Mensur Akgün
15 Temmuz 2016’da aklı başında hiç kimsenin beklemediği bir şey oldu, Türkiye seçilmiş iktidarına ve demokrasisine karşı düzenlenen bir darbe teşebbüsüyle karşılaştı. Teşebbüs başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere siyasilerin kararlılığı, halkın direnci, medyanın desteği, polisin duruşu, ama en çok da inandıkları değerler doğrultusunda hayatlarını kaybetmeyi göze alan şehit ve gaziler sayesinde kısa sürede bastırıldı.
Sorumluların bir çoğu yakalandı, bu darbeyi düzenleyen FETÖ yapılanması büyük ölçüde deşifre edildi. Ancak yaşanan travma henüz atlatılamadı. Atlatılması da kolay değil. 249 insanın hayatını kaybettiği, yüzlercesinin yaralandığı, iktidarı devirmek amacıyla güç kullanıldığı bir tertipten söz ediyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun böylesi bir travma kolay atlatılmaz. Ülkeler sarsıntı geçirir, güven bunalımı yaşar.
***
Türkiye’nin çok sorunu olduğu, yaşanan travmanın rasyonel karar verme sınırlarını zorladığı doğru. “At izi-it izi” metaforu da zaten bu yüzden kullanıldı. Benim alanım olan dış politikada da son bir yılda ciddi gerilimler yaşandı. Sorunları hepimiz biliyoruz, bir daha benzeri olayların yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini de konuşuyoruz ve yazıyoruz.
Fakat yaşadığımız tüm sorunlara rağmen özellikle dış politikada, dünya ile olan ilişkilerde olumlu gelişmeler de var. Bunların en başında Rusya ile olan gerilimin düşürülmesi, ilişkilerin normalleşmesi geliyor. Çünkü iki ülke ilişkilerinde sıçrama gerçekleşmemiş olsaydı, Türkiye Suriye’de de, başka alanlarda da ciddi sıkıntılar yaşayabilirdi. Türkiye çıkarlarını ve güvenliğini yine korurdu, ama olayların akışı ve barış süreci üstünde bu denli söz sahibi olamayabilirdi. Rusya ile normalleşme zor şartlar altında verilmiş zor ama rasyonel bir karardı.
Aynı şeyleri sıkıntılı bir dönem geçirdiğimiz ABD-Türkiye ilişkileri açısından da söylemek mümkün. İki ülke arasında çok sorun var. ABD hep yazdığımız gibi kendisinin bile terörist kabul ettiği bir örgütün uzantısını IŞİD’e karşı savaşıyor gerekçesiyle silahlandırıyor. 15 Temmuz darbesinin mimarı olan Gülen’i bariz bir şekilde koruyor. Üstelik 15 Temmuz’un arkasında ABD’nin olduğundan da şüphe ediyoruz. Ama tüm bunlara rağmen ilişkileri kopartmıyor, belli ki güçlendirmeye çalışıyoruz.
Zaten doğru olanı da bu. Amaç ne ABD’yi, ne AB ülkelerini, ne de bir başkasını karşımıza almak olmalı. Türkiye anlatabildiği kadar kendini anlatmalı, onların politikalarını etkilemeye çalışmalı. Tıpkı şimdi yaptığı gibi her düzeyde muhataplarıyla konuşmalı. Dostlarını arttırmalı, hasımlarını azaltmalı. Ancak küresel ve bölgesel konjonktür de Türkiye’nin işini kolaylaştırmıyor ve görünen o ki bundan sonra da kolaylaştırmayacak.
***
Trump kendi başına bir istikrarsızlık emsali. Her an her şeyi yapabilir, yaptıklarının bazıları da tepki vermeyi gerektirebilir. Açıkça ayrımcı politikalar izliyor, dünyayı medeniyetler aksında kırılmaya zorluyor. Suriye’de izlediği politikanın (iktidarın tercihlerinden bağımsız olarak) Türkiye’nin çıkarına olduğunu, beklentilerini karşıladığını söylemek imkansız.
Körfez bölgesinde olanlar da Türkiye’yi zorlama potansiyeli taşıyor. Katar krizine yakın bir gelecekte çözüm bulunamaması halinde Riyad-Ankara aksında gerilim tırmanabilir. İsrail’in politikaları da Ankara’nın sabrını test ediyor. AB’de aşırı sağın yükselişi, merkez siyasetin kendini ayrımcılık üstünden tanımlaması ise oldum olası ciddi bir sorun. Bir de bunlara Anastasiadis’in kaprisleri yüzden akamete uğrayan Kıbrıs sorunu eklendi.
Türkiye’nin tüm bunları ve yakında karşımıza çıkacak diğer sorunları rasyonel bir şekilde değerlendirmesi ve yönetmesi gerekecek. Bazen uzlaşacak, bazen de caydırmak için güç kullanma tehdidinde bulunacak. Hatta bazen de çıkarlarını korumak için güç kullanmak zorunda kalacak. Yani tıpkı diğer devletler gibi davranacak ve o zamana kadar da umarız kendi içindeki sorunlarını çözmüş, travmasını aşmış olacak…
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
13.07.2025
18.06.2025
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024