Fehim TAŞTEKİN
Suriye gibi Libya’daki kriz de giderek Türkiye’nin savaşı haline geliyor. Öyle kendiliğinden değil. Dış güçler Türkiye’ye tuzak kurduğu için de değil. AKP iktidarının 2011’deki ‘Arap İsyanları’ ile birlikte Batılı müttefikleri hesabına işin içine girip daha sonra kendi küçük heveslerini araya sıkıştırdığı müdahalelerin kaçınılmaz neticesi.
Başlangıçta Türk şirketlerin 19 milyar dolarlık alacağını garantileme adına ‘sahada olmayan masada olamaz’ parolasıyla hareket edildi. Vekâlet savaşını sürdürmenin gerekçesi şimdilerde güncellendi: “Doğu Akdeniz’deki enerji savaşında Türkiye’ye karşı oyunu bozmak için Libya’daki müttefik güçlerin galip gelmesi şart.”
Kanlı perde bu saikle açılmış olsaydı savın kıymeti harbiyesi olabilirdi. Fırsatçı hesaplarla gemiyi tehlikeli sulara saldıktan sonra işler ters gidince gerekçeleri sonradan yolda dizmenin anlamı kalmıyor. Belki denilecektir ki Türkiye şu anda BM’nin tanıdığı hükümeti destekliyor. Fakat haklı gibi duran bu durum ilk günahı ve ardıllarını temize çıkarmıyor.
Hikâye bir ihanetle başladı. Libya’nın linç edilen lideri Muammer Kaddafi, “Biz dostuz, arkadaşız” diye seslendiği Recep Tayyip Erdoğan’ın müdahale komplosunu boşa çıkaracağını ummuştu. Nafileydi. Son röportajını TRT’ye vererek, “El Kaide Libya’yı ele geçirirse büyük bir facia yaşanır. Türkiye olayların gerçek yüzünü öğrendiğinde tutumunu değiştirecektir” demişti. Erdoğan önce “NATO’nun Libya’da ne işi var” diye çıkışmış, fakat 24 saat geçmeden çark ederek İzmir’i NATO müdahalesi için ana karargâha dönüştürmüştü. Suriye’deki kirli müdahale için Türkiye’yi sıçrama tahtası, lojistik hat ve cihat otobanına çevirdikleri gibi!
Nihayetinde NATO cinayetini işleyip çekip gitti. Gerisi tufan. Libya El Kaideciler, IŞİD’ciler, selefiler, İhvancılar, aşiret güçleri, çeteler ve liberal-milliyetçi savaş ağaları elinde paramparça oldu.
***
Düzen kurulamayınca bu kez rakip aktörlerin vekâlet savaşı kızıştı. 2012’de 18 aylığına belirlenen kurucu meclis niteliğindeki Milli Genel Kongre’de (MGK) İhvan’ın siyasi kolu Adalet ve İnşa Partisi ile selefilerin başını çektiği İslamcı blok milliyetçi, laik ve liberal kanatlar karşısında iyi bir denge yakalamıştı. Haziran 2014’teki seçimle belirlenen Temsilciler Meclisi’nde İslamcı blok hezimete uğradı. Katılımın yüzde 18 olmasını bahane edip seçimin meşruiyetini tartışmaya açan İslamcılar yeni meclisi tanımadı. Bu kesim süresi dolmuş MGK’yı kapatmayıp Milli Kurtuluş Hükümeti ile yola devam ederken Temsilciler Meclisi de Tobruk’ta toplandı. Silahlı gruplar elinde bölünmüş olan ülke iki parlamento ve iki hükümetin ortaya çıkmasıyla siyaseten de bölündü.
(Aralık 2015’te Fas’ta sağlanan ‘Libya Siyasi Anlaşması’ çerçevesinde Trablus’taki Milli Kurtuluş Hükümeti’nin yerini Fayiz Serrac başkanlığında Milli Mutabakat Hükümeti aldı. BM’nin muhatabı artık bu hükümet. İslamcıların tekeline aldığı MGK da Devlet Yüksek Konseyi’ne dönüştürüldü. Ama Tobruk kanadı kendi hükümetini feshetmeye yanaşmadı. Haliyle ikilik sona ermedi.)
