Abdullah Kıran
Şeddadilerden sonra kurulan ikinci Kürt emirliği Hasanveyhîlerdir (961-1015). Bu emirlik Cîbal bölgesinde meskûn olan ‘İşanî ve Berzikânî (Berzinî) aşiretlerinin yaklaşık yarım yüzyıllık mücadeleleri sonucu, Dînever ve Şehrezor’da kuruldu. Hasanveyhîler hem Abbâsî halifeleri hem de Büveyhî hükümdarları tarafından kabul görüp tanındı. Kestirdikleri sikkelerin üzerinde hem Sünni Abbâsî halifesinin, hem de Şii Büveyhî melikinin isimleri yer aldı. 979 yılından 1014’e kadar Hasanveyhî emirliğini yürüten ve Hasanveyhîlerin en güçlü, en muktedir hükümdarı olarak ün salan Bedir’e Abbâsî halifesi Kādir-Billâh (991-1031) hilat ve sancak gönderdi, “Nâsirü’d-Din ve’d-Devle” unvanını verdi.
Yönetimde adalet ve hoşgörüyü esas alan Emir Bedir, Abbasiler ile Büveyhîler arasında dengeli bir politika izleyerek, Hasanveyhî emirliğini yaklaşık 36 yıl idare etti (Çetin, 2018:230). Ancak Bedir ile oğlu Hilâl arasındaki iktidar mücadelesi Hasanveyhî emirliğinin sonunu getirdi. İbnü’l Esir, Bedir’in ülkesinin (Hasanveyhi emirliğinin) şu şehirleri içine aldığını yazar: Sabûr-hast, Dinever, Berûcird, Nîhavend, Esedabad ve Ahvaz’a bağlı bazı yerler ile birlikte diğer bazı vilayet ve kaleler (İbnü’l Esir, cilt 9:188).
Hasanveyhî emirliği henüz tam anlamıyla dağılmamışken, aynı coğrafyada bu kez Annâzi Kürt emirliğinin yıldızı parlamaya başladı. Ebu Feth Muhammed b. Anâz tarafından H.381/991 yılında kurulan Annâzi emirliğine bağlı önemli şehirler de şunlardı: Hulvân (başkent), Dinever, Karmisin (Kirmanşah), Esedabad, Şehrezor (Kerkük ve civarı), Sumayra, Samğan, Dakuka, Hanicar, Deskera, Kenkûr, Bendenîcîn (Mendelî). Annâzi emirliğinin sınırları dâhilinde yer alan önemli kaleler ise Maydeşt, Berdan, Sîrvân, Hanekîn, Sende, Hûlencan, Huftizkân, Tîrânşah ve Revşenkubâz’dı. Annâzi emirliği, Batı Cibâl’e kadar uzanan geniş toprakları içine alıyordu.
Revvadî Kürt mirliği
961 yılında Tebriz’i başkent ilan eden Revvadîler, Maraga, Erdebil, Marand, Badd, Hoy (Ahar) ve Urmiye gibi kentleri denetim altında tutarken, bölgesel bir güç olarak kâh Ermeni ve Gürcü topraklarına karşı akınlar düzenliyor, kâh Muş ve Van Gölü’nün batısındaki şehirlere saldırarak Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğindeki topraklara doğru genişlemek istiyordu. Ermeni tarihçi Sambat Sparapet kroniğinde, 983 civarında İranlıların “dinsiz” emiri Memlan’ın (Revvadî miri Ebü’l-Heycâ Muhammed, hd 961-1001) korkunç bir ordu ile Ermenistan’a karşı sefere çıkıp her bir tarafı ateşe verdiğini, çok sayıda esir alarak ülkeyi ve kiliseleri talan ettiğini yazar. Ermeni prensi (ve Tayk (Tao) eyaletini Bizans’tan aldığı kouropalates ünvanıyla yöneten) David’in Apahunik’teki (Bulanık ile Malazgirt arasındaki bölgedeki) topraklarına gelen Memlan, David’e şöyle bir tehdit mektubu gönderdi: “Bana on yıllık vergi ver, oğullarını bana hizmetkâr olarak kaydet, yoksa senin karşına öyle büyük bir ordu ile çıkarım ki, bakalım Allah seni benim ellerimden kurtaracak mı?” Bu tehditler karşısında David, doğrudan kendine bağlı tüm birlikleri topladığı gibi Gürcistan ve Ermenistan’dan da takviye alarak, “kâfir” diye tanımladığı Revvadîlerin karşısına çıktı (Sparapet:11).
Taronlu [Muşlu] Stefan’a göre (Stephen of Taron; Ermeniler Muş’a Taron derdi), 997 yılında Revvadî miri Memlan büyük bir orduyla tekrar Tayk (Tao) hükümdarı David Kouropalates üzerine yürüdü.[1] Ermeni lider David, Müslümanların Malazgirt’teki sınır kalesine saldırıp, bölgenin Müslüman sakinleri yerlerinden çıkartarak topraklarına Ermeni ve Gürcü nüfusu yerleştirince, Revvadîleri karşısında buldu. Ermeni liderin, Malazgirt’teki camiyi yıkması ve Müslümanların topraklarına geri dönmesine izin vermemesi üzerine, iki ordu Eleşkirt’te karşı karşıya geldi. Ancak David yalnız değildi; Ermenistan kralı Gagik, Kars kralı Abas ve Gürcistan kralı III. Bagrat (bazı kaynaklarda “Gürgen” diye geçer) onun yanında savaşa katıldı. Revvadîler bu çarpışmada David ve müttefikleri karşısında geri çekilmek zorunda kalsa da, 998 ve 999’da Memlan tekrar David’e sefer açtı. Taronlu Stefan’a göre Memlan’ın amacı Ermenistan ve Gürcistan’ın işgaliydi. Hem Malazgirt’te yıktırılan caminin intikamı için Tayk’ı talandan geçirmek, hem de Erzurum’u yeniden inşa etmek istiyordu (Encylopaedia Iranica).
Urfalı Mateos, Memlan bin Muhammed’in 998’deki Ermenistan seferi üzerine şöyle yazar: “İran’ın zalim ve menfur müstebidi ve Müslümanların baş emiri olan Memlan, asker toplayıp kana susamış bir ejder gibi merhametsizce Hristiyanlara karşı yürüdü ve her yeri mahvetmeye niyet etti. O birçok yerleri kılıç ve ateşle esaret altına aldı, kiliseleri yaktı. Bu merhametsiz canavarın korkusuna kapılan Hıristiyanların düçar oldukları katliamı tasvir etmek imkânsızdır. Çünkü onun zehirle dolu öfkesi acı bir gazap gibi Hristiyanların üzerine döküldü” (Mateos 1987:37).
Urfalı Mateos’un Revvadî miri Memlan’dan “Müslümanların baş emiri” şeklinde söz etmesi, Revvadîlerin dönem en güçlü İslam beyliği veya devletlerinden biri olduğuna işaret eder. İbn’ül Esir (11:341) de Revvadîler için “en soylu Kürtler” tabirini kullanmaktadır.
Türklerin Revvadî topraklarındaki ilk toplu yerleşimi
Kuşkusuz Türkler hep asker ve komutan kalmayacaktı. Başlangıçta halifelerin ve İslam devletindeki yönetici tabakanın memlukları (askerî köleleri) olarak ön plana çıkan Türklerin sayıları zamanla arttı; bölgenin kadim halkları olan Kürtler, Farslar ve Araplar gibi farklı bir etnik topluluk olarak varlıkları hissedilmeye başladı. İçine girdikleri şartlar, onları da daha yerleşik bir hayata geçmeye zorlamaktaydı. Halifelik ordusunda asker ve komutan olmanın yanısıra, aile hayatları da bir düzen içinde olmalıydı. Bunun da yolu, tarım ve hayvancılık üretimiyle desteklenen yerleşik bir hayat düzeniydi. Ancak gerek Farslar — ki henüz İslamiyet öncesinden beri Türklerle savaş halindeydiler — gerekse Araplar, Türklerin kendi toprakları üzerinde yerleşmesine gönüllü değildi.
1028 yılında Bağdat’ta ayaklanan Türkler, emîrü’l-ümerâ Celâlüddevle’nin dinar ve dirhem bastırmak için çıkardığı altın ve gümüşleri de yağma etti. Türkler Celâlüddevle’nin sarayını da basınca, bu kez Celâlüddevle kölelerine silâh dağıtarak karşı durmaya çalıştı. Ardından halifeye başvurup komutanlarını uyarmasını isteyince, el-Kâdir Billâh (991-1031) Türk komutanlarına haber gönderip Celâlüddevle ile aralarını düzeltmeye çalıştı; onlara yemin ettirerek sözlerinde durmaya ikna etti. Ancak birkaç gün sonra yeniden kargaşa çıkınca, bu kez Celâlüddevle ev eşyasını, elbiselerini ve çadırını satıp parasını Türklere dağıttı ve kargaşa bu şekilde son buldu (İbn’ül Esir, 9:283).
