Mümtazer TÜRKÖNE
Cumhurbaşkanı'nın her sabah kalktığında aynaya bakıp sorduğu soru bu olmalı: "Ayna ayna, söyle bana; benden daha güçlüsü var mı?"
Zamanımızın aynası kameralar ve gazete sayfaları. Kitlelerin karşısına çıkan veya küçük bir salonda kameraların eşliğinde seçkin bir gruba hitap eden politikacı, içinden bu soruyu mutlaka geçirir. Hafta içi TÜSİAD toplantısında Erdoğan, Türkiye'nin büyük sermaye patronlarına bu soruyu sordu. Aynadan gelen ürkek ve çekingen karşılığı salondakiler, Cumhurbaşkanı'nı ayakta alkışlayarak vermiş oldular. Erdoğan hırpaladığı, örselediği aynadan aldığı bu cevaptan muhtemelen mutlu olmuştur. Karşısında oturanlara ayar çeken, fırçalayan bir büyük patronu, en iyi patronlar anlar. Emrinizdekilerin sizden çekinmesi lâzım; bu yüzden arada bir bahane bulup karşınıza alacak ve iliğini boşaltacaksınız. Patronun kim olduğunu güzelce hatırlatmış ve işleri yoluna koymuş olacaksınız. Nezaket eşit düzeydekilere göredir; emrinizdekine kaba davranmak gerekir.
Peki bu cevabı, yani TÜSİAD üyelerinin ayaktaki alkışını gücün gerçekten Erdoğan'da olduğu şeklinde yorumlamak doğru mu? Galiba tam tersi doğru. Sermaye sahipleri hem birbirleriyle hem de Erdoğan ile dalga geçiyorlar. Müteşebbis, her şeyin maliyetini hesaplayan adamdır. Bu alkışların hiçbir maliyeti yok. Ekonomik dengelerden endişe duyan sermaye sahiplerinin, sıfır maliyetle durumu geçiştirmeleri, bir güç gösterisine direnerek gereksiz bir politik tartışmanın tarafı olmaktan daha mantıklı değil mi? Büyük sermayenin ne düşündüğünü merak edenlerin TÜSİAD başkanının zehir zemberek sözlerine kulak kesilmesi lâzım. TÜSİAD başkanı "Sayın Cumhurbaşkanım" nezaketiyle, karşısında oturan Erdoğan'ın gözlerinin içine bakarak onun gerçek gücünü borçlu olduğu ve hâmiliğini üstlendiği rant sektörünü, sanayi sektörünün sözcüsü sıfatıyla eleştirebildi mi? Bu kadarıyla yetinmeyenlerin Erdoğan'ın aynaya sorduğu sorunun cevabını asıl dışarıda, başka bir tartışmada aramaları ve bulmaları mümkün.
Gerçek cevap açık veya üstü kapalı Bank Asya tartışması üzerinden zaten verildi. Güç kimin elinde? Kimin dediği oluyor? Erdoğan aylardır emrindeki bütün devlet ve medya gücünü seferber ederek sürdürdüğü Bank Asya'yı batırma operasyonundan sonuç alamadı. En son TÜSİAD toplantısında savaşa doğrudan kendi komutasındaki muhafız alayını sokar gibi en son gücünü sürdü. Karizmasını, bütün kariyerini, ağırlığını, itibarını koyarak son bir teşebbüste bulundu. Demek ki cephanesi tükendi. Nihayetinde "ben 'battı' diyorsam batmıştır" edasındaki şımarık-küçük bir çocuk gibi tepindi. Takipçilerini, sevenlerini, haleflerini ve ona mahkum olanları "ya ben ya Bank Asya" ikilemine soktu. Bir tür güç denemesi, "ayna ayna söyle bana" muhabbetiydi bu. Sonuç: Halefleri -Başbakan ve Ekonomi Bakanı- "kararı sen keyfince veremezsin, hukuk kuralları çerçevesinde BDDK verir" cevabını vermiş oldular ve hâlâ o noktada duruyorlar. Kararı verecek olan BDDK'nın başkanı ise -ki o makamı Erdoğan'a borçlu idi- izin alıp, sırra kadem bastı. BDDK Başkanı koskoca Cumhurbaşkanı'nın "kapatmazsa BDDK sorumlu olur" tehdidine, havlu atıp "kanunsuzluğun bu kadarına alet olamam" karşılığını vermiş oldu.
Erdoğan'ın ayna ile diyaloğu çok fena gidiyor. Çok erken başlamış bir kavga devletin zirvesindeki güç dengesini yeniden oluşturuyor. Kavganın tek taraflı olduğunu, Erdoğan'ın halefleriyle değil, aynada kendisiyle kavga ettiğini unutmayalım. Türkiye, hem ısınan bölge coğrafyasıyla, hem de rant sektörünün iliklerine kadar sömürdüğü ekonomisi ile kırılgan durumda. Bu kırılgan yapının Erdoğan'ın "paralel yapı fantezileri"ni ve Gülen Hareketi'ne karşı aylardır alenen yürüttüğü savaşı taşıması çok zor. IŞİD'e karşı Türkiye'nin uluslararası alanda sefer edebileceği etkili gücü Hizmet Hareketi'nin ellerinde. Erdoğan'ın kin ve nefret dünyasından gelen Bank Asya'yı batırma lüksünü ekonominin taşıması imkânsız. Sorumluluk sahibi olanlar mecburen bu sorumsuzluğu telafi ediyorlar.
"Ayna ayna söyle bana" muhabbetinin artmasını otoritenin aşınması olarak görebilirsiniz. Gücünden emin olan, bu soruyu sormaz ve güç gösterisinde bulunmaz.
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025