Yetmişli yıllarda SPARTAKÜS (Kölelerin İsyanı) kitabını okumuştum. CNBS –E’de dizi halindeki filmini günümüze uyarlanmış popüler görüntüleriyle izliyorum. CD’lerdeki görüntüleri de seks ağırlıklı , rant amaçlı sahneleri oldukça ilgi çekici (!). Sonuçta İlkel Komünal Düzen’den sonra oluşan Köleci Düzen’in değişimine yol açan isyanların tarihini yeniden senaryolaştıran , ezilenlerin isyanı. Kölelerin hak sahibi olup statüye kavuştuğu Feodal düzen , ilk defa Fransız İhtilali ile yerini Burjuvaziye terk etti .

Bu süreçte Burjuvazi Feodalizme karşı işçilerle birlikte başarı kazandı . Devrim sonrası Burjuvazi kendi egemenliğini ilan edince işçiler ayaklandı . Paris’i işgal ettiler ve Paris Komünü’nü ilan ettiler . 1870’te üç ay gibi kısa süreli Komün Yönetimi Burjuvazi tarafından kanla bastırılarak sonlandırıldı . Burjuvazinin Liberalliği buraya kadardı .

Sanayi Devrim’ini yaşayan Avrupa’da İşçi Sınıfı hareketleri Burjuvazi’nin korkulu rüyası oldu . Karl Marks’ın ve Frederik Engels’in teorik öncülüğünde Sınıf Hareketleri 8 saatlik çalışma süresi gibi önemli kazanımlar elde etti . 19. Yüzyılda palazlanan Kapitalizm , tekelleşerek Emperyalist sürece ulaştı . Bu süreçte Avrupa’da Sınıf Hareketleri , sosyalizm arayışına yöneldi . Marks’ın beklentileri bu yönde idi .

Avrupa’daki bu mücadelelerden etkilenen Çarlık Rusya’sı ezilenleri , Sol Gruplar ve Vladimir İliç Lenin’in Bolşevik Partisi önderliğinde 1917 Devrim’ini gerçekleştirdiler. Kapitalist Dünya deprem yaşıyordu . Sömürge Uluslar , Kurtuluş Hareketleri ile Bağımsızlıklarına kavuşuyor , Emperyalist süreci geliştiren egemen devletler kendi içindeki Sınıf Hareketlerini dizginlemeye çalışırken karşılarına çıkan Sovyet Sosyalizmi dünyanın rengini değiştiriyordu . Avrupa’daki Emperyalist devletler Sosyal Demokrasi ile birlikte işçilerin taleplerini kısmen yerine getiriyordu .

Sömürü ve Pazar kavgası , Sovyet’leri boğma üzerine idi . Dünya iki kutuplu olarak Soğuk Savaş denen süreci tüm hızıyla yaşıyordu . Sovyetlerde Lenin dönemindeki tartışma ve uygulamalar NEP (Yeniden Yapılanma) dönemine , Lenin’in ölümünden sonra Stalin tarafından son verildi . Sosyalizmden yana olan farklı muhalif olanlar tümüyle hazin şekilde tasfiye edildi. Hatta Troçki Türkiye’ye gelmişti . Sonra Güney Amerika’da (Meksika) katledildi .

Sovyetler Birliği tam bir kapalı kutu idi . 1990’lar sonlandığında Kabe gibi tapımcılığımızın farkına vardık . Gerçek Sosyalizm devleti sonlandırır , halkla arasındaki açıyı kapatmaya çalışır . Parti / Devlet diktatörlüğü ve yetmiş yıllık deneyim sonucunda halkın değerlerine el koyan Oligarklar nefretle izleniyor , Küreselleşen Kapitalizm doğayı geri dönüşemeyecek biçimde tahrip ederken , silahlanma tüm hızıyla devam ediyor . Sosyal Politikalar yerine kar ve sömürü politikaları sistemli olarak sürüyor . Sosyalizm , Komünizm öldü diye - diye sömürü ve vahşet insanlığın kaderi olarak gösteriliyor.

Artık insanlık Kapitalizme dur demek zorundadır . Yeni bir Sol , Sosyalizm için sorunlar noktasından tartışarak , çözümün sağlanması zor değil.

Katılımcı , çoğulcu , doğrudan demokrasiyi içeren bir süreç gelişmiş demokrasilerde , Güney Amerika’da yeniden boy gösteriyor. Bizde de niçin olmasın .

Yunus’da ne zaman söylemiş ; Beyler azdılar malından , Bilmezler yoksul halinden , Çıkmışlar rahmet halinden , Nefis derdine dalmışlar.
Hoşça kalın…