Mensur Akgün
Türkiye pek çok sorunla aynı anda uğraşmak zorunda olan bir ülke. Bu biraz coğrafyasından, biraz tarih ve kimliğinden, en çok da içselleştirdiği yönetim anlayışından kaynaklanıyor. Sorunlar çözülmüyor biriktiriliyor, yönetilmek amacıyla erteleniyor ya da çözülürmüş gibi yapılıyor. En fazla yapılansa dışsallaştırmak, sorunun kaynağını başkalarına havale ederek çözümsüzlüğü, çaresizliği vurgulamak veya ima etmek.
Yabancılar, dış güçler, üst akıl, ötekileştirdiğimiz gruplar, bazılarıları için de mülteciler bildiğimiz, duyduğumuz açıklama yöntemlerinin başında geliyor. Sanırım yakında buna bir de iklim değişikliği eklenecek, siyasi iradenin seçim hakkının oynadığı rol iyice pasif hale getirilecek. Oysa her alanda, her sorunda yapılabilecek bir şey, alınabilecek bir tedbir var. Ne dünya siyasetinde, ne bölge politikasında, ne de iklim değişikliği karşısında çaresiziz. İstersek hemen her konuda çözüm üretebiliriz.
***
Bana öyle geliyor ki ilk yapmamız gereken de durumla sorunu birbirinden ayırmak. Durum, mesela iklim değişikliğinin dayattığı orman yangınları ya da şiddetli yağışların yol açtığı seller olabilir. Sorun ise bunu düşünüp tedbir almamak, dere yataklarına, muhtemel heyelan bölgelerinde inşaata müsade etmek ve yeteri sayıda yangın söndürme uçağı bulundurmamaktır. Devlet, daha doğrusu devleti bizim adımıza yöneten iktidar yangın çıkabileceğini de sel olabileceğini de hesaba katmak zorundadır.
BM çatısı altında hazırlananlar başta olmak üzere raporlar iklim değişikliğinin olasılı sonuçlarına yıllardır işaret etmektedir. İklim değişikliğinin önlenmesi için Türkiye’nin hem uluslararası sözleşmelere, rejimlere taraf olması ve taraf olunmayı, verilen sözleri tutmayı özendirmesi, hem de olası sonuçlarına ilişkin kendi içinde tedbirler alması gerekmektedir. Bağış talepleriyle, günah keçisi arayışlarıyla bu sorun geçiştirilemez.
Zarara uğrayanlara devlet desteği, toplumsal dayanışma ve hatta çok eleştirilen IBAN uygulaması bile şarttır. Zor durumda olanları geçmişin hataları kadar gelecekleri de ilgilendirir. Evini, barkını, işini kaybeden bir insan öncelikle durumunun iyileştirilmesini, zararının tazminini bekler. Bu da ancak dayanışma ve destekle olur. Ayrıca yangın ve sellerle sarsılan ekosistem de ihya edilmelidir. Fidan kampanyaları mutlaka düzenlenmelidir.
Ama zarar telafi edici çabaların hiç biri önleyici olmaz. Bu tür sorunların bir daha yaşanmamasını sağlamaz. En son Almanya örneğinde gördüğümüz gibi bazen tedbir almış olsanız da doğayla, iklim kriziyle, ani yağmurların yol açtığı sellerle baş edemezsiniz. Fakat önlem zararı azaltır, yangın söndürücü ve sel önleyici tedbirler çıkacak sorunların hafifletilmesine yardımcı olur. Kimse sizi tedbir almadınız diye suçlamaz. Toplumsal kırılganlıklar tetiklenmez.
Kaynak yetersizliği de tedbirsizliğe gerekçe olamaz. Eğer sorun kaynak olsaydı Kanal İstanbul gibi masraflı, külfetli ve pek çok açıdan tartışmalı olan bir proje başlatılmazdı. Sorun bariz şekilde siyasi tercih ve öncelik sorunu. Siyasi irade iklim değişiliğini önemsemiş ve çıkacak sorunların yaratacağı komplikasyonları öngörebilmiş olsaydı bu konu için de kaynak ayırır ve yaratırdı. Daha çok uçak alınır, THK da dahil eldeki imkanlar daha etkin şekilde kullanılırdı.
