Ural ATEŞER
Hiç kimse, "dün şunu dedin, bugün neden bunu diyorsun" gibi lafa başlamasın... Savaşlar ya bir tarafın kesin galibiyeti ve karşındakinin teslim olmasıyla biter, tıpkı ikinci dünya savaşında müttefiklerin Nazi Almanyası’nı dize getirip, tüm topraklarını işgal etmesi ve 1990'a kadar sürecek bir "galip devletler işgal düzeni" yerleştirmesi gibi...
Ya da hiç bir tarafın kesin galibiyeti olmadığından, savaşan tarafların karşılıklı "barış görüşmeleri" ile biter... Günümüzde savaşların ve etnik çatışmaların bir tarafın kesin galibiyetiyle bitme olasılığı bulunmamaktadır... Suriye sorununda olan da budur...Burada savaşan her tarafın yalayacağı bol miktarda "tükürük" vardır... Elbette her ülke kendi içinde siyasetin yaptığı muhtemel yanlışları ve "öyle yapılmasa böyle olmazdı" tartışmalarını yapacaktır, yapmalıdır... Yoksa ders çıkarmak mümkün olmaz... Ve devlet adamlığı, bunun için gerekli özeleştiri cesaretini göstermeyi gerektirir... Savaş sürecinde, konuyla ilgilenen, kafa yoran herkes günün koşullarına göre eleştiriler yaptılar... Bunu ben de yaptım... Somut durumun eleştirilerine dalıp şimdi oluşan somut durumu çözülmez hale getirmemek lazım...
Bu kanlı ve pis savaşın kazananı yok... Bir tarafın kazanma ihtimali de yok... Bakmayın siz hamaset kokan politikacı demeçlerine ya da savaş haberlerine... Savaşın kışkırtıcısı olan Batı (siz NATO diye de okuyabilirsiniz) Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması sonucunda yavaş yavaş etkisini ve avantajlarını yitirmekte... İnisiyatif, Türkiye ve İran’ın Rusya etrafında toplanmasıyla oluşan üçlünün lehine gelişiyor... Suriye'nin de, Rusya'nın dayatmasıyla bu "üçlüye" dahil olması söz konusu... Bu, sadece oluşan durumu tespit etmektir, o kadar...
Öyle görünüyor ki, her savaşta olduğu gibi, olan canlarını kaybeden insanlara olacak... Hiç bir savaş bir tek insanın bile hayatını kaybetmesini haklı çıkarmaz... Bu kirli savaştan alınması gereken ders bu olmalı...
Unutulmasın ki, Suriye'deki durumun stabil hale getirilmesi bölgedeki sorunların ve çatışmaların bitmesi anlamına gelmeyecektir... Bu bölgede halkların katılımı ve barış içinde, tüm sorunlar yeniden gözden geçirilmeden, cetvelle çizilmiş sınırların iki tarafında huzursuzluklar ve çatışmalar sürmeye devam edecektir...
Türkiye’nin son tahlilde kazançlı çıkmasının tek yolunun ülkenin olmazsa olmaz ihtiyacı olan yepyeni demokratik bir anayasa ile geleceğini oluşturmasından geçeceği konusu Suriye meselesinin arkasına itilip hiç unutulmamalıdır... Tüm siyasal çalışmalar, eleştiriler, yapıcı öneriler bu yönde olmalıdır... Kaderini MHP milliyetçiliğine teslim etmiş bir siyasi yönetimin bunu ödev kabul etmeyeceği görülüyor... Çözümün sadece ve sadece DEMOKRATİK bir anayasa olduğunu kabul edenler, “başkanlık maşkanlık” noktalarına çakılı kalmadan, demokratik anayasadan ne anladıklarını açıklamalı ve anayasal düzen demokratik olduktan sonra memlekette başkanlık olması ya da olmamasının hiç de önemli olmadığını kabul etmelidirler... Şu an gündemde olan anayasa taslağının ülkenin ihtiyaçlarını karşılayamayacağının altı çizilerek bu taslağa karşı çıkılmalıdır...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2020
27.01.2020
1.02.2020
29.12.2019
27.11.2019
12.10.2019
5.06.2019
3.06.2019
1.06.2019
24.04.2019