Mustafa Karaalioğlu
Adalet, kanundur, usüldür, uygulamadır, eşitliktir ve her şeyden önce bir duygudur. Vatandaşın kendisini yargıya teslim etme anında hissettiği güven duygusudur. Bir başka etki olmaksızın; yani, siyasetin, sermayenin, etnik üstünlüğün, medyanın yahut da davaya tesir edecek herhangi bir gücün işe yaramayacağı her şeyin kanunda yazdığı ve hukuk normlarına tabi olarak tahakkuk edeceği duygusu…
Kimsenin inancı, kimliği, gücü ya da güçsüzlüğü sebebiyle iltimas görmeyeceği veya gadre uğramayacağı bir yargılamaya adil yargılama denir. Düşünceleri resmi ideolojiyle çelişen, siyasi tercihi iktidarla farklılaşan yahut da dili kalabalıklardan farklı söyleyenin peşinen suçlu kabul edilmesine karşı teminat, hukuktur. Suçu sabit olana kadar suçsuz olmak muamelesi görmek veya bir başkasının canını sıktığı için cezaya muhatap olmak da ancak hukuk sayesinde önlenebilir. Aksi halde hukuktan söz edilemez ve tabii ki adalet duygusunun varlığı mevzubahis olamaz.
Fikirleri, siyasi tercihleri yahut sosyal vak’alara bakışı bizimle uyuşmuyor diye yok etmek veya cezalandırmak istediğimiz insanın dayanağı hukuktur. Yarın, siyasi şartlar ve sırtımızı dayadığımız güç kompozisyonu değiştiğinde aynı muameleyi görmemenin garantisi de hukuktur. Kavga ne kadar kızışsa da, öfke ne kadar sabırsız olsa da, yumruk kendine ne kadar güvense de herkesi durduran, sınırlayan şey hukuktur.
Ve ancak yargı kurumlarının varlığı hukukun varlığına işaret etmez, sadece hukuk makinasının işlemesi de adalet duygusunu üretmez. Böyle olduğu içindir ki Türkiye’nin büyük ve acil bir adalet sorunu vardır. Ne hazin ki konuşuldukça artmakta, talep edildikçe büyümektedir. Adaleti tesis etmekle sorumlu olanlar bu çizgiden hergün biraz daha uzaklaşmaktadır.
Onlar uzaklaşırken, iktidarın elleri, ayakları ve cümle sessiz ortakları da olup biteni görmezden gelmektedir. Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, keyfilik vs. sıradanlaşmakta ve sessizliğin onayıyla kurumsallaşmaktadır.
Adı sanı bilinmeyenler için de adı sanı bilinip sırt çevrilenler için de üniversiteler, vakıflar için de aynı kural işlemektedir. Şehir Üniversitesi böyle bir sessizlikte tepelenmişti. Şimdi de Bilim Sanat Vakfı aynı sessizliğin nezaretinde infaz ediliyor. Benzersiz bir bilim ve düşünce merkezi; olgun, kaliteli ve vizyon sahibi bir fikir yuvası dağıtılıyor.
Sadece bir vakıf değil, bilimle, sanatla, fikirle, düşünceyle birlikte vicdan da ölüyor.
Üniversiteyi de vakfı da yok eden otorite aynı zamanda hukuku ve muhafazakar düşüncenin geleneğini ve elbette geleceğini yok ediyor, kimin umurunda? Eğer umursanmış olsaydı değil el koymak, böyle bir ihtimal akla bile gelmezdi… Akla gelmemesi gereken başa geliyorsa varın vehameti hesap edin.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.09.2025
15.09.2025
14.09.2025
1.09.2025
18.08.2025
16.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025