Tuncer KÖSEOĞLU
Yaşamak başlı başına mucizevî bir olayken, mucizeler bekler olduk çokça. Kıyamet alâmeti sayılabilecek mucizeler kasım ayında geliverdi birden. Maya Takvimi’ne göre 21 aralıkta dünyanın sonu geliyor. Gülüp geçilebilecek bu olay, kıyamet alâmetleri bir biri ardına gelince bende kaygıyla birlikte, “olur mu olur” duygusu yaşatmaya başladı. Şöyle ki; önce Fenerbahçeli Bekir, Marsilya maçında mucize kabilinden bir röveşata golü attı. Bekir’in attığı güzel golün şokunu daha üzerimden atamamışken Servet’in Trabzon’a attığı gol geldi bu kez.. İri yarı Servet, Messi’yi bile kıskandıracak çalımlarla ceza sahasına girdi ve golünü attı. İnanamadım, gözlerimi ovdum, evet bunları yapan Servet’ti.
Derken hafta içi kupa maçı vardı ve Galatasaray, Balıkesir’le oynuyordu. Yiğidim aslanım Sabri de sahadaydı tabii. Maçta Sabri, inanılması güç bir şekilde arka arkaya üç kez isabetli orta yaptı ceza alanı içine. Bu olaylar kasım ayı içinde ve kıyametin kopacağı 21 aralıka sayılı günler kala meydana geldi. Kıyamet kopacağına iyice inanmaya başlayan ben son günlerimi mutlu ve huzurlu geçirmeye karar verdim. Kimseyle siyaset konuşmadığım gibi, Fenerbahçeli dostlarımla karşılaştığımda iki kere sarılıp bağrıma basıyor, doğanın mucizevî dönüşümünü izliyorum. İstanbul’un betonlarının izin verdiği kadarıyla. Daha da yüksek heybetli yapılar yapar ve bunlarla övünürken o mucizevî değişimi göremez oluyoruz artık. Ağaç yapraklarında gözlemlenen mucizevî dönüşümün betonlar tarafından görünmez kılınması da bir şehirli için çok acı bir şey. Daha da acı olanı ise bunun farkına varmadan harala gürele bir ömrün tüketilmesidir. Çocukluğum, Kaçkar Dağları’na bakan bir evde geçti. Her mevsim doğanın mucizevî dönüşümüne tanıklık ederdim. Nisan nasıl uyanış ayı ise kasım da renk cümbüşünün en yoğun olduğu aydı benim için. Hele o gürgen yapraklarının kızıllığı yok mu? Hangi ressamın fırçası anlatabilir ki bu renklerin birbirine karışmasını.
Kasımda aşk başka mıdır bilemem. Bu konuda istatistikî bir çalışma yapıldı mı bilmiyorum. AmaKadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nün 25 kasım olması nedeniyle bol bol istatistikler yayımlandı gazetelerde. Her iki günde, bir kadının cinayete kurban gittiğibir ülkede yaşadığımızı biliyoruz artık. Buna yıl içinde balkondan düşüp şüpheli şekilde ölen 50 kadını da eklerseniz durumun vahameti ortaya çıkıyor. Kadın cinayetlerinin artmasını kadınların eşitlik mücadelesi vermesine bağlıyorum. Kadınlar eskisi gibi her deneni kabul etmiyor, erkeklere karşı mücadele veriyor. Bu mücadeleyi verirken bana göre AKP’nin tartışmasız en başarılı bakanı Fatma Şahin’den büyük destek görüyorlar. Eşitlik mücadelesinde Fatma Şahin gibi bir bakanın olması kadınlar için şans. Bir gün bu savaşı kazanacak kadınlar...
Ölümün kutsandığı, yaşamanın anlamsızlaştırıldığı ülkede aşklar da şiddetle yoğruluyor işte. Geçen gün tanık oldum. Yağmurlu bir gündü, genç bir çift el ele yürüyordu önümde. Kız, çocuğa bağırdı“Hayvanın tekisin sen”. Çocuktan cevap, “Evet ben bir hayvanım”. Kız devam etti “Ulan sana trip atıyorum. Bekliyorum tepki vermeni aradan beş dakika geçiyor oralı bile olmuyorsun...”. Erkekten yine cevap “Ben hayvanın tekiyim”. Böyle konuşarak el ele yürüyüp uzaklaştılar. Üzerlerine kasım yağmuru yağıyordu...
twitter@TncrK
Yazarlar
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.12.2023
20.05.2023
7.03.2022
1.03.2022
14.02.2022
28.01.2022
24.01.2022
12.01.2022
29.12.2021
20.12.2021