Henüz Bağdat’taki kargaşa tam anlamıyla soğumamışken bu kez Basra’da Türkler ile Deylemliler arasında çatışma başladı. Zira Basra’da bayağı güçlenmiş olan Türkler, Deylemlileri şehirden uzaklaştırmak istiyordu. Basra’daki olayları duyan Kirman hâkimi Ebû Kâlîcar el-Merzubân (hd 1028-1048), Basra üzerine bir ordu gönderip şehre hâkim oldu. Bu sırada Deylemliler bütün çarşıyı yağmalarken, Celâlüddevle’ye bağlı insanların mallarına da el koydu (İbn’ül Esir, 9:284). 1028 yılında Ebû’l Fevâris’ın ölümü ürerine Kirman’a hâkim olan yeğeni Ebû Kâlîcar, Bağdat Büveyhîlerinden amcası Celâlüddevle ile iktidar mücadelesi içindeydi (Merçil, 1970:39). 1029 yılında amcasının valiliğini yaptığı Basra’yı, ertesi yıl Vasıt’ı ele geçirse de, daha sonra Celâlüddevle’ye yenilerek Ahvaz’a çekildi ve Vasıt’ı tekrar amcasına bırakmak zorunda kaldı. Buna karşılık Celâlüddevle, 1030 yılında Batîha, Mezâr ve Basra’da hâkimiyet sağlasa da, Vasıt ve Kirman yeğeni Ebû Kâlîcâr’da kaldı. Böylece H.421/1030 yılından itibaren Irak ve güney İran’daki Büveyhî toprakları Celâlüddevle ile yeğeni Ebû Kâlîcâr arasında paylaşıldı. 11. yüzyılın ilk çeyreğinde, İran’da Cibal, Fars, Huzistan ve Kirman’ı, Irak’taki Arap bölgesini ve hatta Umman’ı denetim altında tutan Büveyhîler, ailenin birkaç üyesi arasından bölünüverdi (Bosworth,1968:36).
Ardından, bir başka hassa ordusu ve saray darbesi zemininde kurulan yeni bir pretoryen devlet ile, yönettiği topraklarda aşiret düzeni içinde yaşayan göçebe Türkler (Oğuzlar) arasında yeni bir çatışmalar dalgası sökün etti. Bu, yeni kurulan Gazneli hanedanı ile Selçuklu savaş şefliği arasındaki büyük mücadele demekti. Yemînüddevle Mahmûd b. Sebtüktekin (Gazneli Mahmûd) 1029 yılında, göçüp kondukları yerlerde düzeni bozmasından şikâyetçi olduğu Oğuzlara saldırarak onları kendi ülkesinden başka yerlere dağıtmaya girişti. Rey, Kazvin, Âbe ve Yaft şehirlerini ele geçirdikten sonra, Oğuzların başbuğlarının (savaş şeflerinin) bulunduğu Buhara sarayına yürüdü. Gazneli orduları yaklaşınca Buhara emiri Ali Tekin kaçar. Yemînüddevle Mahmut, Selçuklu soyunun o zamanki lideri Arslan b. Selçuk’u yakaladı ve Hindistan’da hapsetti. Ardından Arslan b. Selçuk’un obaları üzerine asker sevkederek pek çok kişiyi öldürttü. Ancak büyük bir kısmı sağ salim kurtularak Horasan’a kaçtı. Oğuzlar Horasan’da da yağmacılık yapınca Yemînüddevle oraya da asker gönderip bir kısmını esir aldı ve Horasan’dan sürdü.
Horasan’dan kaçanlardan 2000 çadırı İsfahan’a gitti. Yemînüddevle, İsfahan hâkimi Alâuddevle’ye bir mektup göndererek ya Oğuzları ülkesinden uzaklaştırmasını, ya da kafalarını keserek kendisine yollamasını istedi. Bunun üzerine Alâuddevle naibine bir ziyafet hazırlatarak Oğuz şeflerini davet edip tuzağa düşürerek öldürtmesini emretti. Oğuzlardan pek çoğunun davete gelecek gibi olduğu bir sırada, Alâuddevle’nin bir Türk kölesi kendilerine karşı kurulan tezgâhı haber verdi. İki taraf arasında çatışma çıkınca, Oğuzlar çadırlarını söküp oradan ayrıldı. Azerbaycan hâkimi Vehsûdân’ın yanına varıncaya kadar yol üzerindeki köyleri yağmaladılar. Revvâdî Kürt emîri Vehsûdân, kendisine sığınan Oğuz Türklerini iyi karşıladı ve ihtiyaçlarını giderdi (İbn’ül Esîr, 9:292). Irak’taki Oğuz beylerinden Dana’nın akrabası bir kızla evlenen Vehsûdân, bu evlilik karşılığında Urmiye kentini Dana’ya dirlik olarak verdi. Ancak Urmiye şehrinin dirlik olarak Oğuzlara verilmesi, Vehsûdân ile rekabet halinde olan Hezâbanî Kürtlerini tedirgin etti.
