A.Turan ALKAN
Artık mâkul AKP’lilerin de kabul etmek zorunda kaldığı bir gerçekle yüz yüzeyiz: Türkiye’nin en ciddi problemleri sıralamasında Sayın Erdoğan, son iki yılda yaptığı şaşırtıcı hamlelerle ilk sıraya oturmayı başardı.
Erdoğan’ın, ülkesine değil ama partisine yaptığı son büyük hayır, Gezi eylemleri esnasında halkı kutuplaştırarak AKP’yi gerçek bir siyasî parti haline getirmesi oldu. Seçmen, bir hayat-memat meselesi karşısında bulunduğuna inandırılarak partisi etrafında kenetlendi ve ona sahip çıkma iradesi gösterdi. Bana göre Gezi sonrasında AKP, artık Erdoğan olmadan da ayakta durabilecek, hatta kendi dinamikleriyle iktidarın en büyük adayı olma üstünlüğünü koruyabilecek duruma gelmişti. Gezi’den sonra Erdoğan yönetiminde AKP’nin kazandığı iki mühim seçim başarısı bir Pirus zaferiydi; rakiplerini yenmesine rağmen kendisini de perişan eden bir zafer!
Kartaca’nın efsânevî lideri Anibal’e, maiyetindeki generallerden biri şöyle demiş bir gün, “Rakiplerini yeniyorsun ama kazanmayı bilmiyorsun!” Erdoğan da öyle; rakiplerini yendi ama kazanamadı. Onda zafer kazanmış birinin itminânını değil, endişe içinde gergin ve rahatsız birinin asabiyetini görüyoruz. İşte o yüzden maddî plânda hemen her şeye sahip olmuşken kapıldığı meşrûiyet anaforunda kaybolup gitmemek için ülkesine ve partisine zarar vermekten kaçınamayan bir lider durumunda.
Bir an için Erdoğan’ın kendini emekliye sevk ettiğini ve izzet ü ikbâl ile siyâset sahnesinin dışına çekildiğini düşününüz: Ekonomi yönetimi paniğe kapılır mı, yoksa kamu maliyesi ilminin gereklerini yerine getirmekte kendini daha rahat mı hisseder? Cevap hanesi takdirinize açık...
Dışişleri’ni ele alalım: Erdoğan’ın şahsî angajmanı yüzünden Türkiye’nin milletlerarası camiada “itilmüş-kakulmuş” muamelesinden daha geriye düşmesi söz konusu olabilir mi; yoksa Hariciye’nin eli güçlenir, daha dengeli ve prestijli bir dış siyaset izlemek konusunda zengin seçeneklere kavuşur mu? Takdir yine sizin?
Kürt meselesi’ne gelelim; hani birkaç gün evvel, “Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok. Bir Kürt olarak senin neyin eksik?” diye başta Kürtler olmak üzere herkesi ters köşeye yatırdığı Kürt meselesi... Vaktiyle müzakerelere başlamak yolunda gösterdiği siyasî cesareti bugün, oy uğruna meseleyi sürüncemeye sokarak harcayan Erdoğan, partisini de artık güvenilmez bir muhatap durumuna düşürdü. Erdoğan’sız bir siyasi iklimde çözümün daha onurlu ve pratik bir istikamete yöneleceğinden şahsen şüphe etmiyorum.
İç barışa gelelim; komşuların birbirine yan gözle bakmaya başladığı, akrabaların küsüştüğü, kırk yıllık arkadaşların zehirlendiği iç barışı eski haline getirebilmek için ne lâzım? Erdoğan halkın yarısını diğer kısmına düşman gibi göstererek iktidarda tutunmayı başardı ama tutunduğu yerde artık kendisi bile rahat değil. Onsuz bir siyasî iklimin iç barışı süratle onaracağına şüphe yok.
Ve en önemlisi, Erdoğan’sız bir AKP’yi tasavvur etmek. Kimse bugünlerde AKP yönetiminin yerinde olmak istemez. Hükümeti ve parti yönetimini bir an bile rahat bırakmayan, kendisinden bağımsız karar alabilmesine imkân bırakmayan ve artık stand-up tadını veren yevmî konuşmalarıyla partisini her gün açığa düşüren Erdoğan, kendini emekliye ayırdığında bu gelişmeye en çok AKP’liler memnun olacaktır.
Evet, Kürt meselesi yok, pahalılık, işsizlik, diplomatik ‘değerli’ yalnızlık filan da yok ama şu noktada herkes müttefik: Türkiye’nin bir Erdoğan meselesi var ve Erdoğan kendini emekliye ayırmadan Türkiye’nin tabii dengelerine kavuşması mümkün olmayacak.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016