Bu ayrışmada, 2011 sonrası değişim rüzgârıyla yelkenlerini şişiren siyasal İslamcılara karşı açılan yeni cephenin etkisi yadsınamaz. Kutuplaşmanın öncesinde Temmuz 2013’te Libya’nın komşusu Mısır’da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) desteklediği darbeyle İhvan iktidarına son verilmişti. İhvan üzerinden hesaplaşmanın Libya’ya yansıması fazla gecikmedi. Katar ve Türkiye İslamcıların hamisi kesildi. Bu eksende biraz geride kalsa da üçüncü ayak Sudan’dı. Buna karşın Suudi-BAE-Mısır üçlüsü Tobruk merkezli meclis, ona bağlı hükümet ve Libya Ulusal Ordusu’nu kuran eski firari General Halife Hafter’i tutuyordu. Mısır’ın darbeci lideri Abdulfettah el Sisi, 10 Ağustos 2014’te Riyad ziyaretinde Libya’ya müdahale planını Suudi kralıyla paylaştı. Ardından Mısır’dan havalanan BAE uçakları 18 Ağustos ve 23 Ağustos 2014’te Libya’da İslamcı milislerin mevzilerini bombaladı. Vekâlet savaşı böylece kızışmış oldu. Türkiye geri adım atmadı. İlk zamanlar Tobruk kanadıyla teması korusa da sonradan tüm ağırlığını Trablus’a verdi.
***
Türkiye bu süreçte neler yaptı? Bir kere başından itibaren Trablus Devrimciler Tugayı gibi gruplara askeri eğitim ve savaşçılara sağlık hizmeti verdi. Tedavi görenler arasında Ensar el Şeria’nın liderleri Muhammed el Zehavi dahil tanınmış El Kaideciler de var. Usame bin Ladin’in dava arkadaşı Libya İslami Savaş Grubu’nun kurucusu Abdulhakim Belhac gibi isimler de Türkiye’nin himayesinden yararlandı. NATO’nun devrimcileri arasına katılan Belhac, 2011’de sahneye gerilla lideri olarak döndükten sonra Vatan Partisi ile siyasi kariyerine başladı. Türkiye’nin bu tür cihadi gruplarla iştigali artık vaka-i adiyeden sayılıyor.
En mühim mesele tabii ki BM ambargosuna rağmen yapılan silah sevkiyatı. “BAE yapıyor da biz neden yapmayalım” mantığıyla gidiliyor. Sevkiyat iki eksen arasındaki vekâlet savaşı ayyuka çıkmadan önce başlamıştı. Ocak 2013’te Libya’ya giderken fırtınaya yakalanıp Yunanistan sahiline demir atan bir gemide Türkiye’den yüklenmiş silahlar bulundu. Bu olayla birlikte gözler Türkiye’ye çevrildi. Ağustos 2014’te Hafter, Türkiye’den Derne’ye giden geminin silah yüklü olduğunu belirtip vurulmasını emretti. Aralık 2014’te Mısır’da durdurulan bir gemide yine silahlar çıktı. Aralık 2014’te Mısrata limanına yanaşan Kore gemisi de Türkiye’den yüklenen silahlarla doluydu. Eylül 2015’te İskenderun’dan mühimmat yüklenmiş bir gemi yine Yunanistan’da yakayı ele verdi. 23 Kasım 2017’de Mısır’ın Port Said limanında durdurulan gemideki 29 konteynır silah doluydu. Mersin’den yüklenmişti. 18 Aralık 2018’de silah yüklü bir gemi Khoms limanında Türk yapımı silahlarla yakalandı. BM’nin silah ambargosunu denetleme komitesi, 5 Eylül 2018’de Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda Türkiye’den silah sevkiyatını tescilledi.
***
BM’nin çözüm arayışları sürerken Hafter tarafların önüne konulan yol haritasına aldırmadan tüm ülkede kontrolü ele almak üzere harekete geçti. Daha önce Bingazi’deki İslamcıları yendikten sonra Ecdebiye, Sidra ve Ras Lanuf gibi yerlerde kontrolü sağlamış olan Hafter, Ocak 2019’dan itibaren petrol sahalarının bulunduğu güney bölgelerine sarktı. Fizan’daki Tuareg ve Tubu gibi kabileleri petrolden pay vaadiyle kendine bağladı. Güneybatıda petrol sahalarının bulunduğu Şerare ve El Fil’i ele geçirdi.
Hafter 27 Mart’ta Riyad’da Suudi Kralı Selman’la görüştükten sonra 4 Nisan’da Trablus’u ele geçirmek üzere yeni bir harekata kalkıştı. Bu hamle karşısında Türkiye’nin yardımları da boyut değiştirdi.
Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü Ahmed el Mismari, 19 Nisan’da Türkiye’nin Suriye’den Libya’ya militan taşıdığı suçlaması eşliğinde bir de insansız hava aracı temin ettiği iddiasını gündeme getirdi.
