Bülent KORUCU
AK Parti'nin eski ağır toplarından Bülent Arınç yine konuştu. Parti içinde birçok kişinin yaşayıp dile getirmeye çekindiği meseleleri bir kez daha vurguladı.
Pek çok konuda olduğu üzere iki zıt tepki yükseldi. ‘AKP bölündü' bayrağı sallayanlar da haklı değil, Arınç'ı tahkir ederek partide hiçbir ağırlığı yok diye avunanlar da. ‘Niye daha önce konuşmadı?' eleştirilerinin bir kısmı yersiz, ‘aday gösterilmediği için konuştu' diyenler ise basit tetikçi.
Bülent Bey, Mavi Marmara konusunda daha teenni ve sağduyulu durdu. İlk günden itibaren krizi küçültmeye çabaladı. Türkiye'ye ve mağdur Filistin halkına zarar vermeyecek çizgiyi savundu. İlk gün esip savuranlar sonra onun tezlerine geldi. Aylardır İsrailli yetkililer hakkında çıkarılan kırmızı bülten işleme konulmuyor. Önceleri her işin günah keçisi paralele yıktılar gecikmeyi; şimdi gündeme bile getirmiyorlar.
Gezi olaylarına da Erdoğan'dan farklı yaklaşmıştı, Arınç. Çapulcular söylemi yerine ikna edici çalışmalar önermiş ve daha ileri giderek özür dilenmesini talep etmişti. Arınç'ın “Polisler aldıkları talimatı yerine getiriyor. Mahkemenin ‘durdurma' kararını yerinde ve isabetli buluyorum. ‘AVM istemiyoruz' diyenlere biber gazı sıkmak yerine ‘İşin doğrusu budur' diye ikna edici çalışmalar yapılmasında fayda görüyorum. Belediye ve Kültür Bakanlığı'nın İstanbul halkına özür ve açıklama borcu var” sözleri ne yazık ki dikkate alınmadı.
Arınç Başbakan Yardımcısı olarak muhatap olduğu onur kırıcı muameleye isyan ederken Erdoğan'ın yönetim tarzını da deşifre ediyordu. Partinin kurucu sütunlarından eski Meclis Başkanı Arınç bile ‘özgül ağırlığını' hatırlatmak zorunda kalıyorsa diğer insanların durumunu siz düşünün!
Dolmabahçe Mutabakatı ve Çözüm Süreci'nin bitirilmesi tartışmalarında da Arınç, Erdoğan'la ters düşmeyi göze aldı. “Hükümetin çözüm iradesi sürüyor.” temalı sözleri ve “Erdoğan'ın her şeyden haberi var.”' açıklaması önemliydi. Ancak Başbakan Davutoğlu kendi iradesini savunamadığı için Arınç ortada kaldı. Erdoğan'ın hayat memat meselesi gördüğü konuda “Montaj başkanlık olmaz.” bile dedi.
Bütün bu söyledikleri Arınç'ın bütün günahlarına kefaret olmaya yetmiyor. Ülkenin antidemokratik gidişine ‘dur' diyebilecek birkaç isimden biriydi. Bu kredisini zamanında ve etkin biçimde kullanmadı. Erdoğan'ın tek adam haline gelişini seyretmekle yetindi. Bugün o gücü ve kredisi yok ama konuşması bir gösterge. Partide kaynayan kazanın fokurtuları dışarıdan duyulacak hale geldi. Gittikçe büyüyen gayri memnunlar kitlesi akacak güvenli bir mecra bulduğunda yerini gözden geçirecek.
Arınç konuştu diye karakter suikastına girişen infaz mangaları, onun deyimiyle ‘Yezit'i kıskandıracak kişiler' şu cümleleri okusa iyice çıldırırlar herhalde:
“Her şey liderin iki dudağının arasında. Milletvekili, elini kaldırırken liderin, grup başkan vekilinin dudağına, gözüne bakıyor. Grupta başka davranıyor, kuliste başka konuşuyor. Bütün bunların altında lider sultası yatıyor.”
“Yeni bir liderlik tarifi lazım. Tekelci bir aklın yönettiği siyaset değil, kolektif bir aklın yürüttüğü bir siyaset anlayışı şart. Ülkemizde maalesef siyasi liderleri partilerde tanrılaştırma anlayışı var. Liderleri putlaştırma eğilimi ağır basıyor. Bu çok yanlış. Korkuyor liderler. Çünkü serbest bıraksalar, millet kendilerine büyük bir ders verecek.”
Bu sözler Erdoğan'a ait. 4 Ocak 2001'de Milliyet gazetesinde Hasan Cemal'in köşesinde yayımlandı.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016