DOĞAN ÖZGÜDEN
Belçika Kralı Filip’in bugünlerde keyfi yerinde değil… Türkiye dahil dünyanın tüm ülkeleri onu Fransızca versiyonuyla Philippe olarak bilir, ama hükümdarlık ettiği ülke nüfusunun ezici çoğunluğu Flamanca konuşup yazdığı için protokolde ve medyada egemen ismiyle kendileri Filip’tir. Ben de öyle yazıyorum.
Keyfinin yerinde olmamasının bir nedeni son anda patlak veren hükümet krizi ise, diğeri de hiç kuşkusuz Brüksel yakınındaki Tervuren’de bulunan Afrika Müzesi’nin beş yıllık bir restorasyondan sonra yeniden açılışı dolayısıyla Belçika’nın Afrika’daki sömürgeciliğinin ve de o dönemdeki Belçika Kral Léopold II’nin bu sömürgecilikteki sorumluluğunun yeniden tartışmaya açılmış olması.
Kral Filip bu gelişmeden o denli rahatsız ki, restore edilen Afrika Müzesi’nin yeniden açılış törenine katılmayı reddetti.
Oysa sadece Léopold II’nin değil, ondan çok sonra tahta çıkmış olan kralların en saygı duyulanlarından birinin, Filip’in kendi öz amcası Boudewijn’in Afrika’da Kongo’nun yanı sıra Ruanda ve Burundi’de işlenen insanlık suçlarındaki rolü artık cümlenin malumu.
Léopold II’nin sömürgeci cürümleri için tarihçiler şunu yazıyor:
“Afrika kıtası denildiğinde akla ilk gelen zengin kaynaklar ve sömürge düzenidir. Sömürgecilik söz konusu olduğunda ise eleştirilerin çoğu İngiltere ve Fransa üzerinden yapılır. Ancak Afrika’daki sömürü düzeninde en az bu iki ülke kadar sorumlu olan bir diğer ülke süper güçlerin Napolyon savaşlarından sonra tampon bölge olarak oluşturdukları suni Belçika Devleti'dir."
“1884-1885 yılları arasında düzenlenen Berlin Konferansı’nda Belçika’nın Kongo üzerindeki hâkimiyeti tanınmış ve Bağımsız Kongo Devleti kurulmuştur. Belçika Kralı Leopold II, sahip olduğu tapular sayesinde Kongo’yu kendi özel mülkü haline getirmiştir. Afrika’yı medenileştirme fikriyle yola çıkan Leopold, Kongo’daki fildişi ve kauçuk gibi zenginlikleri sömürebilmek için çeşitli koloni düzenleri kurmuştur.
"1890’lı yılların başında Avrupa’da gelişen sanayi ile birlikte kauçuk yeni bir zenginlik kaynağı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kauçuk ağacının olgunlaşması uzun yıllar aldığından, o dönemde kauçuk ağaçlarına sahip en geniş ülke olan Kongo, Belçika tarafından önemli bir gelir kaynağı olarak kullanılmıştır.
"Kauçuk üretiminde en dikkat çeken nokta yerel halkın acımasızca bu üretimlerde çalıştırılmasıdır. Kongolu işçilerden, isyan edenlerin elleri ve ayakları çapraz kesilerek itaat etmeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Üretim kotasını dolduramayan Kongolu erkekler yakalanamadığında, askerler bu kişilerin eşlerinin veya çocuklarının ellerini kesmiştir. Tüm bu yaşananların etkisiyle 1880 ve 1920 yılları arasında Kongo'daki nüfusun 20 milyondan 10 milyona düştüğü tahmin edilmektedir." (Kaynak)
AZİZ GÖRÜNÜŞLÜ KRALIN MARİFETLERİ...
Ya 1960’da sömürge statüsünden kurtularak bağımsızlığa kavuşan Kongo’nun kurucu lideri Patrice Lumumba’nın Kral Boudewijn’in saltanatı döneminde CIA’nin de işbirliğiyle bir darbeyle devrilerek katledilmesi?
Lumumba katledildiğinde İzmir’de çalıştığım Sabah Postası gazetesinde bunu protesto eden yazılar yazmıştım. 1960 darbesinden sonra yeniden iktidar olmuş CHP’lilerin yönetimindeki gazeteden “Pravda’ya benzettin!” suçlamasıyla kovulmamın nedenlerinden biriydi bu…
Ama aziz görünüşüyle tüm dünyada hayranlar kazanmış Kral Boudewijn’in bu konudaki rolünü bilmiyordum. Belçika’ya geldiğimde öğrendim ki Boudewijn’in geçmişi de birçok karanlık sayfalar içeriyordu: Kongo lideri Patrice Lumumba’nın 1961’de iktidardan düşürülüp katledilmesinden, İspanya’da Franko’ya, Afrika’da Mobutu gibi diktatörlere destek vermesine kadar…
Daha sonraki yıllarda Boudewijn’in Şili’de Allende iktidarının yıkılmasını amaçlayan CIA projelerinin finansmanına katkıda bulunduğu da açığa çıkacaktı.
Le Renouveau charismatique adlı Hıristiyan sektinin mensubu olan Boudewijn-Fabiola çiftinin dinsel tutuculuğu o denli güçlüydü ki, Boudewijn işi Belçika Parlamentosu’nun kabul ettiği çocuk aldırmaya izin veren yasayı imzalamamak için 1990 yılında krallıktan bir günlüğüne istifa etmeye kadar vardıracaktı.
