Ahmet TAŞGETİREN
15 Temmuz için“Tiyatro” tanımlaması FETÖ'ye ait.
“Kontrollü darbe”iddiası da, Kılıçdaroğlu'na. Medyada bu iddiaya sahiplenen başkaları da oldu. Bunun için Türkiye gazetesinden Fuat Uğur'un “Devlet FETÖ'cülerin tarlara sıralanmasını bekliyor, oraya dizilince teker teker avlayacak” mealindeki bazı yazıları malzeme olarak kullanıldı.
Ben FETÖ'nün iddiasını “Böyle bir tiyatro oyunu yazıldıysa siz neden aktör oldunuz?” sorgulaması ile değerlendirdim: Sivil elemanlar olarak darbe kalkışmasına yatırım yaptınız, asker içindeki elemanlarınızla da, kalkışma içinde rol aldınız. Akıncı'da yakalanan, görüntülenen sivil elemanlar, tarla almaya gitmemişlerdi oraya. Bu iddia ancak aptallara aptalca sunulur. Sonra itiraflar, itiraflar.
Darbe kalkışmasında FETÖ bağlantısı olmayanlar da var mıydı, asker içinde birileri başarılı olup olmayacağını gözetledi mi, kim kimi kullandı, bunlar zaman içinde ortaya çıkacak. Ama Tayyip Erdoğan'a karşı, medyası ile, yargısı, emniyeti ile ve sonunda askeri varlığı ile “topyekün bir savaş” açıldığında kuşku yok.
Darbe girişimi oldu ve bastırıldı.
Devlet, millet el ele verdi.
Devleti yöneten kadro, Tayyip Bey, Binali Bey, darbe girişimini hangi noktada yakaladı ve meseleye el koydu, bunun üzerinde durulabilir. “En zayıf noktada” yakalamış olmaları kadar tabii bir şey olamaz. Darbe girişimi gelişseydi de öyle el konsaydı gibi bir yaklaşım akla ziyandır. Eğer Kılıçdaroğlu'nun ifadesi “Darbe yoktu da, var edildi” gibi bir şeyse, bunun da akılla izah edilir bir yanı yok.
Kılıçdaroğlu'nun son söylediği şeydeki yenilik “Elimde dosya var” iddiasıdır. Aslında bu da yarım ağız bir iddiadır.
Gazetelerde MİT'in ulaştığı binlerce ByLock kullanıcısı bulunduğuna dair haberler yer aldı. Kılıçdaroğlu buradan yola çıkarak “FETÖ'nün siyasi ayağı” iddialarına geliyor, oradan da "iktidarda 120 ile 180 arasında ByLock kullanan FETÖ'cü olduğu" sonucunu çıkarıyor. Ve oradan da şıp diye "Siz bu listeleri saklıyorsanız insanın aklına 15 Temmuz'un kontrollü bir darbe olduğu geliyor" cümlesine atlıyor.
FETÖ'nün siyasi ayağı var mıdır, tabii ki olabilir.
FETÖ'nün siyasi ayağı Ak Parti'de var mıdır, o da tabii ki olabilir.
Ama aynı ihtimal CHP için de geçerlidir, hatta CHP'li bazı isimlerin dünlerde Çağlayan önünde yaptığı gösterilere bakılırsa bu ihtimal daha çok geçerlidir.
Ancak “kontrollü darbe ihtimali”ne işaret eden son cümleye baktığımızda öylesine zayıf bir temelden yola çıkılıyor ki, bir ana muhalefet liderinin bunu seslendirmesini aklınız almıyor.
Kılıçdaroğlu sonra buna bir de “gizem” katmak için hamle yapıyor ve "konuyla ilgili bir dosya hazırladığını ama bunu sırası gelince açıklayacağını” söylüyor.
İşte bu, inandırıcılık yönünden söylemin iflas ettiği ve bir referandum sürecinde icra edildiği için de, siyaseten dibe vurulduğu bir durumun göstergesidir.
Burada kısa bir Kılıçdaroğlu değerlendirmesi yaparsak;
- Yumuşak dil, CHP adına bir yenilikti. Belki de kalıcı olursa CHP'deki dönüşümün başlangıç noktası olabilir. Bence bunu “Türkiye'nin yarınları adına” teşvik etmek lazım.
- Tek adam tema'sı bir toplumsal zemine hitap ediyor. Karşısında da “Tayyip Erdoğan idealizmi”ni besliyor. Bunun yanında “tarafsızlık” tema'sının da toplumsal karşılık bulduğunu söylemek mümkün. Tayyip Bey'in ve Ak Parti'nin bunu da görmesi gerekiyor.
- Onun dışında “Siyasette düşük profil” deyince Kılıçdaroğlu'nun bunun tipik örneği olduğu söylenebilir.
- Dosya işi, Kılıçdaroğlu'nun “Gizem” siyasetinin yeni bir yansıması. Ama bu defa belli ki “Yalancı çoban” muamelesi görecek. “Dosya” geleceğe havale ediliyor, vatandaş “Referandum kampanyasında en vurucu malzeme” olması kesin olan bir dosyanın geleceğe havale edilmesine bakarak, öyle bir dosyanın çıkmayacağından emin olacaktır.
Bu durumda da olay, kampanya sürecinde“gaf” hanesine yazılan Kılıçdaroğlu çıkışlarından biri olarak kalacaktır.
Yazarlar
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.09.2025
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025