Hadi ULUENGİN
LE MONDE iyi, hem de çok iyi bir gazetedir! Kırk küsur senedir aralıksız okuyorum.
Nitekim adı üstünde, dünyanın dört bucağındaki gelişmeleri bu Fransız cerideden daha nesnel, daha doğru ve daha geniş biçimde yansıtan başka bir günlük yayını ben bilmiyorum.
Kabul, ABD’nin New York Times’i, İngiltere’nin Times’i, İspanya’nın El Pais’i falan da tabii ki gayet kalburüstü bir seviye tuttururlar ama yine de bir grado geride kalırlar.
***
GERÇİ sözkonusu gazete ezelden beri hem sırf elit okuyucuya hitap etmekle, hem de haber ve makaleleri siyasal bilgiler fakültesi son sınıf tezleri gibi kaleme almakla eleştirilir.
Âlâ! Halk dalkavukçusu bir popülist olmadığım için kendi hesabıma şikâyetim yok!
Zaten böyle bir seçkinciliği Şark’ta muteber cinsi vasatlıklara bin defa tercih ederim.
Dolayısıyla benim eleştirim daha ziyade, genel çizgisi itibariyle zaten sol addedilen Paris organının fazlasıyla siyaseten doğrucu bir dil kullanıyor olmasına odaklanıyor.
Fransız tabiriyle söylersek, Le Monde kediye dobra dobra kedi demekten utanıyor.
***
NİTEKİM fi tarihindeki genel Mao budalalığından dolayı Büyük Çin Kültür Katliamı’nı desteklemesi veya anti-Amerikan lafazanlıktan ötürü Kamboçya Pol Pot’una arka çıkması gibi sonradan editoryal özeleştirisini yaptığı çok vahim yanlışlar bir yana, Gazete yukarıdakiutangaçlığını şimdi de özellikle Müslümanlar ve Müslümanlık konusunda sürdürüyor.
Meselâ dâhili plandaki adli vakalarda ve sırf “ırkçı” ve “İslamofob” denmesin kaygısıyla, bütün Fransa’yı haraca kesen Mağribi kökenli eşkıyaların etnik kimliğini ya isim zikretmeyerek, ya daalokton gibi bilgiç kelimeler arkasına saklanarak gizlemeyi tercih ediyor.
Oysa geçtim elit okuyucuyu, olayı her an yaşayan sokaktaki adam aptal mı ki Le Monde eroin satıcısının Kuzey Afrika asıllı olduğunu yazmadı diye onu safkan Fransız sanacak?
***
YUKARIDAKİ siyaseten doğrucu suskunluk harici plana başka bir biçimde yansıyor.
Le Monde’nin en temel özelliği olayları haber- yorum tarzında yansıtmak olmasına rağmen iş Muhammedi Âlem’e geldiğinde sözkonusu yorum faslını büyük ölçüde es geçiyor.
Irak’ta bombalanan Şii camiinde şu kadar kişi ölmüş; Filipinler’de Cihat Gerillaları bu kadar rehineyi katletmiş; Nijerya El Kaide’si o kadar Hıristiyan’ın kellesini kesmiş...
Haberleri tüm ayrıntısıyla naklediyor ama yine aynı “İslamofob” suçlamasına maruz kalmamak için tahlillerini yarı polisiye- yarı sosyolojik bir boyutun ötesine taşırmıyor.
Yani Gazete Müslümanları “incitmeyeceğim” (!) diye hem Müslüman dünyada hâkim din kültüründen kaynaklanan muazzam travmanın; hem de bu travmanın diğer din kültürleri nezdinde yarattığı haklı korku ve husumetin derinine inmekten çekiniyor.
***
TABİİ ki Le Monde değiller ama bütün bunları Türkiye’de de ciddi ve nesnel olmak iddiasını taşıyan ve genel hat itibariyle sol addedilen bazı gazetelerin yine aynı siyaseten doğruculuk kaygısıyla pek çok şeyi görmezden geliyor olmasına bağlamak için anlattım.
Bilhassa da son Gezi Olayları’ndaki ve Alevi Sorunu’ndaki tutumu kastediyorum.
Çünkü Taksim direnişini ve mezhebî mağduriyeti ilke olarak sahiplenmek bir şeydir; ilke zayıflar, direniş azalır, Aleviler küser diye haksızlığı göz çıkartan sonraki bazı eylem ve söylemlerin bu haksızlığını susarak geçiştirmek bambaşka bir şeydir!
Hele hele, daima sağlamcı bir Le Monde’un hiç yapmadığı biçimde, şablona uysun diye asla kanıtlanmamış iddiaları gerçekmiş gibi sunmak siyaseten doğruculuktan da çıkar.
Artık siyaseten yalancılık sözkonusudur ve o doğruculuk bir yana, doğru da ölmüştür.
Oysa gerçekler inatçıdır ve her gazete bu inattan taviz vermediği ölçüde inandırıcılık kazanır ki, kısmi utangaçlığına rağmen Le Monde işte bunun için dünya çapında referanstır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015