Benzeri dış politikamızı ilgilendiren konular için de geçerli. Burada da tespitle sorunu karıştırıyoruz, tespiti genellikle sorun zannediyoruz. Kimimiz emperyalizmi suçluyor, kimimiz büyük devletleri. Kimimiz de komşuları ve onların bitmek bilmez ihtiraslarını. Oysa bunlar sorun değil hangi açıdan baktığınıza bağlı birer durum tespiti. Nihayetinde hiç bir devlet diğerinin, dolayısıyla da Türkiye’nin dostu olamaz. Dünya siyasetinde kesişen ya da çatışan çıkarlar ve beklentiler olur.
Sorun bunun farkına varmadığımızda ya da sadece bize yönelik bir çıkar çatışması olduğunu düşündüğümüzde veya gücümüzü, muhataplarımızı etkileme ve yönetme kapasitemizi abarttığımızda başlar. Tespiti yapıp ilerlememiz, kendimizi dünyadaki güç dengelerinin içinde konumlandırmamız, yakınmak yerine çözüm üretmemiz, diplomasinin emrindeki tüm araçları etkin ve zamanın ruhuna uygun biçimde kullanmamız gerekir.
Hata yaptığımızda Suriye’deki gibi yanlış hesabın, daha doğrusu hesapların faturasını öderiz. Karşımıza bazen iç politikayı da sarsan “Suriyeliler” olarak çıkar, bazen PKK olur, kimi zaman da IŞİD ve mali külfetle, insan kaybı. Bizim ne Kıbrıs’ta ne de başka bir yerde hata yapma, geleceği öngörememe lüksümüz var. Altyapısını hazırlamadan hayata geçirdiğimiz her politikanın faturası ağır oluyor. Varmak istediğimiz yere, başarmak istediğimiz amaca ulaşamıyoruz. Yok hükmünde deyince Güvenlik Konseyi kararları ya da AB yaptırımları yok olmuyor.
Yine de kabul etmeliyiz ki dış politika Türkiye’nin görece başarılı olduğu, güç kullanarak da olsa görece iyi yönettiği alanlardan biri. Çözemesek de, ağır bedeller ödesek de sorunlarımızın çoğunu doğru veya yanlış tanımlanmış çıkarlarımıza, beklentilerimize bir ölçüde uyumlu hale getirebiliyoruz. Dünyanın pek çok yerinde oyun kurucu veya bozucu aktör olarak görülüyoruz. Keşke insan hakları sicilimiz de düzgün olsaydı da, ikna kabiliyetimizi daha etkili şekilde kullanabilseydik.
***
Diğer yandan çözülememiş sorunların kümülatif etkilerinin içeride ve dışarıda umulmadık komplikasyonlar yarattığını da görmemiz, anlamız gerek. Afganistan’daki durum mülteci tartışmasını tetikliyor. Yangın ve sel, sorunları dışsallaştırarak, başkalarına ihraç ederek yönetmeye alışmış iktidar bloğunu zorluyor. Dış politikada bir çıkış aranıyor ama galiba hala sorun ve zarar tespiti rasyonel şekilde yapılamıyor. Salgın, ekonomi kriz, yangın uçağı da dahil zamanında alınmamış her türlü tedbir meşruiyet açığını büyütüyor.
Bunların iktidarı zayıflatıp zayıflatmayacağını kestirebilmek zor. Yakında muhtemelen hepsi unutulur, başka bir konu toplumun önemseme öncelikleri arasına sokulur. Yaralar da bir şekilde sarılır. Fakat sorunlarını tanımlayamayan, zamanında tedbir alamayan, durumu sorun sanan Türkiye selden yangına, Avrupa Konseyi ile olan ilişkilerden iltica konusuna pek çok alanda zorlanmaya, öngörüsüzlüğün faturalarını ödemeye devam eder. İyi ve her şeye rağmen huzurlu bir Pazar günü geçirmeniz dileğiyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.06.2025
11.05.2025
12.02.2025
29.01.2025
8.01.2025
25.12.2024
15.12.2024
27.11.2024
6.11.2024
20.10.2024