Boudewijn hayattayken Belçika Devleti’nin geçmişteki cürümlerinin açığa çıkartılması için bittabi büyük bir çaba gösterilmedi.
Onun 1993 yılında ölmesi üzerine tahta oturtulan Prens Albert’in 20 yıl süren hükümdarlık dönemi ise Belçika için siyasal istikrarsızlıklar ve kraliyet sarayı mensuplarının özel yaşamına ilişkin sansasyonlarla dolu olarak geçti.
Kraliyet ailesi mensuplarına devlet bütçesinden yüksek ulufeler dağıtılması ve de kralın küçük oğlu Prens Laurent’ın yarattığı skandallar saraylıların itibarını sarsarken, 1999 yılında Kral Albert’in evlilik dışı ilişkisinden bir kızı olduğunun açığa çıkması üzerine kıyamet koptu.
Benzer bir olay Fransa’nın sosyalist Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın evlilik dışı ilişkiden bir kızı olduğunun ortaya çıkması üzerine komşu ülkede de yaşanmış, ancak Mitterrand inkâr yoluna sapmayıp kızın babası olduğunu kabul edince sorun kapanmıştı.
Belçika’da ise Kral Albert, mevcut sayısız delil ve karinelere, hatta berlirgin fizik benzerliğine rağmen, Delphine Boël adındaki ressamın kendi kızı olduğunu ısrarla inkâr etmiş, bu nedenle kamuoyundaki saygınlığını ve güvenilirliğini adamakıllı yitirmişti. 2013’te tahtı oğlu Filip’e devretmesinin başlıca nedenlerinden birisi de buydu.
Albert II artık emekli bir Kral olduğu halde evlilik dışı kızı Delphine işin peşini bırakmayıp mahkemede babalık davası açtı ve DNA testi yapılmasını talep etti. Alt mahkemenin bu talebi reddetmesine rağmen bir üst mahkeme geçen ay Delphine’i haklı bularak emekli Kral Albert’in üç ay içinde DNA testi yaptırmasını emretti.
Sonunda mahkeme Albert’in iki oğlu ve bir kızı dışında bir kızı daha olduğuna hükmeder ve babalık yükümlülüklerini yerine getirmesini emrederse kraliyet protokolünün nasıl bir değişime uğrayacağı özellikle sansasyon medyasında tartışma konusu.
BELÇİKA DEVLETİNİN KENDİ TARİHİYLE HESAPLAŞMASI
Ama demokratik çevrelerde asıl tartışma konusu Belçika Devleti’nin kendi tarihiyle hesaplaşması… Kongo ulusal liderini katlettirme utancını bir nebze örtebilmek için tam 57 yıl sonra, 2018'in Haziran ayı sonunda Patrice Lumumba'nın adı, Kongolu siyah topluluğun yoğun yaşadığı Brüksel'in Ixelles semtinde bir meydana, işçi ağırlıklı Charleroi kentinde de bir başka alana verildi.
Ama o dönemin kurbanlarının torunları bugün Lumumba'ya birkaç sokak ya da meydan adı verilmesiyle yetinmiyor, o dönemin müstemlekeci Kralı Leopold II'nin gerçek yerine oturtularak Belçika'nın tüm kent ve kasabalarındaki heykel ve anıtlarının yıkılmasını istiyor.
Bu istemi ilk kez 2008 yılının Eylül’ünde yazar Théophile de Giraud ve arkadaşları Troonplein’deki Léopold II heykelini döktüğü kanın sembolü kırmızıya boyayarak başlatmışlardı.
Bugünkü istemlerin en önemlilerinden biri de, Kongo'nun talanı üzerine kurulmuş olan Tervuren'deki Afrika Müzesi’nde bulunan 120 binden fazla eserin geldikleri ülkelere iade edilmesi…
Belçika Kralı Filip, Afrika Müzesi’nin yeniden açılış törenine bizzat katılmayı reddederek bir yerde Léopold II’ye de, amcası Boudewijn’e de sahip çıkıyor.
Ama her şeye rağmen Belçika kendi tarihiyle hesaplaşmaya girmiş durumda, Afrika kökenlilerin ve onlarla dayanışmadaki demokratik güçlerin mücadelesi burada kalmayacak.
Daha önce de yazmıştım:
Tüm bu gelişmeleri izlerken 1071'de Anadolu'ya girişle başlayıp İstanbul'un, ardından Balkanlar'ın fethiyle devam eden, Viyana'yı bile tehdit eden Türk-İslam fütuhatının o ülkelerin yerli halklarında bıraktığı acıları düşünüyorum.
Osmanlı'nın çöküşünde Ermenilerin, Pontuslülerin, Asurilerin soykırımını, yeni kurulan cumhuriyette Kürtlerin. Yahudilerin, Alevilerin ve bilcümle solcuların acımasızca kırımını düşünüyorum.
Tekrar soruyorum: Putları kırma üzerine Afrikalı siyah kardeşlerimizin derslerini ne zaman öğrenmiş ve uygulamaya koymuş olacağız?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları






































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.11.2025
9.10.2025
14.09.2025
7.09.2025
13.07.2025
10.03.2025
30.10.2024
15.10.2024
7.10.2024
25.09.2024