Tuncer KÖSEOĞLU

Tuncer KÖSEOĞLU
Tuncer KÖSEOĞLU
Serbestiyet.com Tüm Yazıları
Kasım çağrışımları
30.11.2012
2839

 Yaşamak başlı başına mucizevî bir olayken, mucizeler bekler olduk çokça. Kıyamet alâmeti sayılabilecek mucizeler kasım ayında geliverdi birden. Maya Takvimi’ne göre 21 aralıkta dünyanın sonu geliyor. Gülüp geçilebilecek bu olay, kıyamet alâmetleri bir biri ardına gelince bende kaygıyla birlikte, “olur mu olur” duygusu yaşatmaya başladı. Şöyle ki; önce Fenerbahçeli Bekir, Marsilya maçında mucize kabilinden bir röveşata golü attı. Bekir’in attığı güzel golün şokunu daha üzerimden atamamışken Servet’in Trabzon’a attığı gol geldi bu kez.. İri yarı Servet, Messi’yi bile kıskandıracak çalımlarla ceza sahasına girdi ve golünü attı. İnanamadım, gözlerimi ovdum, evet bunları yapan Servet’ti.

Derken hafta içi kupa maçı vardı ve Galatasaray, Balıkesir’le oynuyordu. Yiğidim aslanım Sabri de sahadaydı tabii. Maçta Sabri, inanılması güç bir şekilde arka arkaya üç kez isabetli orta yaptı ceza alanı içine. Bu olaylar kasım ayı içinde ve kıyametin kopacağı 21 aralıka sayılı günler kala meydana geldi. Kıyamet kopacağına iyice inanmaya başlayan ben son günlerimi mutlu ve huzurlu geçirmeye karar verdim. Kimseyle siyaset konuşmadığım gibi, Fenerbahçeli dostlarımla karşılaştığımda iki kere sarılıp bağrıma basıyor, doğanın mucizevî dönüşümünü izliyorum. İstanbul’un betonlarının izin verdiği kadarıyla. Daha da yüksek heybetli yapılar yapar ve bunlarla övünürken o mucizevî değişimi göremez oluyoruz artık. Ağaç yapraklarında gözlemlenen mucizevî dönüşümün betonlar tarafından görünmez kılınması da bir şehirli için çok acı bir şey. Daha da acı olanı ise bunun farkına varmadan harala gürele bir ömrün tüketilmesidir. Çocukluğum, Kaçkar Dağları’na bakan bir evde geçti. Her mevsim doğanın mucizevî dönüşümüne tanıklık ederdim. Nisan nasıl uyanış ayı ise kasım da renk cümbüşünün en yoğun olduğu aydı benim için. Hele o gürgen yapraklarının kızıllığı yok mu? Hangi ressamın fırçası anlatabilir ki bu renklerin birbirine karışmasını.

Kasımda aşk başka mıdır bilemem. Bu konuda istatistikî bir çalışma yapıldı mı bilmiyorum. AmaKadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nün 25 kasım olması nedeniyle bol bol istatistikler yayımlandı gazetelerde. Her iki günde, bir kadının cinayete kurban gittiğibir ülkede yaşadığımızı biliyoruz artık. Buna yıl içinde balkondan düşüp şüpheli şekilde ölen 50 kadını da eklerseniz durumun vahameti ortaya çıkıyor. Kadın cinayetlerinin artmasını kadınların eşitlik mücadelesi vermesine bağlıyorum. Kadınlar eskisi gibi her deneni kabul etmiyor, erkeklere karşı mücadele veriyor. Bu mücadeleyi verirken bana göre AKP’nin tartışmasız en başarılı bakanı Fatma Şahin’den büyük destek görüyorlar. Eşitlik mücadelesinde Fatma Şahin gibi bir bakanın olması kadınlar için şans. Bir gün bu savaşı kazanacak kadınlar...

Ölümün kutsandığı, yaşamanın anlamsızlaştırıldığı ülkede aşklar da şiddetle yoğruluyor işte. Geçen gün tanık oldum. Yağmurlu bir gündü, genç bir çift el ele yürüyordu önümde. Kız, çocuğa bağırdı“Hayvanın tekisin sen”. Çocuktan cevap, “Evet ben bir hayvanım”. Kız devam etti “Ulan sana trip atıyorum. Bekliyorum tepki vermeni aradan beş dakika geçiyor oralı bile olmuyorsun...”. Erkekten yine cevap “Ben hayvanın tekiyim”. Böyle konuşarak el ele yürüyüp uzaklaştılar. Üzerlerine kasım yağmuru yağıyordu...



[email protected]

twitter@TncrK

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar