Murat BELGE
18. yüzyılın başından beri Türkler Batı karşısında komplekslidir. Çünkü 17. yüzyılın son yılında Karlofça’yı imzalamak zorunda kalmış, 1718’de de Pasarofça’ya mahkûm olmuşlardır. Bu iki olay “Biz bu adamlarla galiba başa çıkamayacağız” düşüncesinin bünyede yer etmesine yol açmıştır. “Bizden daha zenginler. Bizden daha güçlüler.”
Aradan geçen yıllar ve yüzyıllar da bu düşüncelerin değişmesini gerektirecek değişimler getirmedi.
Lâle Devri’nde Fransa’ya sefir göndermiştik: Yirmisekiz Mehmed Çelebi’yi. Bu bir “ilk”ti; o zamana kadar Osmanlı elçi göndermez, elçi kabul ederdi. Bunun, büyüklüğün şanından olduğuna inanırdı. Avusturya Kralı’nın Padişahın değil de Sadrazamın dengi olduğunu antlaşmaya yazdırmak, çok önemliydi. Kanunî’nin Fransa Kralı’na yazdığı mektuptaki böbürlenme, çok önemliydi. Karlofça ve Pasarofça bu kibiri silip götürdü. Ondan sonra da yığınla gurur kırıcı antlaşma imzalandı Küçük Kaynarca gibi.
Böbürlenecek gücümüzü kaybettiğimize çok üzüldük, karalar bağladık. Oysa o böbürlenme zaten iyi bir şey değildi. Yanlıştı. Böbürlenmek, hamlıktır. Kendin olgunluk gösterip o huyu bir kenara bırakmazsan, bıraktıracak biri er geç çıkar zaten.
Ama biz çok üzülüyoruz. Hâlâ çok üzülüyoruz. Hâlâ çok üzüldüğümüz için de Sarkozy’nin bazı münasebetsiz laflarından sonra Başbakan Süleyman’ın “Firençesko’ya Mektubu”nu okumaya başlıyor. Oysa bunu yapmak, dünyanın gözünde, Sarkozy’nin münasebetsizliğini mazur göstermek oluyor.
Derken iktidar partisinden bir hukuk profesörü AB raporunu “çöpe” atmaya kalkışıyor. Derken bir AKP bakanı AB’ye Nobel verilmesine “çok güldü”ğünü açıklıyor. Gülmüş, çünkü “AB gelmiş geçmiş ikiyüzlülüğü en fazla hissedilmiş olan bir birlik”miş.
Ödülün “AB fikri”ne verildiğinin, AB fikrinin dünya barışı için neler temsil ettiğinin farkında değil herhalde. Şu anda çeşitli Avrupa ülkelerinde iktidarda olan birilerine verildiğini sanıyor olmalı. Yoksa AB gibi bir “ulusaşırı” birlik de mi ikiyüzlü?
Bugünlerde AKP’lilerin böyle çocukça kompleksli tavırlar sergileyerek Avrupa’yı aşağılamalarında herhalde Avrupa’nın içine girdiği ekonomik krizin de payı var. Bizim ekonomi tıkırında, onlar krizde. İşte, bunca yıllık ezilmeden, kompleksten sonra, nihayet yeniden bir böbürlenme fırsatı çıkıyor. “Sen kimsin? Kendini ne sanıyorsun? Bir ayağın krizde, bir de tutmuş benim aleyhimde rapor yazıyorsun. Ben senin raporunu çöpe atarım aksi gibi çöp kutusu da koymamışlar.”
Bu mealde konuşan kişi iktidar partisinin, Meclis’te Anayasa Komisyonu’nun Başkanlığı’nı yapan milletvekili. “Avrupa Parlamentosu’nun sözünü ciddiye almayacağım” diyen kişi de Avrupa’yla ilişkilerden sorumlu bakan. Nobel’e gülen de Ekonomi Bakanı.
Bir insan da, bir ülke de, bu türden davranışlarla yücelmez. Bunlar “çiğ” davranışlar. Çocuklar, geçici bir başarı kazandıklarında, bunun ebedî bir durum olduğunu sanıp rakiplerine nanik falan yaparlar. Her durum gibi bunun da değişebileceğini hesaplayamazlar. Çünkü çocukturlar.
Şu kahrolası Batılılar kadar zengin olamadığımız, güçlü olamadığımız için kahrolurken de, Batı’nın asıl başarısının “açık düşünce/ açık toplum” dengesini kurmak olduğunu görmemiştik. Sorunun temelinin bir zihniyet sorunu olduğunu, bir “eleştirel düşünce” sorunu olduğunu, gücü de son kertede onun yarattığını anlayamamıştık.
Bu özellikleriyle Avrupa bizim için hâlâ bir model, erişilmesi gerekli bir menzildir. Şu sıralar tekleyen ekonomisinden ötürü değil; siyasî kültüründe, toplumsal terbiyesinde vardığı aşamalarla bir menzildir. Özgür düşüncesi, eleştirel aklıyla bir menzildir. Bu da, olur olmaz böbürlenmekle, yanlışınla, kusurunla yüzleşmemekle, yere öteberi fırlatmakla erişilecek bir menzil değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025