Aynı gün Erdoğan, Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid el Meşri’yi kabul edip desteğini yineledi. Meşri İhvan’ın lider kadrosunda yer alıyor. Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanı Serrac da 28 Nisan’da Erdoğan’ı arayıp Trablus’u savunmak için başlatılan ‘Öfke Volkanı’na destek istedi. Erdoğan güçlü desteğini kamuoyuyla da paylaştı: “Libyalı kardeşlerimizin yanında dimdik duracağız.”
Bu arada karşı cephede de safların kalabalıklaştığı görüldü. Hafter 15 Nisan’da bir telefon görüşmesiyle ABD Başkanı Donald Trump’ı arkasına aldı. Beyaz Saray’a göre Trump, Hafter’in terörle mücadele ve petrol kaynaklarını korumadaki rolünü takdir ediyor. Spesifik olarak Hafter nerelerden güç alıyor derseniz kısa liste şöyle:
- Suudi Arabistan mali kaynak sağlıyor.
- BAE cephane ve insansız uçak temin ediyor.
- Mısır savaş uçakları gerektiğinde devreye giriyor.
- Fransa askeri danışmanlık hizmeti sunuyor. Fransız uçaklarının çaktırmadan belli hedefleri vurduğu da söyleniyor.
- Bingazi’ye konuşlanan Rus özel savaş aygıtı Wagner Grubu silah ve mühimmat temin ediyor. Tarafsızlık görüntüsüne rağmen Moskova’nın tercihi Hafter.
Libya Ulusal Ordusu, Trablus’u almak için saldırılarını sürdürürken 5 Haziran’da Mitiga Havalimanı’nda park halinde duran Türkiye’ye ait bir insansız hava aracını imha ettiklerini öne sürdü. Farklı kaynaklar bunun Türk uçağı olmadığını da söyledi.
Şimdi günün kritik meselesine gelirsek: 26 Haziran’da Trablus merkezli güçlerin başkentin güneyindeki Giryan’ı geri almaları Hafter’in nevrini döndürdü. Hafter Türkiye’ye karşı adeta savaş ilan etti. Giryan’da 43 asker kaybeden ve büyük bir cephane bırakan Libya Ulusal Ordusu’nun sözcüsü Ahmed el Mismari 28 Haziran’da Türkiye-Libya arasındaki sivil uçuşları yasakladıklarını, Libya limanlarına yanaşan Türk gemilerini vuracaklarını, yakaladıkları Türk vatandaşlarını tutuklayacaklarını ve Türk şirketlerini hedef alacaklarını açıkladı. Giryan’da bıraktıkları cephane BAE’nin yaptığı yardımın boyutlarını da ele verdi. Silahlar arasında Amerikan yapımı FGM-148 Javelin tanksavar füzeleri de var. ABD bunları 2008’de BAE’ye satmış. Bir de Giryan’da Çad ve Sudan’dan paralı savaşçıların esir alındığı söyleniyor. Karşı tarafın asker tutacak kadar parası var.
***
2011’de hesapsızca içine daldıkları macera bu şekilde Türkiye’yi kolayca kaçamayacağı bir bataklığa çekiyor.
Erdoğan’ın BM’nin tanıdığı hükümete destek oldukları argümanı yukarıda sıraladığım onca sıra dışı operasyonu ve BM yasaklarını delmeyi haklı çıkarmıyor. Türkiye aleni bir şekilde bir savaşın tarafı ve parçası haline geldi. Siyaseten de Türkiye’nin oturduğu zemin sanıldığı kadar güçlü değil. Evet, Serrac hükümeti BM tarafından tanınmış olsa da Avrupa Birliği, Arap Birliği, Afrika Birliği ve BM Güvenlik Konseyi’nde Hafter’in başarısına oynayanların sayısı artıyor. Hafter’in BM’nin yol haritasını sabote ettiği gerçeği de bunu değiştirmiyor. Hafter’in İhvan ve El Kaide ile savaştıkları, Türkiye’nin de bu süreçte teröre destek verdiği yönündeki argümanı Körfez’de güçlü destek görürken Batı’da da karşılıksız kalmıyor. Batı kanadında İngilizler ve İtalyanlar şimdilik Türkiye ile aynı tarafa oynuyor. Ama hiçbiri oyununu Türkiye gibi de oynamıyor. Libya’yı bu hale getirmedeki sorumsuzca tercihleri bir yana mıknatıs gibi belayı kendisine çeken başka bir aktör var mı?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025