Etyen MAHÇUPYAN
Futbol takımlarımızdan biri güçlü bir rakiple karşı karşıya geldiğinde, maç öncesi klişelerden biri takımın ‘kendisi gibi' oynadığı takdirde istenen sonucun alınacağı... ‘Fenerbahçe Fenerbahçe gibi oynarsa' veya ‘Galatasaray Galatasaray gibi oynarsa' örneğin tur geçilecektir.
İlginç noktalardan biri bu yorumların takımlar kendi aralarında oynayacak olduklarında hiç kullanılmaması. Herhalde her ikisi de ‘kendisi gibi' oynadığında sonucu öngörmek pek kolay olmuyor. Ama bu klişenin ‘yabancılara' karşı müsabaka öncesinde çıkmasının açık bir anlamı var: ‘Kendimiz gibi' olmak aslında milliyetçi tona sahip bir bakışın yansıması. Rakiplerin bizden üstün olduğunu bilen, ancak en iyi performansı gösterdiğimizde başaracağımızı telkin eden bir ‘dolduruşa getirme' çabası. Ne var ki olabilecek en iyi performansı ortaya koyabilmek zaten çok ender yaşanan bir durum ve dolayısıyla normali değil anormal olanı ima ediyor. Diğer bir deyişle Fenerbahçe veya Galatasaray'ın ‘gerçek' hali bizim bildiğimiz sıradan oyunlarının ötesine gitmiyor. Aslında başarı için bu takımların ‘kendileri gibi' değil, aksine ‘kendilerini aşan' bir gayret göstermeleri lazım.
Batılı ülkelerde maç öncesi yorumlar bu gerçekçiliği yansıtır. Rakip daha güçlüyse yerli takımın kendisini aşan bir performansa nasıl gelebileceği analiz edilmeye çalışılır. Bizde ise garip bir varsayımdan yola çıkılır: Bizim takım ‘aslında' çok iyi oynayabilmektedir ve onun asıl karakteri de budur, ama nasıl oluyorsa söz konusu iyi oyun çok seyrek becerilebilmektedir. Böylece takımın süreklilik içindeki normal halini istisna sayan, ancak istisnai olarak ortaya koyabildiği özel anlarını ise fıtratının parçası kılmaya çalışan bir anlayış benimsenmiş olur. Gerçekliği fıtratın bir uzantısı olarak tanımlayan, yani fıtratı gerçeklikten önce bildiğini sanan bütün yaklaşımlar zihniyet olarak ataerkildir. Gerçekte elimizde sadece kendi performansımız var ve gerçek fıtratımızın nasıl olduğunu bize söyleyen de bu. Bunun ötesinde bir fıtrat kavramı ancak kuramsal bir ‘insandan' hareket edebilir. Nitekim futbol örneğinin de aslında gösterdiği, ‘olması gereken' performansın bir fıtrat olarak kabullenilmesi, sürekli tekrarlanan performansın ise fıtratla ilgisinin kesilmesidir.
Bu yaklaşımın temel bir mahzuru var: Bizim gerçeklikle ilişkimizi engelliyor. Her alanda kendi eksiklerimizi nesnel bir gözle masaya yatırmaktan kaçınıyor, olması gerekene sığınarak kendiliğinden doğru davrandığımızı sanıyoruz. İslami kesim de bu kolaycılığa fazlasıyla kapılmış durumda. Doğru Müslümanlıktan hareketle gerçek Müslüman'ı tanımlama ve kendini yüceltme eğilimi çok yaygın. Oysa bizler ‘doğru' olan değil, ‘gerçek' olan Müslümanlıkla bir arada yaşıyoruz ve doğruyu bilmek ya da bildiğini sanmak, gerçeği değiştirmiyor.
Ancak söz konusu yaklaşım İslami kesime mahsus değil… Ataerkilliğin nüfuz etmediği herhangi bir alan yok. Normatif olanı öne çıkararak kendi gerçek işlevinin ve performansının üstünü örtmek epeyce doğal bir eğilim. Örneğin gazetecilik mesleğini sürdürenlerde bu eğilim epeyce köklü… Bunda muhakkak ki modern tasavvurun üretmiş olduğu normatif gazetecilik tanımının rolü de var. Buna göre gazetecilik siyasi kirlenmeden ve ideolojik sapmalardan etkilenmeyen bir üst ruhani kasta benziyor. Yönetimin yanlışlarına işaret ediyor, toplumun taleplerini gündeme taşıyor ve böylece demokrasiyi mümkün kılıyor… Ne var ki dünyada bu ideal duruma uyan gazetecilik örnekleri son derece az. Dahası gerçekliğin ideale uymadığı idraki içinde davranan ve en azından bunun gereği olan sorumluluğu taşıyan basın organları bile sınırlı. Türkiye gibi ülkelerde ise bu ideal performans sadece bir anomali ve zaten fazla yaşamasına da izin verilmiyor. İyi bir örnek Alper Görmüş yönetimindeki Nokta dergisiydi. Dergi, Özden Örnek günlüklerini yayımladı ve bunu yaparken bu yayını niçin yaptığını, bunun neye hizmet edeceğini umduğunu, kendi ilkesel bakışını ortaya koyarak, dolayısıyla sorumluluğunu taşıyarak gerçekleştirdi.
Bu örnek ışığında Milliyet gazetesinde yayımlanan görüşme notlarının sunulma ve kullanılma biçiminin sorunlu olduğunu görmekte yarar var. Hayali gazetecilik tanımlarından giderek kendimize bize hoş gelen gerçeklikler üretmek, gerçekte ne olduğumuzu ve ne yaptığımızı değiştirmiyor. Gazeteciler ‘gazeteci gibi' davransa keşke denebilir, ama belki de zaten gazeteci gibi davranıyorlar ve gazetecilik denen işin gerçek hali bu…
Not: Hasan Cemal'in basılmayan yazısı tarihe bir mihenk taşıdır… Utanması gerekenler utansın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023