Fehmi KORU
Aslına bakarsanız, CHP İstanbul belediye başkanı adayı Ekrem İmamoğlu‘nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘la görüşmesinde büyütülecek bir yön yok. Sonuçta, Erdoğan İstanbul’un eski bir belediye başkanı ve şimdi de aynı zamanda AK Parti’nin genel başkanı.
Dahası, İstanbul sevdası ve başbakanlığı ile cumhurbaşkanlığı sırasında da ülkemizin bu en kalabalık kentine ilgisini hiç eksiltmediği biliniyor Tayyip Erdoğan‘ın…
Nitekim, Erdoğan-İmamoğlu görüşmesinin iki taraf açısından da olumlu geçtiği anlaşılıyor. Görüşmede, CHP adayı, AK Parti genel başkanından seçimde kendisine oy vermesini bile istemiş.
Erdoğan‘ın bu talep karşısında tebessümle yetindiğini de İmamoğlu‘nun açıklamasından öğrendik.
İşin aslı bu olsa da, görüşme dünün en önemli siyasi haberiydi.
Çatışmacı üslup AK Parti’ye yarıyor
Türkiye siyasetin nezaket içerisinde sürdürüldüğü bir ülke değil; maalesef değil. Parti sözcülerinin birbirleri hakkında ettikleri lafların çoğu yenilir yutulur olmaktan çok uzak. Birbirleriyle davalı olmayan lider yok gibi. Adaylığı açıklanan siyasetçi, seçim kampanyasını, rakibinin itibarını yıkmak üstüne kurar bizde.
İşte bu sebepten, Erdoğan-İmamoğlu görüşmesi ilgi çekti. Bir ilk çünkü.
CHP’nin İstanbul belediye başkan adayının şimdiye kadar yaptığı açıklamalardan, seçim kampanyasını rakibini aşağıya çekmek için kullanmayacağı, konuşmalarında Tayyip Erdoğan‘ı hedef almayı düşünmediği anlaşılıyor.
Bu CHP açısından bir yenilik.
AK Parti’nin 3 Kasım 2002’den bu yana katıldığı seçimlere biraz yakından bakıldığında karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: AK Parti ve özellikle lideri Tayyip Erdoğan tarihimizin CHP’nin tek parti olarak iktidarda bulunduğu sayfalarını gündeme taşıyor, CHP ve sözcüleri de bunun altında kalmamak için Tayyip Erdoğan‘ı hedef alan bir kampanya yürütüyor.
Hemen hiç değişmeyen bir kısır döngü bu muhalefet açısından.
Genel seçimde de bu döngü yaşanıyor, yerel seçimde de…
Kavga ortamında geçen seçim kampanyaları sona erip sandık tercihini belirlediğinde, süreçten kazançlı çıkanın AK Parti olduğu görülüyor.
Bir-iki ayak sürçmesi yaşasa da, AK Parti, katıldığı ilk seçimden bu yana oyunu hep artırarak geldiyse, bu başarıların ardında, muhalefetin yanlış seçim kampanyalarının ihmal edilemez rolü de vardır.
Yanlış kampanyalar ülkeyi kutuplaştırarak sosyal barışı da olumsuz etkiliyor.
CHP rakibini sürekli gerilimi tırmandırmak ve ülkeyi kutuplaştırmakla itham ediyor; ama işin aslı, bu gelişmeye çanak tutan CHP’nin kendisidir.
Ekrem İmamoğlu adaylığı açıklanır açıklanmaz ilan ettiği söylemini seçim süreci boyunca koruyabilirse, bunun yararını görecektir.
İstanbul, kenti 1994’ten beri yöneten kadroların da itiraf ettiği üzere, sorunları olan bir kent. Hayatın pahalı yaşandığı bir kent aynı zamanda. Sorunların üstesinden gelmek tek başına belediye başkanının işi değil; iktidarın da yapılmak istenenlere destek çıkması gerekiyor. CHP adayının attığı ilk adımın Cumhurbaşkanı Erdoğan‘la görüşmek olması ve görüşmeden sonra verdiği sıcak mesajlar, İstanbul seçmenine bu konunda güven telkin etmeyi amaçlıyor.
İstanbul’da yaşıyorum ve mahallemden başlayarak kentimin her karışında daha az sorunla karşılaşmak istiyorum. Çöplerin toplanmasından yapı estetiğine kadar hemen her alanda titiz bir belediye yönetimine ihtiyaç duyuyorum.
Sanıyorum, İstanbul’u mesken seçen herkes de bunu arzuluyor.
Binali Yıldırım, devlet adamı…
AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım için “Uygun bir aday değil” denilemez; denilen şu: “Belediye başkanlığı için birkaç numara büyük bir aday…”
Binali Yıldırım kamuoyu önüne ‘AK Parti adayı’ olarak ilk etkinliğine dün belediye sendikasının düzenlediği bir toplantıda çıktı. Orada yaptığı konuşmayı dinlediyseniz veya bugün gazetelerde haberini okursanız hakkında denilenin doğrulandığını göreceksiniz.
TBMM başkanı gibi konuşuyor Binali Yıldırım. Belediye başkanlığına aday, ama hala devlet adamı görüntüsünde…
Eminim, TBMM başkanı nasıl bir kalabalık ve koruma ordusuyla dolaşıyorsa, belediye başkanı adayı olmasına rağmen, Yıldırım, kampanyasını da aynı kalabalıkla yürütüyordur.
Anayasanın açık hükmüne rağmen, adaylığı sırasında TBMM başkanı sıfatını bırakmamayı da kendisi tercih etti Binali Yıldırım.
Geçmişinde bakanlık, başbakanlık görevleri bulunan ve halen TBMM başkanı olan birinin belediye başkanlığı için kolları sıvaması alışılmış bir şey değil zaten. Dünyada ve bizde vaktiyle yerel yöneticilik yapmış siyasiler arasından başbakanlar, cumhurbaşkanları çıktı; ancak bunun tersi hiç görülmedi.
Jimmy Carter, Ronald Reagan, Bill Clinton ABD’de, Françoise Mitterrand, Jacques Chirac, Nicolas Sarkozy Fransa’da yerel yöneticilikten başkanlığa yürümüş siyasiler; bizde de Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ı kamuoyu İstanbul belediye başkanlığı sırasında tanıdı.
İlk kez bunun tersi bir durum söz konusu.
Bu terslik yüzünden de etraf senaryolarla dolup taşıyor.
Tabii seçime iki aydan daha uzun bir süre var; adayların seçmeni ikna etmek için gerekli çalışmalarını henüz tamamlamadıkları, ülkemizin göz bebeği kenti İstanbul’da gerçekleştirmeyi düşündükleri projeleri seçmene sunmadıkları erken bir dönemdeyiz.
CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu‘nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘la görüşerek attığı ilk adım kendisi açısından doğru bir adım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025