderirken, istemeyen göndermeyebilecekmiş.
Bir kez daha sorumluluk vatandaşın sırtına yıkılıyor. Göndersen bir türlü, göndermesen başka türlü sorun.
Bu karar, "çocuğunu istersen okula gönder ama hasta olursa ben karışmam bak" demek değilse ne anlama geliyor?
Tarım bölgelerinde ise bu süre iki haftaya indirilecek, ilkokullar açılmayacakmış.
Zaten sınıfta kalma da kaldırılmış, sınav da yapılmayacakmış.
Madem imtihan da yok, sınıfta kalmak da yok, o vakit okulları tatil etseydiniz de çocukları bunaltmasaydınız daha iyi değil miydi?
Geçen gün Ertuğrul Özkök yazdı, yönetmen Ferzan Özpetek konsantre olamadığı için sokağa çıkma yasağında kitap okuyamıyormuş. Benim tanıdığım birçok insan da aynı durumda.
Büyükler bile bu psikolojideyken çocuklara bu eziyeti niye çektiriyorsunuz?
"Uzaktan eğitim" diye icat ettiğiniz şeyden çocukların yarısından çoğunun yararlanamadığının bile farkında değil misiniz?
Türkiye’de hanelerin yüzde 12’sinde internet erişimi zaten yok. Bilgisayar sahipliği açısından durum çok parlak değil. 10 öğrenciden 3’ünün bir bilgisayara erişimi yok.
Ve siz hâlâ "uzaktan eğitimden", "öğrencilerin sorularına yanıt verecek yapay zeka uygulamalarından söz ediyorsunuz.
Çocukları rahat bırakın, bari psikolojileriyle oynamayın!
* * *
5. sınıf öğrencisi velisinin mektubu
Aşağıya aktaracağım ileti, çocuğu bir devlet okulunun 5. sınıfında okuyan bir velinin mektubu. Herhangi bir yerine dokunmadan, aynen yayımlıyorum.
Belki bir yetkili okur, bu çocuklara niye eziyet etmekte ısrarcı olduklarını yeniden düşünür diye!
* * *
Eba uzaktan eğitim sistemi ile ilgili yaşadığımız sorunları paylaşmak istiyorum.
Okullar kapandıktan sonra ilk haftalarda öğretmenlerimiz Zoom ile gayet başarılı birkaç online ders yaptı ama sonrasında MEB’in uyarısıyla güvenlik ve başka nedenlerle buna izin verilmedi. Canlı ders talepleri için, "Eba üzerinden tüm sınıflara uyarlanarak çözülecek, biraz sabredin" dendi. Biz de veliler olarak tamam dedik, sabrettik, güvendik, bekledik.
Ama sonuç hüsran... Çünkü Eba’nın canlı derslerine 23 Nisan’dan beri giremiyoruz!!! Sadece veliler değil, öğretmenlerimiz de giremiyor. Çünkü teknik sorunlar, aksaklıklar bir türlü bitmiyor. Üstelik giremeyenler için Eba’nın sunduğu teknik destek fıkra gibi:
Programın çalışması için pc’deki "tüm güvenlik ve virüs koruma duvarının" kaldırılması gerekiyor. E hani zoom güvenli olmadığı için yasaklanmıştı? Bunu nesi güvenli?
Sorun sadece canlı ders de değil. 2 ay oldu bırakın canlı dersi normal etkinlikleri bile çoğu zaman zor yapıyoruz. Ya aynı dersler tekrar tekrar yükleniyor ya da yoğunluktan site hiç açılmıyor.
Ama tabii bunları sadece "devlet okulu öğrencileri" yaşıyor... Özel okullar, zoom haricinde Meet gibi Google tabanlı başka uygulamalarla derslere gayet verimli biçimde devam ediyor.
Neden? Çünkü onlar velilerden parayı peşin aldı ve bir şekilde eğitime devam ediyorlar. (Sayın bakan işin o tarafındaki dengeleri ve motivasyonu daha iyi bilir, özel okul sahibi bir girişimci olarak...)
Sadece özel okullar da değil. Üniversitelerin tamamı devlet-özel fark etmeksizin farklı uygulamalarla uzaktan canlı ders yapabiliyor. (Meet, zoom, vs.)
Ama MEB’in Eba konusundaki ısrarı ve dayatması bir türlü bitmiyor... Akıl alır gibi değil. Tamam, öğrenci takibi Eba’dan yapılsın, Eba etkinlikleri de gerekirse zorunlu olsun ama devlet okulu öğretmenlerine de "farklı platformları" kullanma hakkı tanınsın. Üzerlerindeki baskı kalksın.
Bizim suçumuz ne? Devlet okullarının öğretmenleri ve idarecileri neden Eba dışında platform kullanılmaması yolunda baskı görüyor? Son derece güvenli uygulamalar varken, koca koca şirketler bunları kullanırken bu Eba dayatması ve ısrar neden? Olan çocuklarımıza oluyor. Bildiklerini de unutuyorlar. Hepsini geçtim günde birkaç saat canlı bağlantı ile öğretmenlerini, arkadaşlarını görmek şu karantina günlerinde onlara öyle iyi geliyordu ki!!!
Son açıklamaya göre uzaktan eğitim 31 Mayıs’a kadar devam edecek. Yani 1 ay daha aynı saçmalıkları yaşamaya devam edeceğiz. Yapılıyormuş gibi görünen dersler yapılamayacak. Ama yetkililer kulaklarının üzerine yatıp, devlet okullarında yaşanan sorunları görmezden gelmeye devam edecek... "Biz yaptık oldu, dersler şahane, yerli milli teknoloji harika" masalı sürecek. Yani bizim için "uzaktan eziyete" devam.
* * *
Mektup burada bitiyor, siteye giriş sorunlarını gösteren bir Eba ekranı görüntüsü de var.
Bilmiyorum Milli Eğitim Bakanlığı’nda bunu duyacak birileri var mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.05.2025
4.04.2025
2.04.2025
6.03.2025
4.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
5.02.2025
20.11.2024