Enver SEZGİN
Bu son savaş doksanlı yıllarda yaşanan çatışmalarla mukayese bile edilemez. Bölge insanının büyük çoğunluğunun köylerde yaşadığı bir dönemde değiliz. 22 Temmuz’da başlayan savaş çok daha yıkıcı sonuçlara yol açabilir. Buna sebep, savaşın esas itibariyle şehirlerde sürdürülüyor olmasıdır. Mahalleler, ilçeler ve hattâ Diyarbakır gibi büyük kentler birer savaş alanına dönmüş durumdadır. Her savaşta olduğu gibi, bu savaşın da asıl mağdurları bizzat yerel halk oluyor. Savaşın yarattığı tahribattan en çok onlar etkileniyorlar. Yıllarca acı çektiler, çekiyorlar. Bu savaşa onlar karar vermediler. Ama yıkıcı etkilerini onlar yaşıyorlar.
Cizre ilçesini ele alalım mesela. Bu kadim kent dokuz gün boyunca abluka altına alındı. Günlerce dış dünya ile irtibatı kesildi. İnsanlar günlerce aç ve susuz bırakıldı. 21 insan yaşamını yitirdi. Çok sayıda yaralı var. Evler kurşunlandı. İşyerleri yerle bir oldu. Şehir çok büyük bir yıkıma uğradı. Suriye’de savaşın sürdüğü herhangi bir yerleşim biriminden hiçbir farkı kalmadı. Burada tam bir insanlık dramı yaşandı.
Yüksekova, Silvan, Silopi, Cizre gibi büyük ilçelerde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor. Diyarbakır’ın tam merkezindeki Sur ilçesi giriş çıkışlara kapatılıyor. Bütün bunları “güvenliği sağlamak” için yaptıklarını söylüyorlar. Oysa bizzat bu operasyonlar tüm bölgede büyük bir “güvenlik sorunu” yaratmış durumdadır.
Silopi ilçesinde yaşayan bir arkadaşım, son bir ay içinde binerce insanın İstanbul, Adana ve Mersin gibi büyük kentlere göç ettiğini söyledi.
İyimser olmamızı sağlayacak tek unsur ise her şeye rağmen toplumun büyük çoğunluğunun bu “anlamsız savaşı” istemediği gerçeğidir. İnsanlar, “kardeş kavgasının” bir an önce sona ermesini ve sorunların barışçı yöntemlerle çözülmesini istiyor. Değişik toplum kesimlerinden gelen sağduyu çağrıları bize bu gerçeği anlatıyor. Ancak bu durum sonsuza kadar devam etmeyebilir. Patlayan her silah iki halk arasında “duygu kırılması” yaratıyor. Her ölüm haberi ise bizi hızla bir “iç savaşa” doğru sürüklüyor. HDP binalarının yakılması, Kürtlere yönelik saldırılar bile bize tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Şiddet tırmandıkça topyekûn bir çatışma ihtimali daha da artıyor.
Doksanlı yıllarda babasını faili meçhul cinayet sırasında kaybeden bir tanıdığım bana şunları söyledi: “Bu savaş iki halkın birlikte yaşama arzusunu zayıflatmaktan başka hiçbir işe yaramaz.”
İki aydır devam eden bu yıkıcı savaştan çıkaracağımız dersler var.
Hükümet yetkililerinin, “son silahlı PKK’lı sınır dışına çıkıncaya kadar bu mücadele devam edecek” söylemi çatışmaları tırmandırmaktan başka hiçbir işe yaramıyor. Bu yöntem, PKK’nin silahları bırakmasına hizmet etmez. Bu yolla “barış” gerçekleştirilemez.
Öte yandan anlaşıldı ki Kürtler bir “devrimci halk savaşından” yana değildirler. Onlar her şeye rağmen sorunlarının siyaset yoluyla çözülmesini istiyorlar. Bunun için HDP’ ye oy verdiler. Ve bu nedenle partilerinden çok şey bekliyorlar.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın belirttiği gibi, “Tek bir gencin silah tutmasına, canını ortaya koymasına gerek yoktur”. Özgürlüklerin genişletilmesi ve “Kürt sorununun çözümü görevi” demokratik siyasete devredilmelidir. Son seçimde 80 milletvekilliği kazanarak, büyük bir temsil kabiliyeti elde eden HDP’ye fırsat tanınmalıdır.
Not: Aralarında TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB’un da bulunduğu 12 kuruluş 17 Eylül Perşembe günüAnkara’da “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” mitingi düzenleme kararı almış bulunmaktadırlar. Hassas bir dönemden geçiyoruz. O gün, mitingi amacından saptırıp başka yönlere çekmek; tepkileri “toplumun bir kesimine” yönlendirmek isteyenler sahneye çıkabilir. Bu ise onarılması zor sonuçlara yol açar. Bu sebeple mitingi düzenleyenlere büyük bir sorumluluk düşmektedir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015