2007 Genel Seçimleri ve 12 Eylül Referandumu’nu sonuçlarını çok düşük sapmalarla tahmin ederek dikkatleri üzerine çeken KONDA’nın başındaki isim Tarhan Erdem, merakla beklenen “tahminlerini” dün açıklandı.

Erdem’in Mart 2010’dan başlayarak 3-5 Haziran 2011’de sonlanan çalışmalara dayanarak yaptığı tahmine göre, AK Parti yüzde 46,5; CHP yüzde 26,8; MHP yüzde 10,8; BDP yüzde 6,7; diğer partiler ise yüzde 9,2 aralığında görünüyor.

Buna göre AK Parti 12 hazirandan sonra tek başına iktidar olabilecek ancak anayasayı referanduma götürmeden Meclis’ten çıkartabileceği 367 vekil sayısını yakalayamayacak. Partinin anayasayı referanduma götürmesine yetecek 330 vekil sayısına ulaşması ise diğer partilerin alacağı oy oranına göre şekillenecek.

CHP ise AK Parti’deki erimeden payını alamamış görünüyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa seçildiği Mayıs 2010’da oyunu yüzde 30’lara kadar çıkartan parti, referandumda oyunu yükseltememiş ve yüzde 26 bandına oturmuş.

MHP de son derece tehlikeli bir sınırda geziniyor. Erdem’in tahminine göre partinin oyu üç milyon altı yüz bin ile dört milyon dört yüz bin arasında. Yine de Ağustos 2010 ile Nisan 2011 arasında baraj altında görünen partinin son dönemde oylarını az da olsa arttırarak parlamentoda temsil edilebilme hakkını kazanabileceği belirtiliyor. Belli ki kasetler düşük oranda da olsa MHP seçmenini parti etrafında kenetlemiş.

Oyu yüzde 6,7 seviyesinde görünen ve seçime bağımsız adaylarla girecek olan BDP adayların ise “ihtiyaçların üzerinde” oy alabileceği, partinin de parlamentoda grup kurmak için gerekli olan 20 vekili rahatlıkla çıkartabileceği görülüyor.

Tarhan Erdem’in tahminleri, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bir dönemdir demokrat kamuoyu ve aydınlar tarafından eleştirilmesine neden olan, Kürt sorunu ve toplumsal olaylar karşısındaki milliyetçi söylemlerinin, seçmen reflekslerinde ne gibi etkisi olduğunu yansıtması açısından da çarpıcı.

Milliyetçilik AKP’ye yaramadı

Tarhan Erdem, geçtiğimiz mart ayında oy oranı yüzde 51,8 görünen AK Parti’nin, mayıs ayında yüzde 49,5’e gerilediğini, partinin oylarının bir ay içerisinde de yüzde 3 azalarak yüzde 46,5’e gerilediğini belirtiyor. Erdem bu durumun son hafta da sürmesi halinde partinin oylarının yüzde 45,5 çevresine düşmesi ihtimalini dile getiriyor. Bu da AK Parti’nin 330’un altında vekil çıkartması anlamına geliyor.

Konu hakkında kişisel görüşlerini almak için konuştuğum Tarhan Erdem, AK Parti’nin oy oranındaki söz konusu düşüşün nedenini Başbakan’ın Kürt sorunu konusunda daha önceki söylemlerini sistematik hale getirememesine ve Hopa olayları gibi toplumsal vakalar karşısındaki sert tutumuna bağlıyor.

Çalışmalarında AK Parti’deki düşüsün nedenleri üzerine ayrı bir bölüm ve bulgu olmadığını kaydeden Tarhan kişisel gözlemlerine dayanarak yaptığı tesbitte şunları söyledi:

“Başbakan Erdoğan’ın son aylardaki Kürt sorunuyla ilgili söylemleri bu düşüşte etkili olmuş görünüyor. Daha önceki dönemlerdeki tavrını sitemli bir şekilde sürdürseydi bu düşüş yaşanmayabilirdi. Örneğin geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında da, eski söylemlerinden oldukça farklı bir şekilde ‘Biz olsaydık Apo’nun idam kararını infaz ederdik’ dedi. Elbette yalnızca bu değil. Örneğin Hopa’daki olaylar sonrasında yaptığı sert açıklamaları da nedenler arasında sayabilir. Elbette Hopa’da jandarmanın ve polisin görevini yeterince yerine getirmemesini eleştirebilir ama doğrudan olayın tarafıymış gibi tavır alması da seçmenden tepki almış olabilir.”

Son dönemlerde sıkça dillendirilen, Erdoğan’ın Kürt sorunuyla ilgili milliyetçi çıkışlarının batı illerindeki seçmeni partisine kazandıracağı şeklindeki tesbitin tam olarak karşılığı olmadığını belirten Erdem, Kürt sorunu ve demokratikleşme adımlarına duyarlı demokrat seçmenin Başbakan’ın sert çıkışlarına tepki duymasının gayet doğal olduğunu söylüyor.

Kürt sorununda artık geriye gidilmez

Erdoğan’ın ve partisinin Kürt sorunun konusunda son dönemdeki tavrının seçmen nezdinde tepkiyle karşılandığı şeklindeki iddiaları kendisine aktardığım Başbakan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili adayı Hüseyin Çelik ise, AK Parti’nin Kürt sorunu konusundaki politikalarında geri adım atılmasının söz konusu olmadığını söyledi.

Şahsi beklentisinin 2007’de aldıkları oyun altına düşmemek olduğunu belirten Çelik “Biz Kürt sorunu hakkındaki politikalarımızı ilk günden beri kararlı şekilde sürdürüyoruz. Kürt yoktur noktasından taa buralara geldik. En ufak bir gevşeme ve gerileme söz konusu değildir. Ancak BDP’nin dümen suyunda ilerlememizi de kimse bekleyemez elbette” şeklinde konuştu.

Çelik BDP’nin Kürt nüfusunun yoğun olduğu bazı illerde bir miktar oyunu arttırmasının, AK Parti’nin ülke genelinde alacağı oy ve milletvekili sayısını çok fazla etkilemeyeceğini de sözlerine ekledi.

[email protected]