Kürt emîri Vehsûdân’nın 1029 yılında 2000 çadırlık Oğuz Türkünün Tebriz kenti ve civarına yerleşmesini kabul etmesi, muhtemelen Türklerin Azerbaycan topraklarını yurt edinmesinin ilk ve en önemli evresini teşkil etti.Yaklaşık on yıl sonra (1040) Selçuklu devletinin kurulması, bölgedeki siyasi iklimi tamamen Türkler lehine çevirdi.
Van gölü civarı ve Muş bölgesini denetim altına almaya çalışan Vehsûdan, zaman zaman Revvadî soyunun diğer üyeleriyle de karşı karşıya geliyordu. Yeğeni (kız kardeşinin oğlu) Abu’l-Hayja b. Rabib-al-Dewle ile araları bozulunca, Vehsûdan 1033 yılında Bizans’ı yeğenin denetimi altında bulunan Van ve Muradiye dolaylarını almaya teşvik etti. Vehsûdan’ın tarafsız kalması sayesinde Bizanslılar Muradiye’yi alırken, Bağdat’taki Abbasi halifesi Kaim Billâh (1031-1075) Revvadîlere çağrıda bulunarak, güçlerini birleştirip Muradiye gibi önemli bir kaleyi Bizans’a bırakmamalarını öğütledi (Encylopaedia Iranica).
11. yüzyılın İranlı gezgin ve edebiyatçılarından Nasır-ı Hüsrev, Seyahatname adlı eserinde, Revvadî mîri Vehsûdan’dan “Azerbaycan vilâyeti padişahı” diye söz ediyor; Tebriz’den, Hoy’a, oradan Van’a ve Mervanilerin başkenti Meyyafarıkin’e yolculuğu sırasında, Emîr Vehsûdan’ın askeri eşliğinde Hoy’a vardığını kaydediyor; Revvadî hükümdarının hutbelerde şöyle anıldığını yazıyordu: “El-emîr-ül eceli Seyf-üd devleti ve Şeref-ül mille Ebû-Mansur Vehsudan İbn-i Muhammed mevlâ Emîr-ül mü’minin” (Nasır-ı Hüsrev, 1967:39).
Gaznelilere dönersek; Sultan Mahmud’un ölümünden sonra (H.421/1030) yerine geçen oğlu Mesud, bir ara Oğuzlarla iyi geçinmeye çalıştı. Ancak Ahmed Yinaltekin’in isyanını bastırmak için Hindistan’a hareket edince, Oğuzlar tekrar karışıklık çıkardı. Gazneliler bu sırada Rey şehrini Alâüddevle’nin elinden almak için Taş-Ferrâş komutasında büyük bir ordu hazırlamıştı. Taş-Ferrâş, Nişabur’da Oğuzların reislerini bir bahaneyle yanına çağırarak elli küsurunu öldürttü. Bunun üzerine kalan Oğuzların önemli bir kesimi, Azerbaycan’a varıp daha önce buraya gelmiş olan soydaşlarına katıldı (İbn’ül Esîr, 9:293-4).
Daha sonraki yıllarda Oğuzlar Hamedân’ı ele geçirdi; Hakkâri ve Diyarbakır bölgesine doğru yağma amaçlı saldırılarda bulunup, bir süreliğine Musul şehrini de aldı. Ancak bir müddet sonra bu toprakları terkedip, Azerbaycan civarında, ilk Vehsûdan’ın kendilerine açtığı alanda meskûn kaldılar.
[1] Ermeni prensi David, Tayk eyaletinin küropalatı olup, Bizans İmparatorluğu’nun taşrasında önemli bir rol oynuyordu. David, Apahunik bölgesinin emiri Bad’ın (Mervani devletinin kurucusu Bad) ölüm haberini alınca bu bölgeyi ve Malazgirt şehrini etmişti. Bkz. Urfalı Mateos, s. 38, dipnot 105.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.11.2024
29.03.2024
18.07.2023
9.06.2023
20.05.2023
13.03.2023
15.11.2022
29.07.2022
7.03.2022
15.11.2021